18 Mar 2013

Çanakkale Zaferi'nin sırrı!

Çanakkale Zaferi'nin derinliğinde, İttihatçı devrimcilerin 1908 Meşruti Devrim'den sonra Türk ordusunu tepeden tırnağa yenilemeleri ve ülkede devrimci ruh yaratmalarıydı. Başkomutan Vekili Enver Paşa, Abdülhamid'in çağın strateji ve askerlik tekniklerini bilmeyen, cahil, yaşlı ve alaylı komutanlarını tasfiye etti. İnkılâp öncesi subaylar içinde 58 yaşında teğmenler, 62 yaşında üsteğmenler, 65 yaşında yüzbaşılar ve 80 yaşında da binbaşılar vardı. Tasfiye edilen subayların sayısı 10 bini buldu. Genç subayların önü açıldı. Reformda Goltz Paşa gibi önmeli Alman komuta heyeti de yardım etti.
Çanakkale Zaferi'nin sırrı! 
BALKAN HARBİ'NİN UTANCI SİLİNDİ

İttihatçı karşıtı İngiliz yanlısı Kâmil Paşa hükümetinin basiretsizliği yüzünden kaybettiğimiz Balkan Harbi'nin utancını, 23 Ocak 1913 günü iktidarı eline alan devrimci yönetim kısa sürede sildi. Yaklaşmakta olan Cihan Harbi'ne karşı ittifaklara ve hazırlıklara girişti. İngilizleri bile hayran bırakan Teşkilatı Mahsusa (istihbarat teşkilatı) kuruldu. Hava Kuvvetlerinin temeli 1911'de Enver Paşa tarfından atılmıştı. Daha da kuvvetlendirildi. Cihan Harbi'nde çok kapsamlı kullanıldı. (1916 yılında 90 uçak, 81 pilot ve 58 de gözetmen vardı. Bu sayı savaş boyunca 300’e çıktı.) Donanmaya yeni gemiler alımı için halk seferberliği başlatıldı.

ORDUDAKİ REFORMUN ETKİSİ

Çanakkale'deki 5'nci Ordunun Komutanı Liman Von Sanders, çok iyi hazırlıkla Çanakkale Boğazı'na savunma düzeni kurdu. Almanya'dan silah ve top getirtti. Sistematik düşünce adamı Sanders ihtiyatlılığıyla meşhurdu. Çıkarma yerinde hata yaptı, ancak bunu kısa sürede telafi etti. İtilaf güçlerinin Boğazı geçemeyeceği konusunda kararlıydı. Askerlere güven verdi. Marmara Boğazı'na bine yakın top yerleştirdi. Saray taşınma hazırlıkları yaptığı bir sırada Mehmetçik kanının son damlasına kadar savaştı. Bu direnç herkesi şaşırttı. Askeri disiplin, Cihad'ın etkisinden daha fazla oldu. Böylece savunma, saldırıya galip geldi! Yazar Sean McMeekin şöyle formüle eder: "Askeri gözlemciler bu zaferi, Liman'ın ordu reformuna, Nisan'da bataryaların kurulmasına ve Mustafa Kemal'in taktik dehasına bağlayabilir" (Berlin-Bağdat Demiryolu, Çeviri: Azize F. Çakır, Picus Yayınları, 2010, s.239)

GENÇ ORDU DESTAN YAZDI

Meşruti Devrimle yeniden doğan ordu, en büyük sınavını Çanakkale’de verdi. 'Hasta adam' ayağa kalkmış ve zamanın en büyük emperyalist gücüne karşı canla başla mücadele etmeye başlamıştı. Çanakkale'ye koşan ordunun Mehmetçiklerinde yüksek vatan duygusu vardı. Genç subaylar komutasındaki ordu, ölümüne direniyor ve Çanakkale'yi karadan zorlayan düşmana karşı bir adım bile geri çekilmiyordu. 500 bin asker sevk edildi. Dünyanın kaderi değişti. Rusya'da Çarlık yıkıldı; Bolşevikler iktidara geldi. Kararlılığı gören düşman 1916 yılı başında sessizce cepheyi terk etti. Türk ordusu 29 Nisan 1916 günü de Irak Kutül Amare'de zafer yazdı. İngiliz tümenini 500’e yakın subayıyla birlikte esir aldı.

KURTULUŞ SAVAŞI'NIN KOMUTANLARI BURADAN ÇIKTI

Çanakkale Savaşı'nda en önemli kazancımız Mustafa Kemal Paşa gibi bir komutanın çıkması ve Kurtuluş Savaşı'nda halka önderlik etmesiydi. Bu savaşta görev yapan ve başarılı olan komutanlar, Milli Mücadele'de önder görevler yaptılar: Fevzi Çakmak, İsmet İnönü, Fahrettin Altay, Mehmet Şefik Aker, Kemalettin Sami Gökçen, Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Binbaşı Mahmud, Binbaşı Fazıl, Yüzbaşı Selahattin, Kılıç Ali Bey buna küçük bir örnek… Mustafa Kemal'le Samsun'a çıkanlar da Çanakkale'de görev yapmışlardı: Kâzım Dirik, Mehmet Arif Ayıcı, Hüsrev Gerede, Cevat Abbas Gürer, Arif Hikmet Gerçekçi.

ÇANAKKALE'DE KAÇ ŞEHİT VERDİK


Çanakkale Savaşı'nda yıllarca '250 bin şehit verdik' denilir. Konunun tarafı Genelkurmay Başkanlığı, yayınlarında böyle demiyor. Çanakkale Harbi'nin 75'nci yılı nedeniyle hazırlanan kitapta verilen 'kayıplar tablosu'na göre gerçek şehit sayımız 56 bin 495. Bu rakamın içinde şehit olan 589 subay da var. Genelkurmay'ın "Çanakkale Cephesi 5'nci Ordu'nun 25 Nisan 1915'ten 9 Ocak 1916'ya kadar olan personel zayiatları" başlıklı tabloda, şu ayrıntılı bilgiler yer alıyor:

İNGİLİZLERİN KAYBI: 252 BİN!

Genel yaralı sayımız 96 bin 495 kişi. Kayıp er sayısı 11 bin 151 kişi. Hastalıktan hayatını kaybedenin sayısı 20 bin 297 kişi. 14 bin kişi de hastaneye, 7 bin 804 kişi ise hava değişimine gönderilmiş. Askeri literatürde 'kayıp' demek 'ölmüş/şehit olmuş' demek değil. İçinde şehit, yaralı, hasta, kayıp (ölüsü ve dirisi bulunamayan) var demek. Genelkurmay kayıtlarına göre bu manada (şehit, kayıp, yaralı dahil) toplam kayıp: 208 bin 22 kişi! Yani yine '250 bin' değil. '250 bin şehit', Çanakkale Savaşı'nın büyüklüğünü 'küçültmemek' adına kabul edilip bugüne gelmiş. Oysa savaşların önemini, verilen kayıplar -tek başına- değil; yarattığı siyasi sonuçlar belirler... İtilaf kuvvetlerinin kayıpları ise 47 bini ölü, 205 bini de yaralı vs. toplam 252 bin! (Çanakkale Muharebeleri 75'nci Yıl Armağanı, Genelkurmay ATASE Yayınları, Ankara, 1990)

18 MART GÜNÜ, 26 ŞEHİT VERDİK!

Bugün matem havasında geçen '18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi Bayramı'mızda, dünyanın en büyük donanmasına geçit vermedik. 'Güneş batmaz İmparatorluk' denilen İngiltere ve ortağı Fransız donanmasını bir bir batırarak tarihe altın zaferi yazdık. Çanakkale Zaferi, başarısız Viyana Kuşatması (1. Kuşatma 1529-2. Kuşatma 1683)'ndan sonra, kazandığımız en büyük başarıydı! Deniz Zaferi'yle; 25 Nisan günü başlayacak olan kara savaşı için büyük moral kazandık. Türk milletine ve ordusuna güven geldi. Millet akın akın çocuklarını cepheye gönderdi. O gün doğanlara 'Muzaffer' ismi verildi.

'ASİL TÜRK ORDUSU KARŞISINDAYIZ'

İngiliz komutan General Hamilton'un "Çok cesur harp eden, iyi sevk ve idare edilen asil Türk ordusu karşısında bulunuyoruz" (Ian Hamilton, Gelibolu Günlüğü, Hürriyet Yayınları, 1972, s.243) demek zorunda kaldığı zafer günü sonunda, Birleşik donanmada bulunan Buve, Ocean ve İrresistible zırhlıları bir bir denizin dibini boylarken, İnflexible, Golva, Suffren ve Agamennon ağır yara alarak savaş dışı kaldı. 44 ağır top da kullanılmaz hale geldi. Toplamda donanmanın 1/3'ü kaybedilmiş oldu. 800'e yakın asker de hayatını kaybetti. Bir tabyaya 4 bin merminin düştüğü çetin muharebede Türk kuvvetleri ise 4'ü subay, 22'si er-erbaş toplam 26 şehit, 1'i subay 52'si de er-erbaş olmak üzere toplam 53 yaralı verdi. Müttefikimiz Almanlar ise 3 er-erbaşını ölü verdi. 1'i subay 14'ü er-erbaş toplam 15 kişiyi de yaralı olarak kaybetti. (Birinci Dünya Harbi'nde Türk Harbi, 5. Cilt Çanakkale Cephesi Harekâtı 1'nci, 2'nci ve 3'ncü Kitapların Özetlenmiş Tarihi, ATASE Yayınları, Ankara, 2002)

Hiç yorum yok: