20 Kas 2011

Tekasür ehli

Kur’an’ı Kerim’in inen ilk surelerinden Tekasür Suresi, bizleri düşündürüyor. Aktaracağım bu verileri sizler de tefekkür ettiğinizde, bunun temel nedenlerini belirgin biçimde göreceksiniz...
“Mal çoğaltma yarışı sizleri oyalar.
Ta ki kabirleri ziyaret edene kadar!
Hayır, yakında bileceksiniz,
Elbette, yakında bileceksiniz.
Gerçeğin öyle olmadığını, kesin bir bilgi ile bileceksiniz,
Andolsun ki, o çılgın cehennemi göreceksiniz,
Gelecekte onu çıplak gözle göreceksiniz.
Nihayet o gün, sakladığınız mallardan-nimetlerden hesaba çekileceksiniz...”
Sure, “elhakumut tekasür” şeklinde bir ifadeyle başlıyor. Tekasür, kesret “ksr” kökünden gelir. Çoğaltmak demektir. Mesela, ekseriyet (çoğunluk), kesir (bölme) gibi türevleri vardır.
Kavramın zıttı, vahdettir. Vahdet, tek-bir-bütün manalarına gelir. Kesret ise çok, çoğalmış, bölünmüş gibi anlamlar ihtiva eder...
Birlik ve bölücülük
Sureye göre, toplumsal bir kavram olan kesret yani bölünme; mal artırmayla alakalıdır. 1400 yıl öncesinden yapılan bu muhteşem tahlil, toplumu bölen, parçalayan ana nedenin, mal artırma olduğunu gözler önüne seriyor.
Bunun bir oyalanma olduğu hakikati, “Yakında bileceksiniz” cümlesi ile belirginleşiyor. Ve en önemlisi ise yakınlık “çıplak göz ile görme” noktasında beliriyor.
Yani hayatta iken sonuçlarını görmek...
Yeryüzü cehennemi
“Mal artırdıkça, bu sürecin sonuçlarını (cehennemi) görecek ve yaşayacaksınız” diyen bu ayetler, çok bariz biçimde; nitelikli bir analiz yapıyor. Kur’an’ın ilk surelerinden olan Tekasür (mal artıranlar) Suresi, kapitalizmin suratına indirilmiş bir şamardır.
Mahşer nedir?
Kur’an’da kıyamet ayetleri, Mekke fethine kadardır. Mekke fethinden sonra hiçbir surette kıyamet ayeti gelmez. Dolayısı ile Kur’an’ın kıyameti, fetih-devrimdir. Bu, sosyal anlamıdır. İtikadi olan kısım da söz konusu olabilir. Lakin öncelikli olan, yeryüzü kıyametidir.
Bu kıyamet sonrası, mal çoğaltıp toplumsal karmaşaya neden olanlar (bölücüler) hesaba çekilecek imiş. Evet Kur’an aynen bunu söylüyor. Tekasür Suresi bir ültimatom suresidir. Aynen bu ültimatomu veriyor.
Vahdet ve kesret
Kur’an’ın önerdiği toplum (Ümmet’i Vahide), vahdet bilinci ile donanmış bir toplumdur. Muminun Suresi’ne geçen Ümmet’i Vahide kavramı da bunun en belirgin örneğidir. Hatta tek toplum bilincini katleden olgunun mülkiyet olduğu bu surede anılır. (Bkz. Muminun Suresi, 51-62 arası ayetler)
Mülk artırmanın “şeytan telkini olduğu” belirtilir. (Taha Suresi, 120. ayet)
Ve insanlığa malların Allah’a ait olduğu, ihtiyaç artanının dağıtımı emredilir. (Bkz. Bakara Suresi, 219. ayet)
Bir toplum, din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın; tek toplum. Vahdet budur.
Ve kesret ise kavimlerin birbirine düşmesine neden olan algıdır. Yine Muminun Suresi’nin ilgili bölümlerinde, “Sınıflara ayrıldınız ve her grup kendisindekiler ile övünmeye başladı” der.
Yani aslında kavganın kökünde mülkiyet vardı ama sizin ayrılıklarınız neticesinde; birbirinize düşman kesildiniz.
Çünkü sizleri bölenler, esas hedefi ya da sorunu görünmez kıldı. Sizi sahte çelişkilere hapsetti...
Tıpkı, Türk-Kürt kavgası gibi. 
İşte Tekasür Suresi, bugünün suresidir. Zamanın yüzüne çarpılmış bir şamardır. Bir devrimdir...
İşte kenz sosyolojisi
Kenz sosyolojisinde, asıl hedef görünmezdir. 10 doğru 1 yanlış felsefesi üzerinde gelişir. Kenzi görünmez kılmanın yolu, yabancılaştırma, yapay çelişkilere hapsetmedir.
Mesela, “Emperyalizme sallayıp kapitalizmi es geçmek” ya da kapitalizme sallayıp emperyalizmi es geçmek; kenz sosyolojisinin genel yaklaşım tarzıdır.
Kenzciler (kenzolar) ya da tekasürcüler; görünmezleşmek için her yolu denerler.
Bunun başında; etnik kavga türetme gelir. Bu kavga, ana hedefi görünmez kılıcıdır. Ki Kur’an meseleyi tam olarak bu minvalde inceler...
O halde, birlik, beraberlik, kardeşlik; kenz dinciliğinin karşısındaki en güçlü kaledir.
Kaleyi koruyalım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder