16 Ağu 2012

‘Mezhep kışkırtması’ AKP’deki tepkileri bastırmak için mi?


Önce Suriye, arkasından Irak Merkezi Hükümeti, sonra Rusya, şimdi de İran. Gerilimin artmasıyla eş zamanlı olarak Başbakan Erdoğan’ın “mezhep kışkırtıcılığının” artması dikkat çekiyor.
Erdoğan son dönemlerde çıktığı her televizyon programında, yaptığı her konuşmada “ince ince” mezhep konusunu gündeme getiriyor. Dozunu da giderek arttırıyor.
En son A Haber-ATV ortak yayınında işi biraz daha ileri götürdü. Cemevleri üzerinden Alevilere ağır eleştirilerde bulundu. Alevilerin camiye gitmediklerini bile bile Alevilere ibadet için camiyi adres gösterdi.
“Alevilerin içinde ateistler var” gibi “ucube” bir söz söyledi. Başbakanın tavrının önümüzdeki günlerde artarak devam edeceği görünüyor.
Kontrol kayboluyor
AKP’nin kuruluşunda önemli görevler üstlenmiş, şimdi biraz kenara çekilmiş, biraz da küsmüş, “polemiğe girmek istemiyorum” diyerek isminin yazılmamasını isteyen bir AKP’liye Başbakan Erdoğan’ın son dönemlerdeki “mezhep kışkırtıcı” tarzdaki sözlerini sordum.
Önce konuşmak istemedi. Ama sonra dayanamadı ve özetle şunları söyledi:
“Erdoğan nasıl Türkiye’de ve çevredeki olayları kontrol edemez hale geldiyse, AKP’deki durumu da öyle. Şu anda tek hakim durumu var. Ama her an bozulabilir bir noktada ilerliyor. Cemaatlerle sorunlar, Gül’le yaşadıkları yetmezmiş gibi şimdi bir de komşular eklendi. Suriye ve Irak yönetimleriyle gerginlik çok etkili olmaz. Ama işin içine İran da girerse iş değişir. Durum oraya doğru gidiyor. Erdoğan gelişmeleri hisseder. Zaten hissettiği için mezhep işini öne çıkarıyor. Durumu ancak mezhep tartışmasıyla aşabileceğini düşünüyor. Ama ters de tepebilir. Bunun işaretleri de gelmeye başladı.”
AKP çevrelerinde mezhep tartışmalarından haz duyanlar da kaygılananlar da var. Ancak mezhep tartışmasında Başbakana açıktan karşı çıkacak kimsenin olmadığı konuşuluyor. “Başbakan sıkıntıyı mezhep tartışmasıyla bastırıyor“ görüşünü savunanlar susuyor.
Kılıçdaroğlu’nun Suriye konusundaki sesinin Başbakan’ın “mezhep suçlaması” ile kesildiğini düşünenler çoğunlukta. “Baykal Başkan olsaydı, işimiz daha zordu” değerlendirmesi de yapılıyor.
Kurultay korkusu, Bakanlık havucu
Başbakan son günlerde çok gergin olduğu bildiriliyor. Etrafındakileri sürekli fırçaladığı, “stratejik derinliği” olan Bakanların da, “Kültürlü Bakanların” da, “akademisyen Bakanların” da... bundan nasibini aldığı ifade ediliyor. “Eskiden Bakanlar Kurulu toplantılarında kestirirdi, konuşulanları fazla dinlemezdi, son günlerde barut gibi” deniyor.
Erdoğan’ın Eylül ayında yapılacak AKP kongresinden sonra partide ciddi bir “ayar” yapacağı biliniyor. Bu durum AKP’de hem korku, hem beklenti yaratmış durumda. Bazı AKP’liler çizilmemek için “şurada ne kaldı iki ay daha dayanalım“ derken, bazıları da şimdiden “Bakan olur muyum” derdinde.
“Havuç ve sopa” hep bir arada.
Obama da öyle yapmıyor mu?
Son Güncelleme: Cuma, 10 Ağustos 2012 18:12

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder