İftar ederken bir vatandaşla sohbet ediyordum. “Çok susadım, acaip acıktım...”
Güldüm. Ve kendisine; 11 ay böyle yaşayanlar var, nasılmış gördün mü diye sordum. Surat ifadesi değişmişti. İftara kadar uyuyup sahura kadar okey oynayan bir oruç tutma biçiminden bahsediyorum.
Oruç tutuyor, ama gözü dışarıda. Şu lokanta yemek kokuyor. Utanmaz lokanta!
Sana ne o lokantadan. Oruç tutmak demek, insanları bir şeye zorlamak demek değildir. İsteyen tutar isteyen tutmaz. Tutan, tutmayana sevap ve ecrini vermiyor. Tutmayan da tutana bir zarar vermiyor.
Vatandaş orucu kendisine tutmuyor. Komşusuna tutuyor. Oruç tuttuğunu göstermek, bu yolla ne kadar takvalı olduğunu ispatlamak gibi dertleri olanlar bile biliyorum.
Bir de oruç tutup, her türlü sahtekarlığı yapan, kul hakkı yiyen aşağılık tipler var. Bu tipler de ayrı bir sorun.
Oruç tutan adam haram yemez. İşçisinin hakkına göz dikmez. Garip gurebayı sömürmez...
Öte taraftan, ihtiraslarının kulu ve kölesi olmuşların dayattığı bir oruç var. Sadece yemek yememekten ibaret bir oruç. Dün gece televizyonda izlerken “gülme krizine girdim.” Nihat Hatipoğlu diye biri çıkmış. Arapça dahi bildiğinden emin değilim. İslam adına fetva veriyor. Hangi içtihada dayanıyor bilmiyorum. Çünkü anlattıklarının çoğu palavra!
Ramazan ayları böylelerinin 1 ay boyunca televizyonlardan 50-60bin TL kazandığı aydır. Sonra kalkarlar, iman, kitap derler. Ama lüks iftarlarda en kaliteli yemekleri yerler. Yerler...
Oruç tutan bir kişi, zulme karşı ses yükseltmelidir. Suskunluk, oruçtan değildir. Oruç, sadece gevezelik yapmamak noktasında bir yaptırım sağlar. Zulme karşı susmak değil. Örneğin, Müslüman Müslümanı katlederken susmak orucu bozar. Asla ve kat’a oruç geçerli olmaz.
Ramazan’da oruç tutalım. Orucumuz, zulmü ve emperyalizmi korkutsun. O halde, orucumuz isyanımızı körüklesin. Allah rızası için oruç tutmak demek, kulların selameti için oruç tutmak demektir. Mazlumları ferahlatmayan bir oruç, boştur; afyondur.
Paylaşalım, ekmeğimizi bölüşelim. İnfak edelim. Mallarımızı yakın çevremizle paylaşalım.
Ve Zorbalığa karşı ses yükseltelim. Orucumuz emperyalizmi korkutsun!
Ve son olarak Diyanet’e bir sözüm daha var; “kenger sakızı orucu bozmaz” diyorsunuz. Ama iktidara uşaklık etmek, sultan sofrasında iftar etmek orucu bozar. Hatta abdesti de bozar. Bundan neden bahsetmiyorsunuz?
Sultan sofrasında oturan alimin fetvası caiz değildir. O sofrada iftar eden bir adam, alim değil zalim olur. Zalimin fetvası zulmü arttırır. Mazlumun tepesine çöken bir sopadır onun elinde din!
Ey bozgunculuğun gölgesinde iftar edenler, kendinize gelin!
Ve utanın.
Son Güncelleme: Salı, 31 Temmuz 2012 18:45
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder