25 Ağu 2012

Takım çantası


Bir şeyi onarmak ve tamir etmek amacıyla içine gerekli alet ve edevatın konduğu kaba takım çantası denir. Takım çantasının içinde bulunanlar genel olarak; çatal ağız anahtar takımı, yıldız ve düz tornavida, İngiliz anahtarı, çekiç, yan keski, kargaburun, keser, silikon tabancası, havya, vida ve bant olmak üzere yapılacak işe göre değişir.
Ülkelerinde dış politika hedeflerine ve amaçlarına ulaşabilmek için aynı onarıma giden bir ustanın yanında taşıdığı ve içinde onarım için gerekli aletlerin olduğu gibi bir çantaları vardır. Buna dış politika takım çantası denir. Ülkelerin dış politika takım çantalarının imkan ve kabiliyeti o ülkenin sahip olduğu Milli Güç Unsurları (Siyasi, askeri, ekonomik, nüfus, coğrafi, bilimsel, teknolojik, sosyal ve kültürel) ile çok yakından ilgilidir ama onun dışında başka bir şeydir.
ABD soğuk savaşın bitiminden sonra gelinen tek kutuplu dünya düzenini, küresel liderliğini ve askeri üstünlüğünü sonsuza kadar sürdürmek istemektedir. ABD dünyanın hiçbir yerinde kendi hegemonyasına direnen bölgesel güç veya ittifak istememektedir. ABD halen Atlantik üzerinde olan dünyanın siyasi, ekonomik ve askeri güç merkezinin güneye ve doğuya doğru kayışını durdurmak istemektedir. ABD bölgesel güç olan Rusya‘yı ve küresel güç olma yolunda ilerleyen Çin‘i kuşatmaya, geriletmeye ve parçalamaya çalışmaktadır.
Bölgemizde neler yapılmak isteniyor?
ABD bizim de bulunduğumuz Büyük Ortadoğu veya Genişletilmiş Ortadoğu coğrafyasında siyasi haritayı yeniden çizmek, rejimleri değiştirmek, yandaş yönetimleri iktidara getirmek, bölgeyi etnik, dinsel ve mezhepsel olarak bölmek, petrol bölgelerini kontrol etmek, İslam‘ı dönüştürerek (ılımlı İslam) iğdiş etmek, nifak tohumları atarak bölgeyi daima kendi hakemliğine mecbur etmek, bölgede kalıcı üsler zinciri tesis etmek ve Şiiler ile Sünniler arasında kalıcı çatışma ortamı yaratmak istemektedir.
ABD bölgede Suriye‘ye müdahale etmek, Sünni yandaş bir yönetimi iktidara getirerek bölmek ve İran‘dan uzaklaştırmak, bilahare İran‘a müdahale etmek, Türkiye-İran-Irak-Suriye‘den koparılacak parçalarla kukla Kürt Devleti kurdurmak ve onu bölgede taşeron olarak kullanmak, İsrail‘in güvenliğini sağlayarak ve coğrafyasını büyüterek onu bölgede daha da etkin bir konuma getirmeyi planlamaktadır.
ABD özetlemeye çalıştığımız bu dış politika hedeflerine ulaşabilmek için sahip olduğu Milli Güç Unsurları yanında zaman içinde çeşitli operasyonlarla elde ettiği ve dış politika takım çantasına koyduğu aletlerini çok yoğun olarak kullanmaktadır.
Bize ayrılan köşe kısıtlı olduğu için bu yazımızda ABD‘nin dış politika takım çantasında bulunan aletlerden sadece ülkemize ve bölgemize yönelik olanlarının bazılarından söz edeceğiz.
Abdullah Öcalan‘ın Suriye‘den çıkarılması ve Kenya‘da bize teslimi sonrasındaki gelişmeler başından sonuna kadar planlı bir ABD faaliyetiydi. Amaç PKK‘yı daha sonra operasyonel olarak kullanmak maksadıyla takım çantasına koymaktı. PKK soğuk savaş öncesinde diğer tarafın takım çantasındaydı. Suriye bu görevi vekaleten yapıyordu. Takım çantası değişikliğinden sonra Öcalan ve PKK‘daki sol söylemlerin yavaş yavaş yerini sağ ve dinsel söylemlere nasıl bıraktığı sanırım gözünüzden kaçmamıştır.
PKK yan keskidir
Sayın Onur Öymen “Amerikalılarla 1 Mart tezkeresinden önce yapılan görüşmelerin ayrıntıları hakkında yayınlanan kriptolardan ve o dönemdeki yetkililerin beyanlarından açıkça anlaşılacağı gibi, Amerikalılar müzakerelerin hiçbir aşamasında PKK’nın Kandil dahil Kuzey Irak’tan tamamen tasfiye edilmesine izin vermemişlerdi. Acaba neden?” diyor. Sayın Öymen‘e ben cevap vereyim. Çünkü ABD takım çantasına koyduğu ve bölge hedefleri için hâlâ kullanmaya devam ettiği yan keskiyi (PKK) kaybetmek istemedi de ondan.
Türkiye Suriye‘ye terör ihraç ediyor. Türkiye teröristleri eğitiyor, silahlandırıyor ve Suriye‘ye savaşa gönderiyor. Türkiye Suriye‘de mezhepsel ve etnik iç savaşı tetiklemeye çalışıyor. Türkiye Suriye‘ye emperyalizmin taşeronu olarak müdahale etmenin yollarını arıyor. Türkiye bu hali ile ABD‘nin takım çantasında bir çekiçtir.
Bir düşünün! Ergenekon, Balyoz ve TSK‘ya itibarsızlaştırma operasyonları yapılmamış/yapılamamış ve yurtseverler, aydınlar ve askerler tutsak alınmamış/alınamamış olsaydı Türkiye‘nin Suriye, Irak ve İran politikası böyle olur muydu? İşgal edilen adalarımıza, Ege ve Akdeniz‘deki yetki alanlarımıza karşı bu kadar duyarsız ve sorumsuz kalınabilir miydi? Ülke haraç mezat yabancılara peşkeş çekilebilir miydi?
Ecevit çantaya girmedi!
ABD Türkiye‘yi takım çantasına koyabilmek için gerekli operasyonları daha önce takım çantasına koyduğu AKP ve cemaat ile yaptı. Sıcak para, şantaj, ABD‘de rehin tutulma, bu aletlerin çantada kalması için icra edilen faaliyetlerden bazılarıdır. Beyzbol sopası ise aksi durumda başa geleceklerin anımsatılmasıdır. AKP‘nin bu çantada keser olduğu, ülkeyi ve milleti bölmek için kullanıldığı kesindir.
Türkiye, Suudi Arabistan, Katar, AKP, Cemaat, Barzani, PKK, PJAK, PYD, Suriye Ulusal Konseyi, Özgür Suriye Ordusu, Müslüman Kardeşler, El Kaide ve daha burada yer darlığı nedeniyle sayamadığımız devlet, örgüt, şirket ve STK‘lar ABD takım çantası içindedir.
1999’da Öcalan‘ın yakalanıp teslim edilmesi aynı zamanda Ecevit‘in takım çantasının bir unsuru haline getirilmesi için bir operasyondu ve iktidara gelmesi desteklendi. Ecevit Irak savaşı öncesinde bu rolü oynamak istemeyince kendisine operasyon yapıldı.
Türkiye’nin dönüştürülebilmesi için AKP yeterli değildi bu nedenle CHP‘ye de operasyon yapıldı. YCHP tabanına rağmen ilk meyvelerini Libya tezkeresinde, keskin rota değişikliğinde ve yeni anayasada verdi. Bu gidişle takım çantasında bir kargaburun olabilir.
Ne mi yapılabilir? Türk Halkı takım çantasına bir tekme atabilir ve Türk Baharını getirebilir.
Saygılar sunarım.
Son Güncelleme: Cumartesi, 11 Ağustos 2012 20:07

Hiç yorum yok: