11 Eyl 2012

Büyük Komploda Susmak


3 Haziran 2009’da İstanbul Emniyeti’ne kimliği bilinmeyen bir ihbar gelir. Ertesi gün de Ankara’da avukat Serdar Öztürk’ün bürosuna baskın yapılır. Polis, eski evrakların bulunduğu klasörlerin birinde, eliyle koymuş gibi bir“belge” bulup alır. Üzerinde “İrticayla Mücadele Eylem Planı” yazmaktadır. Kâğıt, fotokopidir. Altında Albay Dursun Çiçek adına konmuş bir imza vardır.
“Belge”nin üzerinde hiçbir parmak izi yoktur. Ne Çiçek’in ne de avukat Öztürk’ün. Öztürk ile Çiçek arasında bir ilişki yoktur, telefon görüşmesi dahi. İşin ilginci, avukat Öztürk, şeref madalyası olan gazi bir üsteğmendir! Ne polis ne savcı ne de mahkeme, bu belgenin Öztürk’e nasıl verildiğini bile araştırmamıştır.
Zaten özel yetkili mahkemeleri genellikle “belge”nin doğruluğunu araştırmak gibi bir konu ilgilendirmiyor. Önemli olan, hedef seçilen kişi ve kurumlar aleyhinde kullanılabilecek böyle bir kâğıt parçasının veya içine birtakım suçlayıcı yazılar konmuş CD’lerin ellerine verilmesi, dosyalara konmasıdır. Hukukları budur.
Hedef şüphesiz ki Albay Çiçek’tir, tabii Albay üzerinden Genelkurmay karargâhıdır..
Albay Çiçek, Genelkurmay ve Deniz Kuvvetleri Karargâhı’nda 14 yıl görev yapmış, doktoralı, başarılı bir kurmay subay. Okuma yazma bilmeyen bir ana babanın, çıra ışığında okumaya başlamış oğlu. 10 yıl yatılı okumuş,“uluslararası bir bankada görev yapan doktoralı bir finans mühendisi ile yüksek lisanslı avukat” iki çocuk yetiştirmiştir.
Hazırlanan “belge”, altına konan imza gibi sahtedir!
“İrticayla Mücadele Eylem Planı”, tıpkı Odatv davasına ve arkadaşlarımızın tutuklanmasına neden olan “Ulusal Medya-2010” sahte belgesi gibidir. Bu belge de “Bakın Ergenekon gizli terör örgütü dışarıda faaliyetini sürdürüyor”görüntüsünü vermek için hazırlanmıştı ve hâlâ Soner Yalçın ve iki Barış’ın içeride tutulmasının gerekçesidir. Bu uyduruk belgenin, Odatv bilgisayarlarına dışarıdan virüs yoluyla gönderildiğinin kanıtlanmasına rağmen...
Tabii hemen soruşturma açılır, avukat ve Albay Çiçek tutuklanır!
Sahte belge, tabii hemen Taraf adlı, Cemaatin ve ABD’nin pek sevgili, bütün bu operasyonların bir numaralı basılı kâğıdına teslim edilir. Onlar bunu nasıl kullanacaklarını iyi bilirler! Tıpkı Balyoz sahtekârlığını başarıyla kullandıkları gibi! “Gülen Cemaatini ve AKP İktidarını Bitirme Planı” gibi cafcaflı bir başlıkla yayımlarlar!
Medyada büyük bir karalama kampanyası başlar. Alçaklık ve onun ikizi namussuzluk, tam takım ve bütün yüzleriyle bu yeni görevde de hemen işbaşı yapar!
Albay Çiçek’in telefonları, henüz sahte belge ihbarı yapılmadan önce, 9 Mart’ta dinlemeye alınmıştır. Bu bile, komplonun önceden planlandığını gösterir.
Albay Çiçek’i suçlayan uyduruk belgenin fotokopi olması ve altında ıslak bir imzanın bile bulunmaması üzerine, bu kez 6 ay kadar sonra, aynı kâğıdın sözde ıslak imzalısı polise veya savcılığa gönderilir. Böylece dava “Islak İmza Davası”na döner! Bu bile tezgâhın psikolojik boyutunu gösteren bir kamuoyu yaratma çalışmasıdır.
Belli ki, taklit edilen bir imza ile bu metin yazıldı, önce fotokopisi gönderildi.
Millet aylarca nerede ıslak imzalısı diye tartıştırıldıktan sonra, işte o da var,diye piyasaya sürüldü! Bu taktik, belgenin “doğruluğu”na inandırma amaçlıdır, bir psikolojik savaştır... Kimsenin şüphesi olmasın, bu konularda uzman Amerikalıların kılavuzluğunda (CIA), bu operasyonların arka planında iktidar ve ortakları vardır. Bunların hepsi günü geldiğince bir bir ortaya çıkacak...
Şunu de belirtelim ki, Çiçek’in avukatları, Amerika’dan getirttikleri imza makinesi ile benzer imzaların nasıl taklit edildiklerini de gösterdi.
Albay Çiçek, hapishanede emekli edildi, intikam ve kin güdüsüne bakın ki, üstüne üstlük Balyoz ve İnternet Andıcı davalarında da tutuklandı!
Esas davasının tek tutuklusu! Çiçek, davalarında tek yetkili ve sanki Ordu kararlarında arkadaki gizli genelkurmay başkanı gibi! Sahtekârlık biraz daha çalışsa, kim bilir daha ne “kararlar”ı ona yükleyecekler...

Kızı, avukatı İrem Çiçek’in davayı bütünüyle deşifre eden açıklamalarını şu sitede görebilirsiniz: http://islakimza.wordpress.com
İrticayla Mücadele Eylem Planı adlı paçavra belgeyi 15 noktada çürüten açıklamasını da yine aynı yerdehttp://islakimza.wordpress.com/2011/01/12/babam-neden-masumdur/adresinde okuyun lütfen...
Dursun Çiçek diyor ki: Masum insanların evine suç aleti koymak ve sonra onları arama kararlarıyla yakalatmak, sonra da yargılamak.. Bu insanlık sorununu kim çözecek? Demokrasi ve hukuk devleti ilkesinin gereğini kim yapacak? İşkenceye dönüşen bu yargısız ve yargılı infazlar nasıl bitecek…
Ergenekon, Balyoz, Odatv, Poyrazköy, Andıç, Islak İmza… Topu ve tümü, büyük insanlık ve hukuk cinayetlerinin temel konusudur...
Susmak, bu cinayetlere ortak olmanın bir parçası olarak gerçekleşecektir.
11 Eylül 2012 - Cumhuriyet

Hiç yorum yok: