10 Oca 2012

‘Başat’ Kim? ‘Başbuğ’ Kim?


Cumhuriyet 10.01.2012
KAVŞAK
Özgen Acar


“Silivri”, “Ergenekon” ve “Başbuğ” sözcükleri insanı Orta Asya’ya, “Göktürk” söylencesine götürüyor!
Orta Asya’da düşmanları hile ile Türkleri yenmişler. Onlar da çıkışı olmayan bir ovaya girmişler. Bereketli ovaya “Ergenekon” adını vermişler. Ancak dört yüzyıl yaşadıkları ovaya sığamaz olmuşlar. Bir “bozkurdun” ve demircinin önderliğinde çıkış yolunu bulup özgürlüklerini elde etmişler. Başlarındaki“başkomutana” da “başbuğ” demişler. Bugün de “Ergenekon” sanıkları, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mehmet İlker Başbuğ ile girişi olan, çıkışı olmayan Silivri’deler.
Milliyet gazetesinde önceki gün yayımlanan, 30 Ağustos 2003 tarihli “komuta kademesini” gösteren resimde 7 general ve amiral var. Dördü Silivri’de. Aralarında Başbuğ da var. İkisi serbest, biri tutuksuz yargılanıyor. Toplam 140 amiral ve general cezaevinde…


Güney Kıbrıs Rum Yönetimi petrol aramaya başlayınca Doğu Akdeniz ısındı. “Piri Reis”gemisi de Türkiye adına “bayrak göstermek”üzere denize açıldı, kısa bir süre önce döndü.
İlk kez bir Rum Yönetimi’nin Savunma BakanıDimitris İliadis dün İsrail’e gitti. Savunma Bakanı Ehud Barak ile “savunma işbirliğini öngören anlaşma” imzalayacak.
Bugüne değin Türkiye ile ortak askeri tatbikatlar yapan, Türk savaş uçakları ile tanklarını onaran İsrail’i “bir dakika” diyerek Rum-Yunan ortaklığına kim itti?


Komşularla “sıfır sorun” dedik. Suriye’yi kendimize düşman ettik, ekonomimize balta vurduk. Akdeniz’deki Rus donanmasından bazı savaş gemileri Beşşar Esad’a destek için cuma günü Suriye’nin Tartus limanında demirledi.


ABD’nin Irak’tan çekilmesi ile komşu ülke karıştı. Irak iç savaşa doğru kayıyor. ABD’nin Irak’ta bıraktığı boşluğu İran doldurmasın ve İsrail’e yönelik bir saldırıda bulunmasın diye Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü’nün (KAAÖ) Malatya’nın Kürecik ilçesinde füze radar düzeneği kurması Tahran’ın tepkisine yol açtı.
İran olanca gücü ile “atom bombasını”gerçekleştirmeye yöneldi. ABD, Birleşmiş Milletler’den Çin ve Rusya’nın engellemesi ile İran’a yaptırım kararını geçiremedi.
Sonrasında ne oldu? Tahran, geçen hafta 2. uranyum zenginleştirme tesisinin varlığını açıkladı. “Atom bombasını yaptık!” denmesine az kaldı. ABD, savaş gemilerini önemli petrol çıkış kapısı Hürmüz Boğazı’na gönderdi.
İran da boğazdan petrol çıkışını engelleyeceğini açıkladı. Bu kararla Irak, Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri’nin petrol satışı da etkilenmiş olacak.
ABD Savunma Bakanı Leon Panetta “İran’ın nükleer silah geliştirmesini önleyeceğiz. Bu, kırmızı çizgimizdir. Boğazın kapatılmasına göz yummayacağız” tehdidinde bulundu. Türkiye’ye İran’a yaptırım uygulaması için bastırmaya başladı, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Villiam Burns apar topar Ankara’ya gönderildi.
Bu ziyaret Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Tahran ziyaretinden sonra, bir Japon gazetesine “İran ile nükleer silah görüşmelerinin Türkiye’de yapılacağını”söylemesinin ardından gerçekleşti.
Ne var ki Panetta istediği kadar tehdit etsin, Tahran’daki imam bildiğini okuyor. Burns’ün Ankara’da olduğu sırada İran ordusu -15 derecede kış tatbikatına başladı.


“Arap baharı” geçmiş, bu kış günlerinde“Arapsaçına” dönmüştü. Türkiye’nin “sıfır sorun” siyasası izlediği Ortadoğu’da “soğuk savaş rüzgârları” esmeye başladı. Dışarıda durum böyle, ya içeride nasıl?


Şırnak Uludere’de PKK terorizmini besleyen kaçakçılıkta 35 kişi öldürüldükten sonra Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zanaaçık seçik “Rudav” adlı Kürt internet sitesine şöyle dedi:
“İşin başında özerklik istediğimiz doğrudur; ama bu olaydan sonra Türkiye’deki Kürtler, özerkliğin yetersiz olduğunu düşünüyor. Bana kalırsa Kürtler kendi kaderlerini kendileri tayin etmeliler!” Yani?
BDP’nin Eşbaşkanı Hakkâri MilletvekiliSelahattin Demirtaş, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’e “Senin rütben orgeneral de olsa bizim nazarımızda onbaşısın. Senin kıymetin o kadardır!” sözleri ile hakarete yeltendi.


140 komutanının cezaevinde olduğu bu koşullar altında Türk Silahlı Kuvvetleri’nden yüksek bir “moral” beklenebilir mi?


Fransız Kralı 14. Louis’in “l’état, c’est moi(devlet benim)” sözünü anımsayalım. AKP, bugün “Ben hükümet değil, devletim” siyasası uyguluyor.
Türk halkının önemli bölümündeki “bellek zayıflığı” AKP’nin en büyük yardımcısı… Bazı patlayıcılar bulundu, “Ergenekon” yaratıldı. Gazeteciler, bilim insanları, sivil toplum örgütü yöneticileri aşama aşama “terörist” suçlaması ile tutuklandılar. İktidara ters düşen bir olay gündem olduğunda, bunu perdelemek için TSK piramidinin alt katmanlarından askerlerinterörist diye Silivriye gönderilmesine başlandı. Son olarak piramidin doruğundaki başbuğ da girilip ancak çıkılamayan Silivriye, Ergenekoncular arasına gönderildi.


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Ülke cezaevine döndü. İktidar istiyor mahkeme onaylıyor. Bu sürecin nerede biteceği belli değil” diyor.
Elli yıldır “tüzük-büzük kavgasından” başını alamayan CHP’liler askerlere uygulanan piramidin tepesine çıkan yola doğru tanı koymalıdırlar. Önce bir tezgâh ile Deniz Baykal, CHP’nin başından uzaklaştırıldı.
Türkiye’de AKP’nin “Ben devletim” siyasasına en büyük tepki nereden gelmişti?“Cumhuriyet Mitingleri” ile İzmir’den değil mi? Şimdi İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden CHP piramidine de el atıldı.
Neymiş, İzmir Belediyesi’nde “çete” varmış.“Çetenin başında” da Başkan Aziz Kocaoğluvarmış! Hakkında 180 yıl hapis cezası isteniyor. “Terörist” denilemediği için “çete” ile suçlanıyor.


Genelkurmay Başkanı Özel, PKK’liler için “Vatandaşımıza terörist diyemeyiz” derken, AKP Başbuğ’u “terörist” olarak Silivri’ye gönderebiliyor.
Başbuğ kim? Bu hükümetin Genelkurmay Başkanlığı’na getirdiği, yedi yıl birlikte çalıştığı, terörle mücadele eden Milli Güvenlik Kurulu’nun üçüncü adamı, Yüksek Askeri Şûra’da Başbakan’la yan yana oturan onurlu bir asker. Bu süre içinde hakkında suçlama yok!
Bir TV dizisinde “dominant (başat) teyze”diye bir kişilik var. Türkiye’deki “başat”iktidarın bir yanlışlığı var. Terör örgütünün“başbuğu” Silivri’ye değil, Abdullah Öcalan’ın yerine “başbuğ terörist” diye İmralı’ya konulmalıdır!
SON DAKİKA: Bu yazı tamamlandıktan sonra Silivri Savcılığı’nca Kılıçdaroğlu hakkında dava açıldığı haberi geldi!

Hiç yorum yok: