23 Eki 2011

Deniz Feneri


Deniz Feneri iyi oldu! Almanya ayağı çökertilen emek, merhamet, iyi niyet ve dayanışma soyguncularının Türkiye’deki uzantıları olmakla suçlananlar allem-kallem serbest bırakıldı. Zaten davayı sürdüren savcılar üzerinde bakanlığın siyasi baskıları öteden beri vardı. Savcılar Almanya’ya soruşturma amacıyla gitmek istiyorlar; “kendi paranızla gidin”den tutun, binbir katakulli ile karşılaştı. Ne amaçla olduğu bence açık, davaya gizlilik yasağı koyduruldu.
Bu dava, arkasındaki siyasilerin, hadi inandıklarını ileri sürdükleri dille örnekleyelim,cennet ile cehennem arasındaki tercihikonusuydu. Haktan, doğrudan, hukuktan yana mısın, yoksa düzenbazdan, ahlaksızdan, hukuku şey etmekten yana mı!?
Bu kadar açık. Yapacağın tek şey, sorunu çözmeleri için namuslu savcı ve yargıçları tamamen özgür bırakmaktan ibaretti! Yargının özgürlüğü, davanın en dokunacağı varsayılan kişi veya kişilerin de aklanması anlamına gelecekti!
Ama hayır, öyle olmadı!
Savcıların boyunlarına bir ip geçirmedikleri kaldı!
Sonunda, mahkeme, hepsini serbest bıraktı.
***
Hayır, sanmayın ki serbest bırakılmalarına karşıyım! Yasa neyse o! Deliller toplanmış, adamlar yargılanıyor. İyi ki serbest bırakıldılar!
İki ayrı uygulama, siyasetin iki ayrı tavrı böylece ortaya çıktı.
Silivri, Hasdal ve benzeri cezaevlerindeyargılanan uyduruktan “terör örgütü ve eylemi, çete ve darbe” sanıklarına ama işin aslında iktidar muhaliflerine karşı, sadece siyasi ahlaksızlık diyebileceğim bir “tutuklu tutma”uygulaması ile...
..Siyasi kader ortaklığı yaptıkları tepeden tırnağı belgeli olan (RTÜK üyeliğinden yandaş TV’ye kadar) “kendi mezhebinden” kişilere karşı yasanın hak gördüğü uygulama..
İyi ki serbest bırakıldılar! Silivri’ye, Hasdal’a, tutuklu öğrencilere ve herkese... sonuna kadar özgürlük isteyen ses ayyuka çıkmalıdır!
CHP, öncelikle Balbay ve Haberal için ve bütün haksızlıklar için bütün Silivri ve Hasdal için nöbete kalkmalı!
Muktedirin insafsızlığından, saldırılarından hiç korkmadan!
Almanya Deniz Feneri, topluma karşı kurulan en ahlaksız çetedir! Devlete ve siyasete muhaliflikten milyon kez daha kötü ve beter!
Bu dava, işçilerimizin alın terinin gaspıdır... Olayın diğer yönü şudur: Almanya’daki işçilere karşı kurulan din iman tezgâhının ana amacını ortaya çıkartmıştır:
Din ve iman yolundan gidip gönül ve inançlarını fethet, sonra yoksullara ve insanlığa yardım yapacağız diye paralarını topla ve iç et!
Burada gasp edilen sadece paralar değildir.
İnsanlığın gönlünde var olan yardımseverliktir, toplumsal dayanışma inancıdır... Bunlar toplumsal varoluşun ve birlikte yaşamanın temellerini oluşturur... Bu en yüce değerler üzerinden, gemilerini yüzdür, şirketlerini kur, siyasi partilerin kasalarını doldur, çoluk çocuğunu geçindir, üstüne üstlük kumarhanelerde para ye...
Ve iktidar olarak bütün bunları örtbas etmeye kalkış!
Söylenecek tek söz bile kalmıyor!

Hiç yorum yok: