Göktürk-2’nin uzaya fırlatılması törenine Abdullah Gül’ün çağrılmayışı pek yerindedir. Abdullah Gül yandaşlarının tepkilerini paylaşmak Cumhuriyetçilere yakışmaz. Biz, tören protokolünde Abdullah Gül’ü hatırlamayan yetkilileri kutluyoruz.
Gerekçeler farklı
Abdullah Gül, Atatürk’ün Çankayasında işgalci konumundadır. Çünkü Dışişleri Bakanı koltuğunda oturduğu sırada, 2 Nisan 2003 günü ABD Dışişleri Bakanı Powell ile “2 sayfa 9 maddelik gizli anlaşma” imzaladı.
O anlaşmanın “gizli” olduğunu Abdullah Gül’ün kendisi belirtmiştir. Ve yine o anlaşmanın yazılı olduğunu ağzından kaçıran da Abdullah Gül’ün kendisidir. “2 sayfa 9 madde” diye sayfasına ve maddesine kadar itiraf etmiştir. O 2 sayfa 9 madde, ABD yetkilileri ile Abdullah Gül arasındaki sırdır.
Ancak vatana ve Cumhuriyete karşı yabancıların güdümünde kurulan tuzakların sırrı olmuyor. Bakın Abdullah Gül, o sırrını gizli anlaşmayı ağzından kaçırdığı o söyleşide nasıl açığa vurmuş:
Gül, ABD’ye gizli sözleşmelerle bağlandığını gazete manşetlerinden ilan etmeyi sürdürmüştür:
Çankaya’ya tırmanmanın sırları
Abdullah Gül, Çankaya’ya ABD ile gizli anlaşmalar yaparak, Washington hükümetine gizli hizmet sözleşmeleriyle bağlanarak tırmanmıştır.
Bu sözleşmeler gizlidir, ancak artık açığa çıkmıştır.
Abdullah Gül, itiraf ettiği üzere ABD’den görev almıştır. Ve bu görev, yine kendi ağzıyla açıkladığı üzere;
- BOP görevidir.
- Ortadoğu’da Müslüman halkların yaşadığı ülkelerin rejimleri ABD planına göre değişecektir.
Abdullah Gül’ün gizli sözleşmelerle üstlendiği görevin haritası da yapılmış ve BOP haritası Napoli’deki NATO toplantısında perdeye yansıtılmıştır. Abdullah Gül’ün görev haritasını buraya bir kez daha alıyoruz:
Vatana ihanetin kanıtları
Türkiye Cumhuriyeti’nin BOP diye bir projesi yoktur. “Ortadoğu’daki rejimleri değiştirmek” de, Türkiye Cumhuriyeti’nin görevi değildir. Bu görev tanımları anayasa dışıdır ve yasadışıdır. Anayasayı değiştirme girişimlerinin nedeni de budur.
Daha önemlisi, tanımladıkları görevler, vatana ihanet suçunun kesin kanıtlarıdır.
İhanet belgeleri ve kanıtları hukuk dışı yollardan ele geçirilmiş değildir. İtiraf kamuoyu önündedir, ilan yoluyla duyurulmuştur ve belgelenmiştir. Yalanlama da yoktur.
İhanet yürürlükte
Ve ihanet tasarım aşamasında kalmamıştır. Eyleme dökülmüştür, işlenmektedir, yürürlüktedir.
ABD’nin BOP dediği proje, uygulanıyor. Suriye ve Irak’a düşmanlık, tertiplere, cinayetlere, katilleri beslemeye varmıştır. Komşunun evini yıkmak için yangınlar kundaklanmakta, terör örgütlerine silah ve cephane verilmektedir. Vatan toprağı, “NATO toprağı” yapılmıştır, ülkemiz emperyalizmin saldırı üssüne çevrilmekte, komşularımıza karşı füzeler yerleştirilmekte ve yabancı askeri birlikler yerleştirilmektedir.
Çöktürk protokolü
Ve cinayet, yalnız komşulara karşı değildir. Cinayet, komşularımızla birlikte Türkiye’yi parçalamak içindir ve Türk Devrimiyle kurulan Cumhuriyet rejimini değiştirmek içindir.
Özetle, Türkiye’yi çökertme görevi yerine getirilmektedir. Suç sabittir.
Bu nedenlerle Abdullah Gül’ün Göktürk protokolünde yeri olamaz. O’nun yeri Çök-Türk protokolündedir.
Tutarlı protokol
Göktürk protokolünü düzenleyen yetkililer, Abdullah Gül ile birlikte Tayyip Erdoğan’ı da protokol dışında bırakmalıydılar. O zaman yaptıkları düzenleme Göktürk’e yakışırdı. O törene BOP Eşbaşkanını da çağırmasalardı tutarlı bir protokol yapmış olacaklardı.
AKP yetkilileri, geçende bir kez daha açıkladılar. Anayasanın vatandaşlık tanımından Türk kavramını çıkartmak kararında olduklarını fütursuzca ilan ettiler.
Söktürk protokolü
BOP Eşbaşkanlığı’na verilen görevin özü budur: Milletsizleştirmek ve milli devleti yok etmek! Türk kavramını Anayasadan söküp atmak, bu görevin gereğidir.
O nedenle Göktürk protokolünde Tayyip Erdoğan’ın da yeri olamaz. O’nun yeri Sök-Türk veya Yok-Türk protokolüdür.
Göktürk töreninde Abdullah Gül ile birlikte Tayyip Erdoğan da protokol dışı bırakılmalıydı. Çağrılması yanlış olmuştur.
Milletin protokolü
Önümüzdeki iki yılda, Türkiye Cumhuriyetini kuran Türküye halkı, yani Türk milleti, bu protokol hatalarını düzeltecek, kendi protokolünü yapacaktır.
İkisi de Cumhuriyet Protokolünün dışında kalacaklardır.
BOP görevleri nedeniyle isimleri Yüce Divan protokolüne yazılıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder