2 Oca 2013

İstiklâl Savaşı’ndaki Rus Denizaltıları


Son yazımızın bir bölümünde İstiklâl Savaşı’nın deniz cephesinin pek bilinmediğini söylemiş ve gerçekleştirilen ikmal işlerinin önemine işaret etmiştik. Gerçekten de o dönemde özellikle Sovyet Rusya’dan yapılan cephane ve silah nakliyatı zaferde önemli rol oynamıştı. Bu nakliyat işinde irili ufaklı, sivil askeri birçok tekne görev almıştı.
Ama bunların yanında Sovyet Rusya-Türkiye hattında düzenli sefer yapmış olan Rus denizaltıları da vardı. O dönemki ikmal işinin gizlilik içinde yürütülmesi gerekiyordu. Karadeniz’de özellikle İngiliz ve Yunan gemileri cirit atıyordu. İşte Rus denizaltıları bu bakımdan önem taşıyordu.
Bugünkü yazımızda örnekler sunduğumuz Petersburg’daki Rusya Askeri Deniz Filosu Devlet Arşivi’nde (RGAVMF) bulunan belgeler bu denizaltıların gizli görevini açıklığa kavuşturuyor. Bakalım bu sır, Türkiye’de ilk defa yayımlanan bu arşiv belgelerine nasıl yansımış:
Sivastopol-İnebolu hattı
Sovyet Dışişleri Halk Komiserliği’nin (Bakanlığı) Kırım’daki yetkilisi K. Krjeminskiy, filo komutanlığıyla Sivastopol-Türkiye arasında denizaltı seferlerinin başlatılması konusunda temasa geçmiştir. 1922 Temmuzunda filonun karargâhına emir gelir. Dışişleri Halk Komiserliği’nin ihtiyaçları çerçevesinde Sivastopol-İnebolu arasında ayda beş kez komiserlik mensupları ve diplomatik posta taşınacaktır. İnebolu’da bir geceden fazla kalınmayacaktır. (RGAVMF fond r-397 liste 1 dosya 329 yaprak 15)
Belirtilen çerçevede ilk denizaltı seferi 18 Temmuz 1922’de gerçekleştirilir. Yukarda belirtilen görev, bünyesinde “AG-23”, “AG-24” ve “AG-25” isimli denizaltıları bulunduran, A. A. İkonnikov’un komuta ettiği Müstakil Denizaltı Tümeni (Filotillası) tarafından yerine getirilir. Temmuz-Aralık 1922 tarihleri arasındaki arşiv belgelerine göre seferler ayda 3-4 defa olmak üzere düzenli yapılır.
Rus denizaltılarının taşıdığı önemli isimlerden biri de Dr. Rıza Nur olmuştur. Türkiye-Ukrayna Antlaşması’nın onaylanmış metnini teati etmek ve Moskova’da görüşmelerde bulunmak amacıyla Sovyet Rusya’ya giden Rıza Nur dönüşte bu yolu kullanır.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın Moskova’dan 29 Ağustos 1922 tarihinde Karadeniz Filosu Askeri Devrim Konseyi’ne gönderdiği şifreli telgrafta Ankara hükümetinin temsilcisi Dr. Rıza Nur Bey ve maiyetindeki üç kişinin Sivastopol’den İnebolu’ya denizaltıyla gitmesine izin verildiği bildirilir. Telgrafta Dr. Rıza Nur ve heyetini taşıyan tren Sivastopol’e geldiğinde karşılama töreni düzenlenmesi, Sivastopol’den uğurlanırken de aynı törenin yapılması emredilmektedir. Ayrıca Türk heyetinin yol boyuncaki yemek vb. ihtiyaçlarıyla ilgili önlemlerin alınması gerektiği de belirtilir. Heyetin geliş tarihi konusunda sonradan bilgilendirme yapılacaktır. (RGAVMF fond r-397 liste 1 dosya 329 yaprak 74)
Verilen talimat
Karadeniz Filosu Askeri Devrim Konseyi Karargâhı’nın 5 Eylül 1922 tarihli talimatına göre Türk heyetini Sinop limanına “AG-23” isimli denizaltı taşıyacaktır. Sinop’a varıldığında kıyıdan bir araç çağırılmalı ve heyeti kıyıya bu araç çıkarmalıdır. Bunun denizaltı tarafından yapılmasına izin verilmemektedir. Talimatnamede herhangi bir engel olmadığı takdirde gereklilik durumunda sadece komuta kademesinin kıyıya çıkması uygun görülmektedir. Filotilla Komodoru ve gemi komutanı denizaltıdan ayrılmayacak ve bir sorunla karşılaşıldığında her an Sinop’tan ayrılmaya hazır olacaklardır. Durum gerektirdiği takdirde Türk heyetine eşlik etmek için kıyıya çıkılmasına izin verilmektedir.
Talimatnameye göre “AG-23”, Sinop limanında olabildiğince kısa süre kalmalı, limana şafak vakti girmeli ve karanlıkta ayrılmalıdır. Açık denizde gemilerle, özellikle de Yunan gemileriyle karşılaşmaktan kaçınılmalı ve bütün gemilerin gözü önünde yükleme yapılmamalıdır. Sinop’a, askeri gemilerin varlığı durumunda (Amerikan gemileri hariç) yaklaşılmamalı ve açıkta beklenmelidir.
Bir düşmanca hareketle karşılaşılması durumunda sadece savunma amaçlı gerekli önlemler alınarak kimseye saldırılmayacak ve Türk karasularından hemen çıkılıp Sivastopol’e geri dönülecektir. (RGAVMF fond r-397 liste 1 dosya 329 yaprak 78)
Dr. Rıza Nur Rus denizaltısında
5 Eylül günü saat 13.00’da Sovyet Rusya’nın Karadeniz Kuvvetleri Komutanı, Dr. Rıza Nur ve Türk heyetinin üyesi Yakup Bey’le denizaltıya binmiştir. 20 dakika sonra Karadeniz Kuvvetleri Komutanı denizaltıdan ayrılır ve 13.25’te Sinop’a hareket edilir. Açık denizde hiçbir gemiyle karşılaşılmaz. Ertesi gün 10.10’da Sinop limanına demir atılır ve denizaltıya Türk bayrağı çekilir.
Gemiye polislerle liman görevlileri gelir ve denizaltının bulunma sebebiyle ilgili bilgi alırlar. 10 dakika sonra Dr. Rıza Nur, denizaltıdan ayrılır. Veda sırasında Rıza Nur, kendisine gösterilen özel ilgiden dolayı teşekkür eder ve Kızıl Ordu ve Filo’ya selamlarını sunar. Denizaltı mürettebatı da Türk temsilcisini Ankara hükümeti, TBMM ve Türk ordusu şerefine “Hurra!” nidalarıyla uğurlamıştır. Bir süre sonra Rıza Nur’un bagajları için de ayrı bir sandal gelecektir.
Türk makamlarından denizaltının ve Rıza Nur’un limana girişine onay çıkana kadar Sovyet komutanı Nevinskiy, gemi mürettebatının karaya çıkmasını yasaklamıştır.
Fotoğraf vakası
Saat 11.10’da Sinop limanının komutanı, jandarma komutanı, denizci subaylar ve yerel iktidarın diğer temsilcileri denizaltıyı ziyaret eder. Rusya ve Türkiye’nin şerefine karşılıklı selamlaşmalardan sonra Türk yetkililer, en güzel sözlerle Türk heyetine gösterilen ihtimamdan dolayı teşekkürlerini sunarlar ve denizaltının komuta kademesini ziyafete davet ederler. Sovyet denizcilerin şehrin misafiri oldukları belirtilerek bütün mürettebatın şehri ziyaret etmeleri istenir. “AG-23”ün komutanı A. Asyamolov da teşekkür eder ve Yunanlara karşı kazanılan zaferden (30 Ağustos) dolayı Türk yetkililerini tebrik eder.
Bu esnada ilginç bir olay da yaşanmıştır. Sandalla yaklaşan bazı kişiler denizaltının fotoğrafını çekmiştir. Rus komutanlar, o sırada Türk yetkilileriyle ilgilendiklerinden dolayı olaydan daha sonra haberdar olmuşlardır. Bunun üzerine liman komutanından fotoğraf çekenlerin bulunması ve film makaralarının alınması rica edilir. İleriki saatlerde film makarası açılmamış bir şekilde Rus yetkililere verilecek ve filmler ışıkta açılmak suretiyle yakılacaktır. Fotoğrafı çeken ise gemilere meraklı bir Sinopludur. İzin alınması gerektiğini bilmediğini ifade etmiştir. Sovyet yetkililerden gerekli tertibatın alınmaması ve fotoğraf çekilmesinin engellenememesinden dolayı özür dilenir.
Cepheyle ilgili bilgi veriliyor
11.30’da Türk yetkililer, bir kısım Sovyet subayıyla denizaltıdan ayrılır. Liman komutanı, Sovyet yetkililerinin yerel yöneticileri ziyaret etmesini önerir. Bu ziyaretlerle ilgili önceden bir talimat alınmamış olsa da Sovyet yetkilileri üst düzeydeki bu kişilerin reddedilmesinin ayıp olacağı düşüncesiyle daveti kabul eder. Bunun üzerine sırasıyla liman komutanına, kale komutanına, şehirde bulunmayan valinin yardımcısına, jandarma komutanına ve şehir yönetimine ziyaretler yapılır. Bütün ziyaretlerde Sovyet heyetine Türk liman komutanı da eşlik etmiştir.
Kale komutanı, ayrıca garnizon komutanıdır da, genel komplimanların dışında Türk-Yunan cephesindeki gelişmelerle ilgili bilgi de verir. Yunanların uğradığı hezimeti anlatan Türk komutan, ele geçirilen esir general, subay, astsubay ve asker ile askeri teçhizat hakkında rakamlar da verir. Türk komutan, ayrıca Yunanların geri çekilirken ürünleri ve evleri yaktıklarına, hatta çoğunu öldürdükleri ve canlı canlı yaktıkları kadınlarla çocuklara zulmettiklerine dikkat çeker. Ardından buna karşın Sinop’ta hiçbir baskı görmeden yaşayan Rum nüfusu örnek gösterir.
Sovyet yetkililerin ziyaret ettikleri resmi şahsiyetler, Doğu’nun geleneksel ağdalı övgülerinin yanında şu noktalara temas etmişlerdir: Sovyet Rusya hükümeti, savaşın en zor anlarında Türkiye’yi diğer Avrupa devletleri gibi yalnız bırakmamıştır. Tam tersine ciddi şekilde destek olmuştur. Türkiye, bu desteği asla unutmayacaktır. Türklere göre yeni kazanılan zafer sadece kendilerinin eseri değildir. Zaferde Rusların yardımı da önemli rol oynamıştır. İki devletin gelecekteki dostluğu ortak çıkarlara dayanmakta, ortak çıkarları da iki halkın yakınlaşması pekiştirmektedir. İki halk, Türkiye’yi kendi çıkarları için her türlü namert yola başvurarak tamamen yok etmek isteyen Avrupalı ülkelere olduğundan birbirine daha yakındır. Türk halkının Rusya’ya duyduğu minnettarlık, halkın her ferdi tarafından paylaşılmaktadır. İki milletin dostluğunun ve ortak hareketinin devam etmesi ve değişmemesi herkesin arzusudur. Diğer yandan Dr. Rıza Nur’un son Rusya ziyareti Türkler tarafından gelecekteki dostluk ilişkisinin garantisi olarak görülmektedir.
Rusya’dan Yunan mezalimi protestosu
Türk yetkililerinin açıklamalarına Karadeniz ve Azak Denizi Filosu Topçubaşısı A. M. Nevinskiy, aynı nezaket içinde cevap verir. Önceden kendisine verilmiş bir talimat ve diplomatik görev olmadığından konulara olabildiğince yüzeysel değinmiştir. Esas olarak şu görüşleri dile getirir: Onlar, denizciler olarak Dr. Rıza Nur Bey’in getirilmesi görevini tamamlamışlardır ve Türk elçisinin yolculuktan memnun kalmasından dolayı mutlulardır. Kendilerine herhangi bir diplomatik görev verilmemiş olsa da Türkiye’nin bu nazik kabulleri hakkında üstlerini bilgilendirecekler ve Türk hükümetinin ve halkının Rusya’ya yönelik dostluk duygularını ileteceklerdir.
Rus yetkilisi, Türkiye’nin kazandığı zaferden sevinç duyduklarını da vurgular ve tebriklerini ifade eder. Türkiye’nin kendi halkını haklı olarak savunma davasındaki gelecek başarılarından emindirler ve Türk halkının maddi kayıplarından üzüntü duymaktadırlar. Ayrıca Rusya da Yunanların masum kadın ve çocuklara karşı yaptığı tecavüzlerin ve başvurduğu barbar yöntemlerin yarattığı derin öfkeyi tamamen paylaşmaktadır. Sovyet yetkilileri, bu konunun Rus basınında yer bulduğunu ve Yunanların protesto edildiğini de vurgular.
Sovyet komutanı Nevinskiy, Sovyet Rusya’nın emperyalist fikirleri değil, halklarla dostluk çizgisini öngören sosyalist fikirleri savunduğunu ifade eder. Ancak Rusya, her ne kadar geçen sene hasatın kötü olmasından zorluklar yaşamış olsa da dostla düşmanı ayırabilmekte, düşmanın kuşatmasını yararken dostlarına da yardım etmektedir.
Sovyet denizcilere her şey bedava
Rus yetkililer, resmi ziyaretlerin son bulmasıyla şehri gezerler. Bu arada valilik tarafından bütün restoranlara, kahvehanelere ve dükkânlara Rus denizcilerden para alınmaması ve her türlü hizmetin karşılıksız yapılması konusunda emir verilmiştir. Hiçbir esnaf para kabul etmez. Esnaf, özellikle Türk ordusunun zafer gününde ziyaret ederek şans getirdikleri için Sinop halkının Sovyet yetkilileri görmekten mutlu olduğunu dile getirir. Ancak Sovyet yetkililer, karşılıksız alışveriş yapmayı kabul etmez, bu yüzden bir şey almaktan tamamen vazgeçmek zorunda kalırlar. Kıyıya çıkan denizaltı mürettebatı da aynı tabloyla karşılaşmıştır.
Saat 18.00’da deniz kenarında açık alanda ziyafet başlar. Yemeğe denizaltının komuta kademesiyle Rıza Nur ve şehrin önde gelen isimleri katılmıştır. Sofra oldukça zengindir ve Sovyet yetkililerine özel ilgi gösterilir. Denizaltıda kalan mürettebata da koyun eti ve meyve gönderilmiştir. Dr. Rıza Nur, bir selamlama konuşması yapar ve iki devlet arasındaki dostane ilişkilerin sonsuza dek sürmesini arzuladığına, iki ülkenin çıkarlarının ortaklığına vurgu yapar ve iki milletin İtilaf Devletleri’yle mücadelesinde başarı dileğini ifade eder. Rıza Nur, Sinopluları da Rus misafirler nezdinde dost ülkeyi selamlamaya ve şükranlarını sunmaya çağırır.
Bunun üzerine Sovyet komutanı Nevinskiy, cevabi konuşmasını yapmış ve TBMM, Türk halkı ve muzaffer ordusunun şerefine kadeh kaldırmıştır.
Ayrıca masada ve kıyıda fotoğraf da çekilmiştir. Bu fotoğraflardan birini sayfamızda görebilirsiniz. Yemek karanlık bastırana kadar sürer. Vedalaşma sırasında tekrar karşılıklı dostluk duyguları dile getirilir. Sovyet denizcilerini denizaltına götüren sandal ayrılırken kıyıda ateş yakılır ve Rus misafirler alkışlarla uğurlanır. Denizaltının komutanı ise şehre doğru projektörlerin yakılması emrini verir. Diğer yandan denizaltının mürettebatı, hediyeler için Dr. Rıza Nur’a teşekkür mesajı göndermiş ve cephede başarılar dilemiştir.
Rus Filotilla Komodorunun daveti üzerine denizaltıyı görmek isteyen birkaç kişi de Ruslarla birlikte gelmiştir. Onlara gemiyle ilgili kısa açıklamalar yapılmıştır.
Denizaltı İnebolu’da
7 Eylül saat 22.20’de Sovyet denizaltısı, demir almış ve Türk heyetinin kalan üyesi Yakup Bey’i İnebolu’ya götürmek üzere yola koyulmuştur. Yolda hiçbir gemiyle karşılaşılmaz. Saat 11.20’de İnebolu limanına demir atılır. Dr. Rıza Nur, önceden İnebolu’daki makamları Sovyet denizaltısı konusunda bilgilendirmiştir. Saat 12.00’da Yakup Bey karaya çıkar.
Nevinskiy, burada da Türk makamlarıyla kısa görüşmeler yapar. Gün boyunca İzmir’in kurtuluşu haberini beklerler, ancak akşama kadar gerçekleşmez. Şehir bayraklarla ve yeşilliklerle süslenmiştir. Gece ışıklandırma yapılacaktır. Bu sebeple Türk yetkililer, Rus misafirlerin geceye kadar kalmasını rica eder. Nevinskiy, akşam yola çıkmaları gerektiğini belirtse de böyle bir tören için biraz gecikebileceklerini söyler.
Akşam saatlerinde Ankara’dan İnebolu’ya bir telgraf gelmiştir. Telgrafta Rus denizcilere her türlü yardımın gösterilmesi ve esnafın Rus misafirleri dolandırmaması emredilmektedir. Rus misafirlere şehirde eşlik etmesi için asker verilmesi de önerilir. Ancak Sovyet denizcileri, her yerde sevgiyle karşılandıklarını, bu nedenle ihtiyaç olmadığını ifade ederler.
Saat 21.10’da diplomatik kurye Lozovskiy gemiye binmiş, 15 dakika sonra da demir alınarak Sivastopol’e hareket edilmiştir. Sovyet denizaltısı, 8 Eylül saat 15.50’de Sivastopol’de denizaltı üssüne yanaşmıştır. (“AG-23” denizaltısının komutanı A. Asyamolov’un 11 Eylül 1922 tarihli ve Karadeniz ve Azak Denizi Topçubaşısı A. M. Nevinskiy’in 19 Eylül 1922 tarihli raporları için bkz. RGAVMF fond r-397 liste 1 dosya 329 yaprak 94-943 arkası ve 102-103.)
Not: İlgili belgelerin tam metinleri için ayrıca bkz. M. Y. Malevinskaya, “Osobıe Missi Sovyetskih Podvodnıh Lodok v Turtsiyu v 1922 g.”, Vostoçnıy Arhiv, No.1, 1998, s.19 vd.

Hiç yorum yok: