19 Kas 2011

Vahdettin'in Amerika Cumhurbaşkanına yazdığı yazı.

İŞGAL kuvvetleri komutanına başvurmasının ardından bir İngiliz muhribi ile yurt dışına kaçan son padişah Vahdettin’i aklama çabaları eksik değil.
Atatürk’ün aramızdan ayrılışının üzerinden 73 yıl geçiyor. Böyle bir günde Vahdettin’in ihanet belgesini yayınlamak farz oluyor.
Vahdettin 1924’te dönemin ABD Başkanı Coolidge’e bir mektup yazıyor. Mektup Paris’teki ABD Büyükelçiliğine teslim ediliyor, oradan Washington’a gönderiliyor. İşte, o ibret belgesi:
“Amerika Cemahir-i Müttefikiye Reisi Mr. Coolidge Cenablarına,
Siyasi olayların ve gelişmelerin bütün iç yüzünü, hangi nedenlerden dolayı Saltanat merkezimi geçici süre terk etmek zorunda kaldığımı biliyorsunuz.
Bu süresiz uzaklaşmanın babadan kalma sahip olduğum Saltanat ve Hilafet makamından vazgeçtiğim anlamına gelmeyeceği açıktır. Ankara Meclisi gibi isyancı bir fitnenin alacağı tüm kararların geçersiz olduğunu bildiririm. İslam Hilafetinin Osmanlı Saltanatından ayrılması, Hilafetin tümüyle kaldırılması dini, kavmiyeti, vatanı belirsiz ve karışık askerlerden ve öteki sınıflardan oluşan küçük bir şer zümresinin kısmen zorla ve kısmen bilgisizlik ve gafletle yönlendirdiği beş, altı milyonluk Türk kavminin yetki alanı içinde değildir. Bu ancak tüm İslam dünyasınca atanan uzman kişilerden oluşan bir meclisin toplanması ve tüm din bilginlerinin ortak kararıyla çözülecek evrensel bir sorundur. Şeriata aykırı kararlar hangi makamdan olursa olsun, sonuçsuz kalmaya mahkumdur.
Hanedanımın ileri gelenleri aleyhinde Ankara Meclisi tarafından kabul edilen sürgün ve kovma, emlakine ve bireysel mallarına el koyma gibi haksız kararları hanedanımın bireylerini insan haklarından soyutlar niteliktedir. Bu konuda yüce kişiliğiniz ve Cumhuriyet Hükümetiniz tarafından olanaklar ölçüsünde yapılabilecek yardımları pek değerli sayacağı açıklamaya gerek yoktur.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Ulan kimi dönmelerde hiç utanma yok. Osmanlının düşmanlarıyla iş birliği yapıp adamın saltanatına el koyuyorlar. Adamı yurt dışına kovuyorlar. Birde adamı vatana ihanetle suçluyorlar. Mustafa Kemal Anadoluya onun verdiği emannameyle gitti.Sözünden çıkmayacağına yemin ederek.Adam Kurtuluş savaşı sırasında kendi kontrolündeki telgraf tellerini Ankaranın hizmetine sundu. İstanbuldan İngilizlerin el koyduğu Osmanlı silahları Ankaraya yollandı. İstanbuldan bir sürü kadro gitti Ankaraya.Şehzade Ömer Faruku yolladı Kurtuluş Savaşına yardım için Mustafa Kemal geri gönderdi. 1921 yazışmalarında bile padişahımız efendimiz diyordu. Halifeliği düşman işgalinden kurtaracağım diyerek halkı savaşa sokmuştu. Savaş bitti adam vatan haini ilan edilip idam tehditleriyle ülkeden kovuldu. İngilizlerle kaçtı dendi. Yetmedi Halife ve Osmanlı sülalesi de kovuldu.Yetmedi şimdide düzmece belgelerle hain ilan ediliyor. Osmanlı 1492 de bunları ülkeye sokmakla hata etti. Bıraksaydıda İspanyollar doğrasaydı hepsini belki Osmanlının değeri o zaman anlaşılırdı. Belge doğru olsa ne olacak. Zaten Vahdettini Amerika devirmedimi. Düşmanından bir umut olmayacak bir yardım istemiştir. İstiklal Savaşı gazetesinde demiyormu amerikalı binbaşı Türkiyeyi Mustafa Kemalle medenileştireceğiz diye. O bizim adamımız anlamına gelmezmi bu söz. Vahdettin yurtdışında parasız pulsuz sürünüyor bir kuru maaş çok görülmüş, af bekliyor Türkiyeye dönecek birde Osmanlı sülalesi atılmış. Zoruna gitmiştir. o adam hain değildir. Lütfen hatırasına saygı. 86 sene evvel ölmüş adama bu ne kin.(İsmail)

Adsız dedi ki...

Vahdettinin hain olduğu yalandır. Bu ülkeye sonradan gelip onu kovanlar Osmanlının düşmanlarıyla işbirliği yapanlar, dönmelik edenler, Hıristiyanlarla savaş zamanı işbirliği yapanların torunları, gasıplar ve uzantıları hala Osmanlı sultanına ölümünün üzerinden 86 sene geçmişken bile iftiralarını sürdürüyorlar. Yazıklar olsun bu kafadaki sonradan gelmelere.

Ali Toron dedi ki...

Yukarıda yazılı metin (Vahdettin'in)kimin ne olduğu ve ne yapmak istediğini açıkça ortaya koyuyor. Bence yazıyı yorumlayınca her şey ortada.