Cumhuriyet 16.08.2011 |
Küresel sömürü düzeninin yalan ve dolanı, içtiğimiz sudan yediğimiz yiyeceklere kadar ayan beyan. Geçen hafta Datça’da Can Yücel’i anma toplantısında, çokuluslu şirketlerin gıda yoluyla insanlığı köleleştirme çabaları gündeme geldi. “Bir Şair, Bir Can, Bir Vasiyet; Tohumculuk”panelinde, tarım sektörüyle yakından ilgilenenlerin bile dillendirmediği, Can Yücel’in 20 yıl önceki “Türkiye tohum bankası kursun”önerisinin ne denli halk yararına olduğu vurgulandı. Tohum meselesi ilginç. Bu alanda çokuluslu (CUŞ) on dev firma, bütün dünyayı kontrol ediyor; hükümetlere yasa çıkarttırıyor, yasaklar getiriyor. Türkiye’de de AKP iktidarı çıkardığı bir yasayla yerli tohum satışını engelledi. Çarşıda pazarda yerli tohum satışı yasak... Böylece biyolojik çeşitlilik bakımından dünyanın en zenginleri arasındaki ülkemiz, genetiği değiştirilmiş (GDO), üretimi kimyasal ilaç ve gübrelere bağlı ithal tohum pazarına dönüştü. Bakar mısınız olaya; bu tohum ÇUŞ’ları, aynı zamanda kimyasal üreticisi ve dünya ilaç sektörünün de devleri. Öylesine bir zincir kurmuşlar ki, önce tohumu veriyor, ardından gelişmiş ürün elde etmek için kimyasal gübre ve ilaç satıyor. Ardından besin yoluyla bu ağır kimyasalları alan insanların sağlığı bozuluyor, kanservakaları ortaya çıkıyor. Yetmiyor, bu kez de kanserden kurtulmak için aynı şirketlerin ürettiği kanser ilaçlarısatın alınıyor. Bir koyundan üç post çıkarma hesabı... *** Yeri geldi, Kuzey Kutbu’nda “Kıyamet Tohum Deposu” diye adlandırılan bir projeden söz edelim. ABD’nin en büyük tekellerinden, yeryüzünün her bir noktasına uzanan Rockefeller, çokuluslu GDO devleri ve ne ilgisi var demeyin Microsoft’un kurucusu Bill Gates, Kuzey Kutbu’nda Norveç’te buz dağlarının altında bir depo kurarlar. Svalbard’da patlamaya dayanıklı, hava geçirmez ve bir metre kalınlığında çelik destekli beton duvarlara sahip bu depoda üç milyon farklı tohum çeşidi, dünyanın geleceğindeki olası bir felakette kullanılmak üzere saklanır. Bu felaketi kim çıkaracak acaba? *** Projeyi destekleyen firmaları sayarsak, belki durum anlaşılabilir. İşte liste: • Bill ve Melinda Gates Vakfı. • Dünyanın en büyük patentli genetiği değiştirilmiş tohum ve ilgili tarım kimyasallarının sahibi ABD’li tarım devleri Du Pont/Pioneer Hi-Bred. • GDO alanında dünya pazarının yüzde 90’ını elinde bulunduran ABD’li Monsanto. • İsviçre menşeli büyük GDO tohum ve tarım kimyasalları şirketinin sahibi, Syngenta Vakfı. • Tarımsal değişimle genetik saflığı desteklemek için oluşturulan Rockefeller Vakfı’na bağlı CGIAR... Bu depoyu, Küresel Hasat Çeşitliliği Örgütü (GCDT) işletiyor. Peki, kim bu örgütün yöneticileri? Başkan, Kanadalı Margaret Catley-Carlson. Carlson, New York merkezli Nüfus Konseyi’nin de eski başkanı. Ne yapar bu konsey? John D. Rockefeller’in, nüfus artışını düşürmek amacıyla, “aile planlaması” adıylayoksul ülkelerdeki kısırlaştırma projesini yürütür. Yönetim kurulundaki ilginç isimlerden birisi de Pentagon anlaşmalı en büyük askeri endüstri şirketi Northrup Grumman Corporation’ın eski başkanı Lewis Coleman... Nasıl bir ilişkiler yumağı ama! Pek çok ülkenin ulusal tohum depolarının başına ne gibi bir felaket gelecek ki, insanlıkSvalbard’a muhtaç kalacak? “Tohuma sahip olan, dünyayı kontrol eder”saptaması, boşuna olmamalı! Satışı yasak ama Ege’den başlayıp Anadolu’ya uzanan “Tohum Takas Şenlikleri”ni kaçırmamalı... |
16 Ağu 2011
Satış Yasaksa Takas Var...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder