Madencinin kaderi, yanarak ölen 11 işçinin kaderi.
Kader...
Nedir bu kader. Ucu zenginlere dokunmayan bu kader. Servet ve imkan sahiplerinin ömründen ırak, refah düşkünlerine bulaşmayan bu kader de ne ola ki?
Kur’an’dan mahrum bırakılmış bir İslami algı yarattığınızda ortaya bu çıkıyor. Din madrabazlığının, şeriat soytarılığının kendi pisliklerini Allah’a atfetme gayreti yeni bir şey değil. Zenginler zenginlikle, yoksullar yoklukla imtihan ediliyor imiş (!) Büyük bir saçmalık. Kur’an dışı bir nursuzluk...
Bakalım dilerseniz, kader nedir ? Ne anlama gelir ?
Dün belirtmiştim. Kader kelimesi Arapçada “ölçü, mizan” manalarına gelir. Kökü “kdr” köküdür. Mesela, Türkçemizde kullandığımız “takdir” kelimesi bu köktendir. Kadir de aynı kökten gelir.
Kader, bir şeyin umumi ölçüsü manasındadır. Kuşun kaderi “uçmaktır.” Geminin kaderi yüzmektir.
Kur’an deyimi ile sünnetullah, bilimin deyimi ile “doğa yasaları” -ki bu ikisi aynı şeydir- çerçevesinde, varlık aleminde ki canlıların yapabilite sınırları dahilinde ortaya çıkan fiillere kader diyoruz. İnsanın kaderi, yükümlülükleri ve vazifeleridir. Önceden yazılmış facialar, insandan doğan zulümler değil...
Kader kelimesi, anlamı en çok değiştirilmiş kelimedir. Bugün bilinen kader ile, Kur’an’da ki kader asla uyuşmaz.
(ŞÛRÂ suresi 30. ayet) Size gelip çatan her musibet ellerinizin kazandığı yüzündendir. Allah birçoklarını da affediyor.
Kur’an’a göre, insanın başına gelen tüm olumsuzluklar, insanın doğal sürece uyumlanmayıp, doğal sürecin dışında iş ve oluşlar üretmesinden ileri gelir. Ve tam bu noktada aşağıda ki ayetler devreye girer:
Hiç şüphesiz, Biz her şeyi kader/ölçü ile yarattık. (Kamer Suresi,49)
Onların işlemiş oldukları her şey bir kitapta (yazılı)dır. (Kamer Suresi, 52)
Küçük büyük herşey satır satır (yazılı)dır. (Kamer Suresi, 53)
Şimdi dikkat ediniz. “Her şey bir kader/ölçü” ile yazılmıştır. Eğer ayağınıza taş bağlayıp suya atlarsanız ölürsünüz. Yazılan şey budur. O işi yapacağınız değil, o işin sonuçları belirginleşmiştir. Doğa kanunları, tabiat yasalarıdır aslolan ve kader olan...
Ve halk bilinçlenmelidir. Askeri karakol baskınından sonra sokağa çıkan herkes, bu olaylardan sonra da sokağa çıkmalıdır. O baskın nasıl kasıtlıysa, bu da kasıtlıdır. Servet ve refah sahiplerinin daha fazla kazanmak için yarattığı bir sonuçtur. Kendi elleriyle yapıp ettiklerinin açığa çıkışıdır.
Yüce Allah buyurur; Allah aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır (Yunus Suresi 100)
Aklın, doğal yasalara uyumlu bir şekilde çalışması gerekir. Eğer, evinizin salonunda ateş yakarsanız eviniz yanar. Bu açıktır. Kâinatın kaderi/ölçüsü budur.
Bunu mücahitler bilir. Müteahhitliğe terfi edenler bilemez. Bilmediklerinden öyle avare sözlerin ardına sığınıp, refah sahiplerinin vicdanındaki ağır yükü hafifletme adına topu Allah’a atarlar! Bu Allah’a iftiradır! Yalandır! Zulümdür.!
Allah vicdan versin...
Son Güncelleme: Pazartesi, 19 Mart 2012 23:23
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder