6 Mar 2012

Muaviye Tugayı


22 Şubat 2012 tarihli Haber Türk gazetesinde Fatih Altaylı, köşesinde çok önemli bir gelişmenin haberini verdi.
"Suriye Ordusu'ndan ayrılan farklı rütbelerdeki 2500 asker, ilk kez organize bir şekilde bir araya geldi.
"2500 kişilik bu grup, kendilerine 'Muaviye Tugayı' adını verdi.
"Böyle bir ordu girişimi, Esad rejimini devirmek isteyenlerin destekleyeceği bir nüve olacak.
"Hem ülke içinden katılımların 'askeri' bir nüvesi olacak, hem de bu 'mini ordu', dışarıdan desteklenecek bir hareketin temelini atacak.
"Bir anlamda Libya'da olanların benzeri yaşanacak."
Muaviye
Fatih Altaylı'nın, etekleri zil çalarak verdiği haber böyle. Değerlendirmesine geçmeden önce, Türkiye'de herkesin tanıdığı Muaviye'yi bir kez daha hatırlayalım.
Muaviye, Hz. Ömer'in ölümünden sonra Halife olan Hz. Ali'ye biat etmeyerek isyan eden ve Şam'da halifeliğini ilan eden kişidir. İslamiyet'in çıkış sürecinde Hz. Muhammed'in en büyük düşmanı olan Ebu Sufyan'ın oğludur ve Emevi Hanedanı'nın (devletinin) kurucusudur.
Sıffin Savaşı'nda askerlerinin mızraklarının ucuna Kur'an sayfalarını geçirerek, Hz. Ali ordusundaki askerlerin geri durmasını sağlamıştır. Ardından yaşanan "Hakem Olayı"nda yaptığı hile sayesinde Halifeliği ele geçirmesiyle meşhurdur. Muaviye'nin oğlu Yezit ise, bilindiği gibi Kerbela'da Hz. Hüseyin ve 70 yoldaşını katletmiştir.
Bütün bunlardan dolayı Muaviye ve Yezit, sadece Şiiler ve Aleviler tarafından değil, Sünni Müslümanlar tarafından da sevilmezler.
"Yezit" adı, İslam Dünyası'nın her tarafında küfür olarak kullanılır. Araplar arasında Muaviye adına da rastlanmaz.
İç savaş ilanı
Durum böyle iken, İslam tarihindeki en büyük bölünmenin sorumlusu ve Peygamber sülalesinin düşmanı bir kişinin adı ile savaşan birlikler oluşturmak ne anlama gelmektedir?
Açıktır ki, "Muaviye Tugayı" adı ile ortaya çıkanlar, Suriye'de planlarını uygulayabilmenin biricik çaresi olarak 1400 yıl önceki kanlı çatışmayı ve bölünmeyi yeniden hortlatmakta görmüşlerdir.
"Muaviye Tugayı" adı, iç savaş ilanıdır.
Kimin aklı?
Suriye'de Nusayriler (Suriye Alevileri) ile, bir "Müslüman Kardeşler" iktidarının kendileri için "cehennem" olacağını düşünen Hıristiyanların toplamı, yaklaşık olarak ülke nüfusunun yüzde 40'ıdır.
Her şeyi bir yana bırakalım, sadece "Muaviye Tugayı" adı bile, Nusayriler başta olmak üzere Suriye halkının bu kesimi açısından, sadece ve sadece "ölüm" anlamına gelir.
Normal olarak hiçbir Suriyeli Arap'ın aklına, "Muaviye" adını bayrak yaparak dövüşmek gelmez.
İslam'da mezhep çatışması tam 1400 yıldır bazen alevlenerek, bazen küllenerek devam etmektedir. Ama bütün bu uzun dönem boyunca "Muaviye" adı hiçbir zaman, hiç kimse tarafından mücadele sembolü olarak kullanılmamıştır.
1400 yıllık bölünmenin en olumsuz isimlerinden birini bayrak yaparak tekrar canlandırmak, ancak İslam Dünyası'nın dışından ve İslam Dünyası'nı çok da iyi bilmeyen; "Böl, çatıştır, yönet" politikalarının sahipleri tarafından akıl edilebilir.
Açıkça belirtelim: "Muaviye Tugayı"nın mucitleri ve kurucuları Atlantik ötesindedir. Açık bir kışkırtma söz konusudur.
Irak’ta oynanan oyun
Amerika ve işbirlikçilerinin, mezhep çatışması dışında bir çareleri yoktur. Aynı "çare"ye Irak'ta Sünni kılığında Şii camilerini, Şii kılığında Sünni camilerini bombalayarak da başvurmuşlardır.
Suriye'de de tam bir yıldır her türlü kışkırtmaya başvurarak ve bütün psikolojik savaş yöntemlerini kullanarak çalışmışlardır ama sonuç alamamışlardır. Sünni nüfusun en yoğun yaşadığı Şam ve Halep kentleri, emperyalist kışkırtmanın karşısındadır ve Esad yönetimini desteklemektedir.
Tayyip Erdoğan’a sorular
Şimdi Tayyip Erdoğanlara, Ahmet Davutoğlularına bu vesileyle sormak gerekiyor.
Neredeyse bir yıl oluyor, dostumuz ve komşumuz Suriye'nin içini karıştırmak için elinizden geleni yaptınız. Cinayet işleyen çetelere ülkemizde kamplar kurdunuz. Bütün dünya basınında bu çetelerin Türkiye tarafından silahlandırıldığı haberleri çıkıyor.
Bu çete, kendisine "Muaviye Tugayı" diyor. Çıkıp Türkiye halkının karşısında; "Biz Suriye'de Muaviye Tugayını destekliyoruz" diyebilir misiniz?
Yaptığınız iş, "Muaviye'nin kılıcı ve hilesi" ile Türkiye'yi bölmektir. Fazladan olan ise, bu işi yabancıların projelerinde görev alarak yapmaktır.(01 Mart 2012)

1 yorum:

dan scarfo dedi ki...

This article helps me a lot. Nice work!