Türkiye’de din eğitimi adeta bir tabudur. Bu eğitim, dindarlığın amentüsü gibi görülür. Dindar kişilik; “aldığı imam hatip” eğitimiyle ölçülür. O eğitimi alacaksın, sonra bir takım şekilsel görünümler kazanacaksın. Tamam dindarsın.
Halbuki Türkiye’de verilen din eğitimi, “insanı dinsizleştirir.” Hatta İmam Hatiplerden çıkan kişiler ya ateist, ya cüppeli olur. İki ihtimal vardır, ortası yoktur.
Çünkü bu eğitim, tümüyle Arap-Emevi örflerini “din diye anlatan” bir müfredata uydurulmuştur. İslam’dan bahsederken, sadece bir tek mezhebi ictihad üzerinden hareket geliştirmek ileri derecede yanlıştır. Koca bir İslam felsefesini alıp Gazali’ye monte etmek büyük bir yanlış olur.
Oralarda yetişenlere dikkat ediyorum, Arapça okuyorlar. Ama mana bilmiyorlar. Anlam yok.
Okudukları kaynaklar, ideolojik-politik olarak saltanat İslamcılığının altını besleyen kaynaklar. Bu müfredatı kim hazırladı? Bunu sormak bile adeta dinsizlik olmuş...
Sonuç ortada
Ben size söyleyeyim;
Yani imanımızı ABD’liler inşa ediyor. Neye nasıl inanacağımıza onlar karar veriyor. Elimize Kur’an veriyorlar, ama kendi tefsirleriyle...
Dindar maskeli dinsizlik, ya da mümin maskeli müşriklik, takke altına gizlenmiş papaz cüppesi ile Batı sömürgeciliğinin yegane esin kaynağı olan Vatikan’a göre biçimlendiriliyor. Vatikan’ın vaftiziyle namaz kılma cüretsizliği üzerinden, Kelime-i Şahadetten Peygamberi, hutbelerden de “Allah indinde yegane din İslamdır” ayetini kaldırıyorlar.
Ve dindar akıl (?) İmam Hatip altyapısına boğulduğundan, ölene kadar fıkıh koridorlarına hapsediliyor. Bu akıl, bahsettiğimiz politik buhranı çözemez. Zaten çözemiyor. Ve sonuç ortada...
İmam Hatip’ten çıkan mezunlar “hayatın içinde sudan çıkmış balığa dönüyor.” Hayatın gerçekleri, “kader” kelimesinin ardına gizlenmiş bir avuntu dinciliği ile örtüldüğünden, yorum yapılamıyor. Gör bakalım mevlam neyler, neylerse güzel eyler...
Sokağa dair sözü olmayan, Nurjuvazi kollayıcısı bir din ancak böyle üretilebilir. Hz. Peygamber’in savaştığı Mekke şirkine İslam maskesi takmanın en kolay yolu, onu alıp “sembollere boğmak ve içini boşaltmaktır...”
Takke-sevap ilişkisi
Abdestli Kapitalist Nurjuvazi takımı, dindar nesil yetiştiriyor. Fakat bu dindarların dini ne? Onu söylemiyorlar. İslam olduğunu iddia ediyorlar. Bakıyoruz, imanımıza tümüyle ters olan bu işlerin İslam’da ki yerini arıyoruz. Bulamıyoruz...
Emperyalizme uşaklık, Amerika’ya kulluk, İsrail’e yaltakçılık İslam’ın hangi kaynağında yazıyor bulamıyoruz. Kendisine selefi deyip; ABD’nin valiliğini yapanların, selefiliğin kurucusu olan İbni Kayyum El Cevziyye ve İbni Teymiyye gibi insanların yaşamına ne kadar uyduğuna bakıyoruz. Görüyoruz ki ortada bir proje var. Büyük Ortadoğu projesinin kapsamındaki “bölgesel din” misyonunu tamamlıyor. Kafası liboş, bel altı muhafazakar tipi üretiyor.
Allah sonumuzu hayır etsin.
Ve İmam Hatip’lerin ağına düşmüş gençlerin, Gerçek İslam ile müşerref olmak sureti ile “kurtulmasını” sağlasın. Aksi taktirde, 1-2 jenerasyon sonra, çok berbat şeyler yaşayacağız. İşkembesi dışında bir şey düşünmeyen tiplerin takke-sevap ilişkisi üzerinden kitleleri ardına sürükleyeceği, ve halkın büyük çoğunluğunun bu oyuna geleceği günler yakındır...
Son Güncelleme: Cuma, 28 Eylül 2012 19:03 
 
 
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder