Bu nasıl bir devlet anlayışıdır ki; hükümet her yılbaşı geldiğinde zam ve vergi furyası başlatabiliyor?..
Sanki her yılbaşı geldiğinde memurun, işçinin, emeklinin, dar gelirlinin maaşlarında müthiş artışlar olmuşçasına düzenli olarak zam yapmak, AKP iktidarının geleneksel yılbaşı kazığı haline geldi!..
Yine yılbaşı, yine aynı senaryo... Yine olabildiğince zam, yine alabildiğince kazık...
Sömürü düzeninin teneke trampetten yankılanan paslı nakaratı; zam... zam... zam... zam... zam!..
Nasıl olsa, eskisi gibi milleti tencere-tava ile meydanlara çıkartıp demokratik protesto hakkını kullandıracak bir muhalefet partisi de ortada yokken, halka zam kazığıyla vurmaya devam!..
Nasılsa, “Kardeşim daha dün köprüleri milyarlarca liraya sattın, peki bu ne zamdır” diye soracak bir mebus olmadığı için de takiye devam edecek; zam... zam... zam...
Peki, dar gelirliyle, yoksulla, işsizle, gariban köylüyle, üreticiyle; yani bu milletle her yılbaşında alay etmek yüzde 50’nin verdiği şımarıklık ve pervasızlıktan mı kaynaklanıyor acaba?..
Öyleyse müthiş bir önerim var; madem bu ülkenin yüzde 50’si AKP’den çok memnun ve madem onlar bu kadar zam ve baskı karşısında tepkisizler, o halde tüm vergileri de onlar ödesinler!..
Belki bu yöntemle en çok gafletteki o kesim uyanır da, millet de AKP’den kurtulmuş olur!..Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile PKK yöneticisi Duran Kalkan’ı bir ortaklıkta buluşturan ne olabilir?
Hayır, birinin dağda olması, diğerinin de “ben de dağa çıkardım” demesi değil. Zira Arınç, Başbakan Erdoğan’ın ayarından sonra “düz ovada siyasete devam” kararı aldı.
Peki, o zaman bu iki isim hangi konuda ortaklar, hangi söylemde mutabıklar?
Anımsayacaksınızdır. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Ergenekon davasında yargılanan subaylar için şöyle demişti: “Allah’a çok şükrediyorum ki Türkiye bunların zamanında bir savaşa falan girmemiş, yoksa bunların savaşacak halleri yok.“
Arınç sonrasında Sakarya’da yaptığı bir konuşmada da generallere seslenmiş ve “Türkiye’de AK Parti iktidarı var. Meydan okuyoruz.“ demişti.
“Mevlithan ve hafızlar, bizim manevi komutanlarımızdır“ diyen Arınç, geçen yıllar içinde her vesileyle Türk subayı karşıtlığını sergilemişti.
Bülent Arınç’ın şahsında cisimleşen bu TSK karşıtlığı, AKP’nin en önemli politikasıydı. Öyle ki AKP MKYK üyesi Yasin Aktay, “Türk devleti ile PKK’nin savaştığını, tarafsız olan AKP’nin ise bu savaşı durdurmaya soyunduğunu“ belirtiyordu.
PKK’nin Ergenekon davası yorumu
Kendisini TSK ile PKK’ye eşit uzaklıkta konumlayanın, nesnel olarak hangi cephede yer aldığı kuşkusuz ortadadır. İşte o nesnel ortaklık nedeniyle, AKP ve PKK Ergenekon davasında Türk Ordusu’nun tam karşısında birlikte konumlanmışlardır.
Bakınız PKK’nin üst düzey yöneticisi Duran Kalkan ne söylüyor: “Türk ordusu savaşta aslında yenilmiş durumda. Bunu darbe ve Ergenekon davalarında yargılanan generallerin, subayların durumunda görüyoruz.“
AKP savcı, PKK tanık TSK sanık
Ergenekon davasındaki bu ortaklığı sadece Bülent Arınç ile Duran Kalkan’ın birbirini besleyen açıklamalarına bakarak saptamıyoruz elbette...
Başka?
1. TSK’nin sanık yapıldığı bu davada PKK tanıktır, AKP savcıdır!
2. Yargılanan subaylarla ilgili suçlamalarda, “teröristle mücadelesi” vardır!
3. Öcalan’ı sorgulayan Albay Atilla Uğur başta olmak üzere, bu davada yargılananlar PKK ile mücadelede en kritik görev üstlenenlerdir.
4. Nitekim Başbakan Erdoğan’ın özel temsilcisi sıfatıyla Oslo’da PKK yöneticileriyle görüşen Hakan Fidan, muhataplarından bölgede şikâyetçi oldukları kamu görevlilerinin isimlerini istemiştir. Ne için? Kuşkusuz çeşitli yöntemlerle tasfiye etmek için.
5. Genelkurmay Başkanı’nı “terör örgütü lideri” diye suçlayanlar, doğal olarak PKK’yi aklamaktadırlar!
6. PKK, Balyoz davası sonuçları için “daha çok ceza verilmeliydi” diyerek “iddia makamında” olduğunu göstermiştir.
Atatürk yerine işgal tercih edenler
Peki, iktidarda olan bir hükümet ordusuna nasıl bu kadar karşıt olabilir? Nasıl ordusunun düşmanı olan bir terörist örgütle aynı frekansta buluşabilir? Bu nasıl bir psikolojidir?
Yanıtı, yıllar önce Fatih Altaylı’nın Teke Tek programında “Mustafa Kemal yerine İngiliz işgalini tercih ederdik” diyen o genç kızın sözlerinde!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder