26 Tem 2013

MURSİ ve İslam ile aldatmak

“Sizde ahlâkın kerametlerini tamamlamak için gönderildim” ifadesi Resulallah Hz. Muhammed’in en meşhur deyimidir. Bu ilke Muhammedi İslam anlayışının özünü ve esas hedefini oluşturur. Ahlâk evrensel bir değerdir. Farklı toplumlarda farklı “ahlâki değerler” kültürü mevcut olsa da, genelde ahlâka yüklenen anlam güçlü ortak paydalara sahiptir. Hz. Ali bu hususu şöyle özetlemiştir: “İnsanlar iki gruptur: Ya dinde kardeşlerin, ya da yaratılışta sana eşit olan insanlar.”
İslami değerleri istismar edip ticaret ve siyaset vasıtası yapanların iktidarları deşifre oldu. Bu iktidarlar ciddi bir sorgulama ve artık ezici bir çoğunluğun itibar etmeyip meydan okuduğu zalim otoriteler olarak önümüzde durmaktadır. Mısır’da, ABD’nin siyasi fetvası ve petro-dolar Körfez krallıkların mali şişirmeleriyle iktidar olan “Müslüman!” Kardeşler örgütü, henüz bir senesini tamamlayamadan iflasın eşiğine gelmiştir. Milyonlarca Mısırlı Muhammed Mursi’nin iktidarını sallıyor. “Müslüman” kılıklı Mursi iktidarı, ABD’nin mübarek ettiği Hüsnü Mübarek döneminden farklı hiçbir şey ortaya koyamamıştır. Aksine, Mübarek döneminden çok daha geri uygulamalar yapmıştır.
Erdoğan-Davutoğlu rejimini örnek alan Mursi, Erdoğan’ın uzun zaman içinde devleti tamamen kontrol altına alma ve kontrolde tutma plan ve projelerini çok kısa bir süre içinde uygulamaya koydu, hızlı bir sonuç almaya odaklandı. Türkiye halkının, maruz kaldığı psikolojik, medyatik ve korku salma politikalarına rağmen küllerinden yeniden doğan ve laik-cumhuriyetine sahip çıkan dinamizmine şahit olduk. Türkiye ile önemli benzerlikler gösteren, sindirilmiş, efsunlanmış ve kandırılmış Mısır halkı, dini-dar iktidarın yobaz, gerici, yalancı ve fitneci politikalarıyla tekrar kendine gelmiştir.
Mursi’nin bir yılının özeti
“Müslüman” kılıklı Mursi İsrail’e büyükelçisini göndermiş, “Müslümanların” en azılı düşman olarak telakki ettiği Siyonist devletle ilişkilerini askıya almamış, ama Suriye ile diplomatik ilişkilerini kesmiştir. ABD ile stratejik işbirliğine devam edeceğini beyan etmiştir. Filistin davasına tamamen sahip çıkacağını her fırsatta telaffuz eden Mursi ve şürekaları, Gazze’ye yönelik ambargoyu sürdürmüştür. Mısır ulusal güvenlik politikalarını tehlikeye düşürecek tarzda, Etiyopya ile Nil nehri üzerinden atışması, iktidarının maruz kaldığı ve çözemediği krizi dış bir sorunla örtbas etmeye yönelmesi, Mısır ordusu ve halkında kabul bulmamıştır. Mısırın kangrenleşmiş iktisadi sorunlarını çözme vaadi ile iktidarı isteyen “Müslüman” Kardeşler, kısa ve uzun vadede iktisadi bir çözüm programı sunamamıştır. Bir senelik iktidarları döneminde 12 milyar dolar dış borç alarak Mısır tarihinde borçlanma rekoru kırmıştır. Dünya bankası ve IMF’nin tavsiye formülleri dışında milyonlarca yoksul Mısırlıya çare olamamıştır. Yargıya, medyaya, sosyal hayata ve Mısır’ın en önemli gelir kaynağını oluşturan turizm sektörüne yobaz-bağnaz bir mefhum enjekte etmeye çalışmaları büyük tepki toplamıştır. Mısır’ın tarihine, şanına ve uygarlık mirasına helak getiren gerici fetvalarla, muhafazakar kesimlerin bile midesini bulandırmıştır. Parlamentonun esas görevini bırakıp, “ölen kadınlarla cinsel ilişkinin kurulabileceği dini fetvasının verilmesi” bardağı taşıran damla olmuştur. Bu politikalarla Mursi “Müslüman” değil, ancak “münafık” olduğunu ortaya koymuştur.
ABD figüranları iflas etti
Farklı formasyonlarla iktidar yapılan “Müslüman!” Kardeşler örgütü Libya, Tunus, Mısır, Türkiye, Suudi hanedanlığı ve başka ülkelerde dini sadece ticaret ve siyaset için kötü kullanmışlardır. Bu iktidarların toplumlarına sunabilecekleri ahlâki değerler koftur, yalandır, talandır, terör, nifak ve fitnedir. Bu iblisçe değerlerin tecelli ettiği en önemli şahsiyet Mısırlı fitneci Yusuf El Kardavi’dir. Müslüman Alimler Birliği adında bir fitne ve fesat kurumu tesis eden Kardavi, Suriye’de devletin yanında yer alan çocuk, kadın, yaşlı, asker, sivil herkesin katline dair onlarca fetva verdi. Suriye devleti ile hiçbir uzlaşmanın, görüşmenin ve anlaşmanın kabul edilemeyeceğini ifade etti. “Peygamberimiz hayatta olsaydı NATO ile beraber hareket ederdi” diyecek kadar ruhunu ABD’ye ve İsrail’e satmış bir “Müslüman!” Kardavi!.. İktidara geldikten sonra Mısır halkının Mursi’ye sahip çıkması gerektiği yönünde fetva vermiştir. “Başkan” Mursi’nin insan olduğunu, hata yapabileceğini, bunu anlayışla karşılamaları gerektiğini telkin etmiştir. Petro-dolar şeyhi Kardavi, Gezi olaylarının ardından tüm ülkede başlayan protesto mitingleri ardından “Başkan” Erdoğan’a da methiyeler düzmüş, onu eleştirmenin haram olduğunu söylemiştir. Suriye’de talan, yağma, tahrip ve katliam için adeta çıldıran bu dini-dar, Türkiye’de halkın iktidara saygılı olması gerektiğini söyleyerek, ne kadar “barışsever bir melek!” olduğunu göstermiştir.
ABD için İslam kârlı bir “bussiness”. Müslümanları “ılımlılar” ve “radikaller” diye ikiye bölen ABD, bu proje üzerinden iyi polis, kötü polis rolüne devam etmektedir. Menfaatlerine karşı duranları “radikal” olarak lanse eden ABD’nin itimat ettiği “Müslüman” Kardeşler ve AKP gibi yapılanmalar, siyasi olarak iflas etmişlerdir. ABD, çıkarları için şeytan ile işbirliğine razıdır. Ve çıkarlarını nasıl temsil edeceğini bilen iyi bir oyuncudur. Amma velakin, bu oyun için seçilen ve Muhammedi İslam ahlâkından yoksun küçük memurları, bu oyunun ancak kullanılıp atılan figüranları olurlar.

* Şam Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü
Arapçadan çeviren: Prof. Dr. Mehmet Yuva

Hiç yorum yok: