2 Oca 2011

2011: Yükselen Burç İmamlık

Ülkelerin yıldız haritaları var, belli bir burçları yok. Olsaydı, Türkiye’ninki kuşkusuz ne su, ne toprak, ne de hava, çünkü hepsi kirli değilse tarümar; ama ateş burcu olurdu. Şiddetin yakıp kanın söndürdüğü bir ateş, yakışırdı valla... Koçlar, boğalar zaten kurbanlık; akrebinden terazisine, başağından yengecine, balığından ikizlerine, tüm burçlardan insanların bu ülkeye yüzyıllardır ödedikleri astronomik bedel de hiç olmazsa, astrolojik bir anlam kazanırdı.


Çünkü gerisi, daha doğrusu ilerisi ne kehanet gerektiriyor, ne de fal... 2011 yılında, Türkiye burcunda yükselenler, hiç tartışmasız imamlar...

***
TBMM’de sırasını bekleyen “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun Tasarısı” çıkacak, özel hukuk anlaşmazlıklarını arabulucular (mediatör) çözecek. Arabulucu olmak için yüksekokul mezunu olmak ve 100 saat eğitim almak yetecek! Memlekette en bol bulunan, en ihtiyaç fazlası yüksekokul mezunları imamlar ve hatipler, elbette “arabulucu” olarak istihdam edilecek. Böylece mahkemesiz adalet sağlanacak. Zaten işsiz genç avukatlar açlığa mahkûm edilirken, hukuk okumanın, avukat olmanın gereği de kalmayacak! Boşanma, nafaka, mal paylaşımı, miras konularında “kadılık” sistemine dönülecek ve bu muazzam ilerleme, “AB’de de var!” diye yutturulacak.

Çünkü AB’de böyle bir uygulama yok ve yalanın dayandırıldığı “prud’homme” mahkemeleri, meslek odalarının oylarıyla seçilen meslek uzmanlarından oluşup, sadece ve sadece sözleşmelerden doğan mesleki anlaşmazlıklara bakıyor ve son karar mercii, yine devlet hukuk mahkemeleri. Üstelik “herhangi bir inanca tarafgir” din adamlarının, Avrupa’nın en eski seküler kurumu, “prud’homme” mahkemelerine arabulucu seçilmeleri yasal anlamda mümkün değil.

***
AKP devletinde imamlar, kafasının dışı açık, içi kapalı, çünkü göstermesi günah saç varlığı zaten epeyce seyrelmiş Kadın ve Aile Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın da baş tacı: 2011’den öteye karılarını döven kocalara, kızlarına dayak atan babalara imamlar müdahale edecek, vaaz verecek. Ehl-i müslimi dayaktan caydırmak için dört yıl içinde 100 bin “kanaat önderi imam”, yani düpedüz “molla” eğitilecek. Bundan önceki dört yılda konuya eğitilen 40 bin 500 polisle kadına yönelik şiddetin yüzde 1400 arttığına bakarsanız, aile içi şiddeti de molla imamların bitireceğine emin olabilirsiniz! Dayağa karşı “kanaat önderleri” neden imamlar arasında aranıyor da, öğretmenler arasından çıkmıyor, okulda, eğitim sürecinde oluşturulmuyor, diye sorarsanız, yanıtı bulabilmek için... Bakan Kavaf’ın başını yıkamadan önce badem yağı sürmesi, ılık havluya sarması gerek, derim. Zihni gürleşirse, fikri de hürleşir belki. Ama o zaman da gören olur, bakan olamaz, o da ayrı.

Diyanet Vakfı Kadın Merkezi Başkanı Ayşe Sucu’nun “baş örtmek farz değildir” dedi diye görevden alındığına, Ayşe Sucu’nun yerine kimin getirildiğine ve Bakan Faruk Çelik’in “eksen şimdi oturdu” dediğine bakılırsa, Türkiye’de kadının olmasa bile tesettür sektörünün önü açık, istikbali naylondan ipeğe, yaldızlı ve parlak!

Peki, 2011 yılında imamların tahtından ettiği hukukçuları ve kolluk güçlerini neler bekliyor?

***
Gayet basit.

Başta Ergenekon, Balyoz’du, çekiçti, keserdi gibi bitmemek üzere başlamış ve başlatılacak davalarda tutukluluk sürecinin 10 yıla kadar uzatılabileceğine karar verecek ulemaya hukukçu denecek ve tercihen Yargıtay üyesi atanacak.

Panik atak hastası genci “cin çıkarmak için” döverek öldürmekten sanık İsa Şahin ve Yusuf Gülmez’in tahliye kararında olduğu gibi, bundan böyle katiller, caniler tutuksuz yargılanacak. Tuncay Özkan, Mustafa Balbay ve benzer 50’den fazla gazeteci, kimseyi öldürmedikleri, dövmedikleri, kısaca şiddete başvurmadıkları ve zaten ne suç işledikleri de belli olmadığından, mümkünse ömür boyu, değilse 10 yıla kadar tutuklu yargılanacaklar. Ve bunun adına, hukuk denecek.

Pankart asan, yumurta atan gençleri, adam öldürmedikleri ve dövmedikleri, üstelik darbe falan da yapmaya kalkışmadıkları için, 2 yıl hapis cezasıyla yargılayacak mahkemelere teslim etmeden önce güzelce döven polislerden de TSK’ye alternatif, F tipi bir ordu kurulacak. Tank, tüfek, roketatar gibi ağır silahlarla donatılacak bu kolluk gücü, olacak size Türkiye’deki İslamcı devlet politikalarını laik TSK’ye karşı koruyacak Folluk gücü...

Devam edeyim mi? Yoksa bir burçta bu kadar yükselmek yeter mi?

‘G’ NOKTASI

Perşembenin gelişi çarşambadan belli olsa da siz benim söylediklerime, yazdıklarıma aldırmayın. Karamsarlığa kapılmayın.

Çünkü dünyada ve Türkiye’de umulmadık depremler olacak ve bu kehanetlerin hiçbiri gerçekleşmeyecek, sayın seyirciler.

Çünkü genelinde dünya, özelinde bu topraklarda ne tarih, ne de coğrafyanın kaldıramayacağı ağırlıkta kötü enerji birikti.

Tüm hesapları altüst edecek 2011 yılında, el mi yaman, bey mi yaman, hep birlikte göreceğiz ve sağ kalırsak, çok eğleneceğiz.

Cumhuriyet okurlarına, sağlık ve eğlence diliyorum.

“Dinde, edilen yemin

dışında, ne varsa

doğrudur. Din adamı

dışında, ne varsa iyidir.”

ALAIN

Hiç yorum yok: