16 Oca 2011

TEMEL ANAYASAL İLKELERİMİZ

ADD’nin, geçen günlerde düzenlediği “Bağımsızlık ve Toplumsal Eşitlik için Ulusal Yönetim” toplantısının sonuç bildirgesinden:

- Ayrılmaz ikili oldukları görülen dinsel inanç sömürüsüne dayanan tarikatçılık ile ayrılıkçılık - bölgecilik, iktisadi çöküşün siyasal sonuçlarıdır. Bunlardan ilki laik devlet yerine “cemaatler devleti”, ikincisi ulusal devlet yerine “milliyetler devleti“ talebiyle yürümektedir.

- Türkiye, temel bir anayasal ilke olarak, “ülkesi ile bölünmez bir bütündür”. Topraklarımızda, coğrafi alanımızda kurulan siyasi yapı üniter/tekçidir, bu tercih tarihsel koşullarımızın ve toplumsal yapımızın bir gereği olduğu gibi, günümüzde yürütüldüğü görülen Ortadoğu ülkelerini yeniden haritalandırma niyetleri karşısında güncel bir gerekliliktir. Federalizm önerileri kabul edilemez. Türkiye yoluna “üniter devlet” olarak devam etmelidir.

- Türkiye, temel bir anayasal ilke olarak “milleti ile bölünmez bir bütündür”. Topluluk bakımından siyasal varlığımız Türk ulusu adını taşır. Bu siyasal - hukuksal kişilik, içinde farklı etnik ve inanç grubu kimlikleri korumanın ve geliştirmenin de güvencesidir. Etnik kökene bağlı çok milliyetli ve dinsel tercihe bağlı çok hukuklu siyasal yapı önerileri kabul edilemez. Türkiye yoluna “ulusal devlet” olarak devam etmelidir.

- Türkiye, temel bir anayasal ilke olarak “laik devlet” yapısına sahiptir. Laiklik, toplumumuzda geniş bir tabana sahiptir. Günümüzde cemaat-tarikat sisteminin dile getirdiği din ve vicdan özgürlüğü, bir insan hakkının değil, giderek çeteleşen sıradan çıkar birlikteliklerinin savunulmasıdır. Türkiye yoluna “laik devlet” olarak devam etmelidir.

Hiç yorum yok: