25 Ağu 2011

Demokrasi, Laiklik ve ‘Tahammül Etmek’ Üzerine


Cumhuriyet 16.08.2011
AYDINLANMA
Emre Kongar

Son günlerde laiklik tartışmaları neden acaba yeniden alevlendi?
Neden eskiden kendileri içindemokrasi” isteyen siyasal İslamcılar, şimdi demokrasiye (ve tabii onun önkoşulu olan laikliğe) tahammül ediyoruz” aşamasına geldi?
Bu sorunun yanıtı galiba çok basit:
Yeterince güçlendiklerini düşünüyorlar da ondan!
Artık demokrasi onlar için güçlenme aracı değil, tam tersine totaliter ideolojilerini dayatmanın önünde bir engel!
Nitekim tahammül etme” söyleminin arkasında, şartların müsait olmadığıgerekçesi açıkça söyleniyor.
Peki şartlar müsait olunca” ne olacak?
Demokrasiye Paydos” mu denilecek?
***
Ayrıca tahammül etme” davranışı niçin sadece tek bir gruba ait olsun?
Ya o gruba tahammül etmekdurumunda olanlar?
***
Aslında demokrasinin hak ve özgürlüklerinden yararlanarak güçlenmek isteyen totaliter ideoloji sahiplerinin çıkmazı ve açmazıdır bu:
Demokrasiyi, laikliği, hukuk devletini sadece kendi hakları, kendileri için isterler.
Biraz güçlendikten sonra da artık ne demokrasi, ne laiklik ne de hukuk devleti umurlarında olur.
Oysa bu tutum ve davranış bir kısırdöngüdür:
Hiçbir sorunu çözmediği gibi hiçbir gruba, hiçbir topluma da mutluluk getirmez
Sadece kin ve nefreti körükler!
Ne zulmü ortadan kaldırır ne mazlumiyeti
Sadece zalimlerle mazlumların yer değiştirmesine yol açar!
***
Bu konudaki çelişkileri Ahmet Hakan iyi yakalamış
Bakın Hürriyet Pazar Gazetesindeki yazısında Tahammüle Reddiye başlığı altında neler diyor:
Bir zamanlar Bir arada barış içinde yaşamak’ nutukları atan dindar öncüler, şimdi tahammül’ nutukları atıyorlar.
Keşke zayıf oldukları günlerde de, Biz kendi dışımızdakilere ancak tahammül ederiz, ona göre’ demiş olsalardı.
Hiç olmazsa dürüst davranmış olurlardı.
Ama demediler.
Güç ellerine geçince dillerinin altındaki baklayı çıkardılar.
Şimdi, Biz ancak tahammül edenlerden olabiliriz’ diyorlar
Bu zamana kadar hep hoşgörü diniolarak anlattıkları dini, artık birtahammül dini’ haline getireceklermiş.
Farklıdan nefret edecekler, farklıyı beğenmeyecekler, farklıyla bir arada yaşamak istemeyecekler ama el mecbur katlanacaklarmış.
Ta ki farklıyla bir arada yaşama mecburiyeti ortadan kalkana kadar...
Ahmet Hakan daha sonra, tahammül etmenin karşılıklı olduğunu belirtiyor ve farklı grupların birbirine kin ve nefret duyarak tahammül etmesinin arkasında yatan tehlikeye işaret ediyor:
Şartların olgunlaştığını düşünen, tahammül mülkünü yıkmaya hazır olacak.
***
Sevgili okurlarım, demokrasinin ve onun önkoşulu olan laikliğin gereği birbirine tahammül etmek de değil, hoşgörü göstermek de değildir
Demokrasinin, laikliğin anlamı, herkesin birbirinin dinine, imanına, inancına, inançsızlığına, yaşam biçimine, kendisine istediği saygıyı göstermesi ve devletin de bunu hukuk aracılığıyla korumasıdır.
***
Demokrasinin gereği, hoşgörü ya da tahammül değil, anayasayla ve yasalarla da desteklenen saygıdır, saygı
Kendine istediğin saygı!

Hiç yorum yok: