Yıl 1926;
Mussolini Antalya'ya göz dikmiş. Sırf bu nedenle o yıl bir kaç sınıf birden gencimiz silah altına alınmış. Eğitim sonrası Antalya ya gönderilecekler.
Atatürk bu durumdan oldukça rahatsız. Ankara Türk Ocağını ziyaretinde bir konuşma yapar.
"Türk Ocakları'nın başlıca uğraş konularından biri, devrimimizdir. Bu şu biçimde prensipleştirilmiştir. Eğitim ya ulusal olur ya da dinsel olur. Biz, din eğitimini aileye bıraktık. Ulusal eğitimide devlete aldık. Okullarımızda, bütün kültür kuruluşlarımızda ulusal eğitim temel alınmıştır. Tuttuğumuz yol budur. Çocuk din eğitimini ailesinden alacaktır. Bu arada ilahiyat fakültesi gibi din eğitimini güçlendirecek kuruluşlarda kurmak üzereyiz. Ancak bu, zaman sorunudur. Oysa, devrimimizin hemen dönüm sırasında topraklarımıza göz dikerek saldırmak isteyen düşman, dini ele alarak,birçok fitneyle, bozgunculukla halkı aldatmaya kalkıp türlü entrikalar çevirmekten çekinmeyeceği de bellidir. Biliyormusunuz ki Mussolini, arkasındakilerle buraya gelirse, nasıl gelecektir. Önünde dervişler, hacılar, hocalarla gelecektir. Din adamlarını elinde silah olarak kullanacaktır."
Paşa bu konuşmayı bitirdikten sonra delegelerden biri atılır
"Paşam; dingin ol. Bu devrim yerleşmiştir. Devrimimizin halk katlarına dek her yanda kökleişmiş olduğu gerçektir. Buna inan Paşam!
Paşa Konuşur
"Arkadaşlar! Devrimimiz henüz yenidir. Dedikleri gibi kökleşip benimsendiği üstüne olan kanılarımız ancak ilerde karşılaşacağımız olaylarda doğrulanıp anlaşılacaktır. Ancak, şimdi, şuna inanmalısınız ki bugün başına şapka giyen, sakalını bıyığını traş eden, smokinle, frakla toplum yaşamında yer alanlarımızın çoğunun kafalarının içindeki düşünüş, şimdi bile, sarıklı, sakallıdır.
(Alıntı Hasan İzzettin Dinamo - Kutsal Barış)
Mussolini Antalya'ya göz dikmiş. Sırf bu nedenle o yıl bir kaç sınıf birden gencimiz silah altına alınmış. Eğitim sonrası Antalya ya gönderilecekler.
Atatürk bu durumdan oldukça rahatsız. Ankara Türk Ocağını ziyaretinde bir konuşma yapar.
"Türk Ocakları'nın başlıca uğraş konularından biri, devrimimizdir. Bu şu biçimde prensipleştirilmiştir. Eğitim ya ulusal olur ya da dinsel olur. Biz, din eğitimini aileye bıraktık. Ulusal eğitimide devlete aldık. Okullarımızda, bütün kültür kuruluşlarımızda ulusal eğitim temel alınmıştır. Tuttuğumuz yol budur. Çocuk din eğitimini ailesinden alacaktır. Bu arada ilahiyat fakültesi gibi din eğitimini güçlendirecek kuruluşlarda kurmak üzereyiz. Ancak bu, zaman sorunudur. Oysa, devrimimizin hemen dönüm sırasında topraklarımıza göz dikerek saldırmak isteyen düşman, dini ele alarak,birçok fitneyle, bozgunculukla halkı aldatmaya kalkıp türlü entrikalar çevirmekten çekinmeyeceği de bellidir. Biliyormusunuz ki Mussolini, arkasındakilerle buraya gelirse, nasıl gelecektir. Önünde dervişler, hacılar, hocalarla gelecektir. Din adamlarını elinde silah olarak kullanacaktır."
Paşa bu konuşmayı bitirdikten sonra delegelerden biri atılır
"Paşam; dingin ol. Bu devrim yerleşmiştir. Devrimimizin halk katlarına dek her yanda kökleişmiş olduğu gerçektir. Buna inan Paşam!
Paşa Konuşur
"Arkadaşlar! Devrimimiz henüz yenidir. Dedikleri gibi kökleşip benimsendiği üstüne olan kanılarımız ancak ilerde karşılaşacağımız olaylarda doğrulanıp anlaşılacaktır. Ancak, şimdi, şuna inanmalısınız ki bugün başına şapka giyen, sakalını bıyığını traş eden, smokinle, frakla toplum yaşamında yer alanlarımızın çoğunun kafalarının içindeki düşünüş, şimdi bile, sarıklı, sakallıdır.
(Alıntı Hasan İzzettin Dinamo - Kutsal Barış)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder