12 Eyl 2011

AKP 12 Eylül’ünün 1. Yıldönümü


Sena KALELİ CHP Pm Üyesi Bursa Milletvekili
Türkiye hızla tehlikeli bir kutuplaşmaya gidiyor. Toplum neredeyse bıçakla kesilir gibi ikiye ayrılmış durumda. Üstelik birbirine karşı yabancılaşma had safhada. Sanki aynı ülkenin, aynı toprakların, aynı coğrafyanın insanları değiliz gibi. Sevgisiz, paylaşımsız, acımasız, hoşgörüsüz bir şiddet toplumuna dönüştük. Kimlik bunalımına sürüklendik, belleğimizi kaybettik. Daha 10 yıl öncesine kadar normalleşme sürecine giren ülkemizin bu hale gelmesinin en büyük sorumlusu AKP hükümetleri ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğandır.
Çünkü AKP, kaos ortamından beslenerek büyümektedir.
Nasıl ki kurt dumanlı havayı seviyorsa AKP de suyu bulandırmayı, çatışma ve kutuplaşma ortamını sevmektedir. Bu nedenle ülke bilinçli bir şekilde kutuplaşma ortamına sürüklenmiştir, sürüklenmeye devam etmektedir. Bu doğrultuda birinci aşama, medyayı ele geçirmekti. Özgür basın üzerindeki baskıları arttırdılar, tehditler savurdular. Karşı düşünceleri ve farklı sesleri susturdular. Taraf olmayanı bertaraf olmakla tehdit ettiler.
İkinci aşama, sivil toplum örgütlerinin bertaraf edilmesiydi. Cumhuriyeti ve çağdaşlığı savunan dernekler, bölücü örgütlerle eşdeğer görüldü. Bastırıldı, sindirildi, yaşam kaynakları kesildi.
Üçüncü aşama, Üniversiteler ve YÖKtü. Atatürkçü, çağdaş ve demokrat rektörler, dekanlar, hocalar birer birer görevden uzaklaştırıldı. Ya Ergenekon çorbası içinde kaynatıldılar ya da yıldırıldılar.
Normalleşme sancısı
YÖK ise tarihinde görmediği şekilde bir kaosun içine sürüklendi.
Bütün bunlar yapılırken “büyüklere masallaranlatmaya devam ettiler. Normalleşme sancısı” diyerek herkesi uyutmaya çalıştılar. İşlerine geldiğinde demokrasiye, işlerine geldiğinde hukuka sığındılar. Gerektiğindehukuku dolanacaklarını bile yüksek sesle dile getirme cüretine ulaştılar. Ne zaman ki hukuk konuşmaya, Yüksek Yargı sesini çıkarmaya başladı işte o an, zamanı geldi diyerek düğmeye bastılar. Beşinci aşamaAnayasa Değişikliği.
AKP Anayasası
Türban, çarşaf, özgürlük, yargı bağımsızlığı, çoklu sendikaya üyelik, kadın ve engellilere pozitif ayrımcılık, 12 Eylülle ve Kenan Evrenle hesaplaşma, aldatmacasıyla apar topar hazırlanan ve oylatılan AKP Anayasası.
AKPnin amacıinsan haklarına ve evrensel ilkelere yer veren çağdaş bir Anayasa değil, kendi dünya görüşü ve hedefi doğrultusunda bir Anayasadır. diyerek CHP olarak var gücümüzle karşı çıktık. Çok değil, aradan 1 yıl geçti. Bugün AKPnin 12 Eylül Anayasasının 1. Yıldönümü. Bugün ne yasamanın gücünden, ne yargı bağımsızlığından, ne basın özgürlüğünden, ne iletişim ve internet özgürlüğünden, ne evrensel değerlerden, ne de temel hak ve özgürlüklerden söz etmek mümkündür.HSYK yoluyla yargı, AKPnin bir organı haline dönüştürülmüştür. Tarikat ve cemaatler ile Deniz Feneri gibi yandaş kuruluşları soruşturan, onlara dokunan savcılar devre dışı bırakılmıştır.
Kadına yönelik şiddet korkunç boyutlara ulaşmıştır. Türkiye, cinsiyete dayalı gelişmişlik endeksinde Pakistan ve Birleşik Arap Emirliklerinin bile gerisine düşmüştür.Kendi ürünü olan bu anayasayla insanların en temel özgürlüklerini hiçe sayan AKP, bırakın Kenan Evreni yargılamayı, yarattığı korku imparatorluğuyla ülkeyi tek parti diktatoryasına dönüştürmüştür. Otoriter yönetim, totaliter niteliğe bürünmüştür. Ülke de barış, huzur, adalet mumla aranır olmuştur. Bütün bunlar da yetmemiş olacak ki şimdi de Suriye ve İsrail krizi. Türkiye, yeni bir kaosun içine sürükleniyor. Bakalım bu sefer şapkanın altından ne çıkacak? Yeni Anayasa olmasın?
Sahi “ Yetmez ama Evet çilere” sormak lazım, NE YETTİ?
Evet çilere sormak lazım, NE DEĞİŞTİ?

Hiç yorum yok: