27 Eki 2011

ŞEYH'ÜLŞİRK..


Çok sık kullandığım bir kavramdır “şirk.” Türkiye'de maalesef tam manasıyla anlamı bilinmez. Şirk, bir putatapıcılık sıfatı olarak algılanır. Hayır efendim, ben size bir din olarak şirkten bahsediyorum...

Hem de öyle bir din ki, istediği dinin (ideolojinin) elbisesini giyebilen, bu elbiseyi giydiği an, o dinin (ideolojinin) bütün değer yargılarını yozlaştıran bir din (ideoloji) olarak şirk...

Dün bir video seyrettim. Kaddafi'nin öldürülme sahnesi ile ilgili bir videoydu. Birileri Kaddafi'nin etrafına toplanmış, Allah'u Ekber naraları atarak linç ediyordu.
Allah psikopatlığı emretmez. Allah'u Ekber diye nara atıp, Dolar'ı Kebir rüknunda yaşamayı hiç emretmez...
Ben ideolojik olarak “diktatörlere karşıyım.” Ancak, diktatörlüğü var eden ekonomik altyapıya da karşıyım. Yani küresel kaptalizmin yarattığı zorbalar, kapitalist sömürgecilik ile hesaplaşılmadan yargılanamaz. Eğer yargılanıyor ise (bkz.Libya örneği), yine orada kapitalist sömürgeciliğin yeni bir strateji geliştirdiği görünür hale gelmiş demektir...
Şirk kelime manası itibari ile, “bir mala iki kişinin ortaklığı” manasına gelir (bkz. Ragıp el İsfehani, şrk mad.). Kur'an'a göre, dinin ön kabulü; “lehulmülk” yani, “Mülk Allah'a aittir” diyebilmektir. Allah'a ait olan mülk, daha evvelki makalelerimde de belirttiğim üzre; halka aittir. Çünkü Kur'an, Allah lafzı ile başlayıp, nas (insanlık) suresi ile tamam olur. Ve Nahl Suresi'nin 71. ayeti, Allah'ın mülkünde eşitlik şartı getirir. Bakara 219, ihtiyaç fazlasının dağıtımını emreder...
O halde şirk, ekonomi-politik bir kavramdır. İtikadi yönü, bu temelden beslenir. Şirk, mülkü tekelleştirip, tahakküm aracı haline getirenlerin dininin(ideolojisinin) üst adıdır...Fransa ile anlaşıp, Hilary Clinton ile görüşüp “devrim” yapanlar, Küresel Şirk çetesinin, şeyh'ülşirkleri ile el sıkışarak, şeyh'ülislam'lıktan kopmuşlardır. Ve bu işbirliği neticesinde, bölgede; kafası liberal, belden aşağısı muhafazakar bir tipoloji yaratma gayretine girilmiştir.
Size delil getireyim;
Geçtiğimiz günlerde 24 Mehmetçiği kaybettik. Akabinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “intikam” mesajı verdi. Allah aşkına, hiç kimsenin dikkatini çekmedi mi ?
Türkiye'de bürokrasiyi en iyi bilen siyasetçi Abdullah Gül'dür. Exeter Üniversitesinde eğitim gören Gül, aristoktasi kültürünü, bürokrasi dilini çok iyi bilir. Ve bilir ki, hiçbir devlet, bir örgütü intikam ile tehdit etmez. Bu bir gaf değildir, doğrudan bilinçli bir söylemdir diye düşünüyorum...
Devletlerin muhatapları devletlerdir, o “intikam” kelimesinin muhatabı ise; “Suriye'dir.”

Bunun delili ise, hemen ertesi gün Başbakan'ın bütün medya temsilcilerini çağırıp verdiği brifingdir. Brifingin ertesi günü Taraf gazetesi, PKK ile ŞAM arasında ilişki kuran bir manşet attı. Bu manşetin altında, o ilişkiyi Başbakan'ın kurduğu yazıyordu...

Evet, yatırımcılar zararda, Suriye henüz düşmedi. Suriye'ye müdahale edilmesi gerekiyor. Bu işi ABD yapamıyor, çünkü hem kamuoyu, hem İran, hem de ekonomik kriz buna engel teşkil ediyor...

Bu işi yapsa yapsa Türkiye yapar! Lakin, yazarların “tuvalette çıkarttığı sesleri dahi dinleyebilen” bir istihbaratın, 200 PKK'lıyı 8 ayrı noktadan saldırı yaptığı gün öncesinde bir tespitte bulunamaması manidar, anlamlı ve zinciri tamamlayan bir olgudur...

Akıl ve mantık, durumu gösteriyor. O halde şunu söylemek gerekir, bölgede gerçekleşen, ve sonrasında IMF, ABD gibi sözlerin telaffuz edildiği “Patates Devrimlerinin geldiği noktadan kim sorumluysa”, 24 mehmetçiğin katili de odur...

Esas sıkıntı ise, ABD'nin 7,6 milyar dolar harcadık dediği Libya operasyonunun ardından, Allah'u Ekber diyerek “devrim” yapanların varlığıdır...
Şeyh'ülşirk'ler var oldukça, bu yoz kafa varlığını sürdürecek gibi görünüyor...
Okur Sorusu
Değerli Eren bey, son kitabınıs Şeytan Evliyaları'nı okudum. Ve çok etkilendim, ontolojik şeytan yoktur diyorsunuz, bunu biraz açarmısınız ?

Değerli dostum, Kur'an'da geçen şeytan kavramı, ştn kökünden gelip, “uzaklaşmak” manasında kullanılan bir kavramdır. Ve şeytan için ontolojik bir varlık resmi çizilmeyip, bir karakter, sıfat olarak kullanılır...

Mesela;
Bakara suresi 268. ayet: Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size cimriliği telkin eder.  
Bu ayete göre, insanlığı fakirlikle korkutan ve cimriliği emreden her olgu, her unsur şeytandır. Yani, bunu gizli bir varlık telkin etmemektedir. Bunu telkin edenlerin, kimliği deşifre edilmektedir...
Dolayısı ile bugünün şeytanı, emperyalist sömürgeciliktir. Kenzciler, idare'i maslahatçılar, mala tapıcılar, işbirlikçilerdir...
Zuhruf 62 Sakın şeytan sizi yoldan çevirmesin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır.
Şeytan Adem'e secde etmemiştir. Ademden uzaklaşmıştır. Dolayısı ile şeytan Allah'a değil, insana, daha doğrusu insanlığın kolektif değerlerine düşmandır. Delili ise şu ayettir;
(TAHA Suresi 120. ayet) Şeytan ademe dedi ki; Ey Adem, sana ebedileşme ağacını yani yıkılmaz mülkiyeti göstereyimmi..?
Demek ki Adem, bireyci olmadığı bir süreçtedir. Şeytan ise Yasak Ağacı, yani mülkiyeti gösterip, kolektivite karşısına konumlanmıştır.
Bugün bu halen sürmektedir. Yeryüzü şeytanla doludur...
Esenlikler

Hiç yorum yok: