"Recep Tayyip Erdoğan sonrası AKP" sorunu, ittifakın çatırdamasına neden oluyor. İttifakın bileşenleri hem kılıçları çekti hem de kirli çamaşırları sergilemeye başladı.
Örneğin, bir kesimin sözcüsü olarak Mehmet Baransu, 12 Haziran seçimlerinden önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün bir parti kurmaya niyet ettiğini ifşa etti.
Bizi bu bilgiden ziyade Baransu'nun şu ifşaatı ilgilendirdi: "Parantezi kapatırken, AK Partili bir ismin 2004 yılında İsviçre'ye neden gittiğini, gelirken yanında bulunan valizde kaç milyon dolar olduğunu, bu paranın Türkiye'ye neden getirildiğini de doğrusu merak ediyorum."
Dün gün boyu pek çok kişi, Baransu gibi, bu paranın Türkiye'ye neden getirildiğini merak etti. Parayı hangi ismin getirdiği soruşturuldu...
KİMİN PARASI?
Bizi ne kadar paranın, kim tarafından ve nerede kullanılmak üzere getirildiğinden çok, kimin parasının getirildiği ilgilendiriyor.
Daha doğrusu, "kimin hesabındaki para" sorusu ilgilendiriyor.
Çünkü bu konu, Türkiye'nin konusudur!
HAYRULLAH MAHMUT'UN E-POSTASI
Erdoğan'ın İsviçre'deki hesaplarıyla ilgili ilk duyum, 2006'da geldi. Ulusal Kanal Haber Müdürü olduğum o dönemde e-postama gelen Hayrullah Mahmut imzalı bir yazıda vardı bu bilgi...
İnternette dolaşan bu e-postayı, 30 Ocak 2006 günü saat 16.54'te Ulusal Kanal ve Aydınlık yöneticileri ile birlikte Doğu Perinçek'e de yolladım. Perinçek, Mahmut'un bu e-postasını Ergenekon ana davasında açıkladı. Mahmut'un belirttiği olay özetle şudur:
2005 yılının ilk çeyreğinde ABD Büyükelçisi Eric Edelman, Tayyip Erdoğan ile görüşür. Edelman, Erdoğan'ın önüne, İsviçre'deki sırdaş hesabıyla ilgili dosyayı atar ve İncirlik üssü, Kıbrıs, Kuzey Irak, Afganistan ve Kürt sorunu konularında ABD'nin isteklerini yapması karşılığında, dosyayı gizli tutacaklarını söyler.
Wikileaks'in tam beş yıl sonra yayımladığı ABD gizli bilgileri, Edelman'ın, Erdoğan'ın İsviçre hesaplarını daha 2004 yılının sonunda öğrendiğini ortaya koydu. 30 Aralık 2004 tarihli kriptoda şöyle söylüyordu Edelman: "İki ayrı kaynaktan edindiğimiz bilgiye göre, Erdoğan'ın İsviçre bankalarında sekiz ayrı hesabı var."
ABD Büyükelçisi, bu bilgiyi önce Washington'a geçmiş, yaklaşık üç ay sonra da ülkesinin çıkarlarını AKP'ye uygulatmak için Erdoğan'ın önüne getirmiştir. Gazeteci Hayrullah Mahmut da, bu bilgiye yaklaşık bir yıl sonra ulaşmış ve internette duyurmuştur.
Ancak konu, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in ele almasıyla Türkiye'nin gündemine oturdu!
Erdoğan servetiyle ilgili iddia karşısında "ispat edin" dedi. Perinçek, tam yedi ayrı kanıt sundu!
Konu bilahare, Silivri Cezaevi'nde hayatını kaybeden MİT'çi Kâşif Kozinoğlu'nun Aydınlık'a açıklamalarıyla da gündeme geldi.
Kozinoğlu, Başbakan Erdoğan'ın İsviçre bankalarındaki 8 ayrı hesapta yaklaşık 800 milyon dolar parası olduğunu açıkladı.
Kozinoğlu, bu bilgiyi, CIA'nın dışında Alman istihbarat örgütü BND'nin de 30 milyon avro karşılığında temin ettiğini ifade etti. Almanya'nın belge ve bilgileri Eyşan Adalarındaki İsviçre Bankası müdürü üzerinden elde ettiğini belirten Kozinoğlu, Berlin'in belgeleri Erdoğan'a karşı koz olarak kullandığını vurguladı.
Kâşif Kozinoğlu, Erdoğan'ın İsviçre bankalarındaki gizli hesaplarıyla ilgili bilgileri CIA'ya da Bülent Arınç'ın verdiğini açıkladı.
TÜRKİYE BU ŞANTAJ ARACINDAN KURTULMALI
ABD Büyükelçisi'nin kriptosuna ve MİT'e göre, Erdoğan'ın İsviçre'deki hesabı, hem ABD tarafından hem de Almanya tarafından şantaj aracı olarak kullanılmıştır.
Mehmet Baransu'nun ifşaatı, bu hesapların Erdoğan sonrası AKP için de kullanıldığını göstermektedir.
Dolayısıyla, Erdoğan'ın İsviçre'deki hesabı, Türkiye'nin milli meselesidir. Ve bu meselenin, Türkiye'ye karşı komplonun bir aracı olmaması için, acilen hesabı sorulmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder