BİLGİ TOPLUMUNA DOGRU Özlem Yüzak
“Kendimi hiç bu kadar yılgın, bu kadar yeni hissetmemiştim... 12 Haziran gerçekten de bir kırılma noktası oldu benim için... Ne elime gazete alıp okumak, ne televizyondan o saatlerce süren içi boş tartışma programlarına bakmak istiyorum... Çocuklarımın eğitimi hayatımdaki en önemli hedef ama insan bu ülkede eğitimin haline baktıkça nasıl eğitim diye de sormadan edemiyor...”
Tanıdık geliyor mu bu sözler? Sadece bana ait değil. Çevremden derlediklerim...
Klasiktir... Yılın son günleri yaklaşırken geçen 365 günün kısa bir değerlendirmesini yapmaya çalışırız kendi gözümüzden... Çoğu zaman küçük bir iç hesaplaşma eşliğinde... Yaşadığımız ülkeden başlar, daha geniş coğrafyalara doğru akarız.
Devam edelim mi...
• İleri demokrasiye geçtiğimiz, özgürlük alanımızın genişlediği söylenip duruyor ama korku toplumuna dönüştük. Üniversite harçlarını protesto edenler, çevreciler, HES karşıtları bile hapiste.“Herkesi susturmak”üzerine kurulu bir mantıktan demokrasi veya özgürlük adına küresel standartlarda nasıl bir tablo bekleniyor ki?
• “Kadına karşı şiddet durmak bilmedi. 2011’de 160 kadın eşleri, sevgilileri, babaları ve en yakınındaki erkekler tarafından öldürüldü. Devlet kendisine başvuran kadınların yüzde 73’ünü koruyamadı. Kocası ya da eski kocası tarafından öldürülen kadınların oranı 2009’dan 2010’a yüzde 193 oranında arttı.”
• Van depremi hükümetin yüz karası haline döndü. 23 Ekim ve 9 Kasım depremleriyle yüzlerce insanın öldüğü ve yüz binlerce insanın göç etmek zorunda kaldığı Van’a akan yardımların ne kadarı gerçekten yerine ulaştı?
• Kamu emekçileri 21 Aralık’ta bir günlük grev yaptı. Hemen akabinde bazı öğretmen ve sağlıkçılara ön soruşturma başlatıldı. Eğitim-Sen’in AİHM ve Danıştay kararlarının grevi suç saymadığını hatırlatmasını takan olmadı...
• 99 meslektaşımız hapiste... Haklarında kesinleşmiş bir hüküm olmamasına karşın gazeteci arkadaşlarımızın yıllardır hapiste olmaları toplumun büyük çoğunluğunun umurunda bile değil.
• Çocukları internetin sakıncalarından koruma iddiası ile AKP hükümetinin güdümündeki Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), 22 Kasım itibarıyla “Güvenli İnternet” adı verilen bir uygulama başlattı. Filtre, BTK’nin sakıncalı olarak belirlediği sitelere girilmesini önlüyor.“Nefes, Haydar, sarışın, frikik, çıplak, hikâye, liseli, baldız…” Bu ve benzeri sözcükler cinsellik içerdiği için yasaklı. Nedense (!) Darwin’in evrim’i de... Ama “evrimianlamak.org”sitesi Çocuk Profili altında yasaklı görünürken bu teoriye karşı duran“evrimaldatmacasi.com”ise filtreye takılmış değil ve nedense yetkililerden bu konuda tık yok.
• Son bomba milletvekili maaşları: Türkiye’de kişi başı milli gelir 10 bin dolar, milletvekili maaşı 5 bin 600 dolar, milletvekili maaşının milli gelire oranı ise yüzde 56. Başka ülkelere bir bakalım: Ermenistan’da milli gelir 4 bin dolarken milletvekili maaşı 200 dolar. Maaşın milli gelire oranı sadece yüzde 5. İspanya’da ise kişi başı milli gelir 37 bin dolar. Ancak milletvekillerine bunun sadece yüzde 4’ü düşüyor. Türkiye’nin ardından vekillerin milli gelire oranla en yüksek maaş aldığı İtalya’da ise kişi başı milli gelir 40 bin dolar. Milletvekillerinin maaşı ise 9 bin 150 dolar; yani milli gelirin yüzde 22.8’i.
Liste çarşaf gibi uzayıp gidiyor... 2012’ye sırtımızda bu koca koca kamburlarla giriyoruz. 4 gün sonra ülkeyi yönetenler televizyon ekranlarına çıkıp yeni yıl mesajlarını verecek; ne kadar büyüdüğümüzü (ekonomik olarak), ne kadar özgürleştiğimizi, halkın ne kadar mutlu olduğunu anlatıp duracaklar. Ve 2011 pandomiminin son halkası da böylece tamamlanmış olacak.
Hay allah! Yazının başlığı “2012 nasıl olacak” değil miydi? İsterseniz bir zahmet siz tahmin edin... |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder