15 Mar 2012

Araplara özenmek...

Önce Tunus’ta başladı. Sonra Mısır, sonra Libya’da gerçekleşti. O ülkelerin halkları ülkelerine özgürlük, insan hakları gelecek sandılar. Bu amaçla sokaklara döküldüler. Sokak çatışmaları günlerce sürdü. Bu ayaklanmaları ABD’nin yönettiğini, özgürlükler adına gizli - açık bir plânın yürürlüğü konulmuş olduğunu fark etmediler. Adına “Arap Baharı” dediler. Arap ülkelerine bahar gelecek, her şey çok güzel olacak, faşist diktatörler gidecek sandılar. Belki faşist diktatörler gittiler. Mısır’da Mübarek daha fazla direnemedi, kendisi ayrıldı ama, kafes içerisinde yargılanmaktan kurtulamadı. Libya’da Kaddafi, kendi halkı tarafından linç edildi.
‘Araplara bahar değil kış geldi’
Sonuçta Arap ülkelerine bahar yerine kış geldi. Şeriat yanlıları yönetimi ele geçirdiler. Arap ülkeleri eskisinden daha kötü bir karanlığa, ‘kış’a gömüldüler. Bu yetmedi, sözde bahar çatışmalarının gerçek içyüzü ortaya çıktı. Bu ayaklanmaları destekleyen , yöneten ABD, bu ülkelerin yer altı kaynaklarını ele geçirdi. Araplar, hem özgür yönetim hülyalarından oldular ve hem de yeraltı kaynaklarını yitirdiler. Irak’ta da böyle olmuştu. Saddam’ın elinde kitle yok etme silahları var denilerek Irak’a girilmiş, 1 milyon Müslüman öldürülmüş, sonuçta tam bir baskı ve korku yönetimi egemen olmuştu. Yeraltı kaynaklarının, petrollerinin yönetimi ise ABD’nin eline geçmişti.
‘Süleymaniye’deki çuval olayını unutmadık’
ABD denizaşırı bir ülkedir. Ortadoğu’da, Arap ülkelerinde ne işi var . Şimdi sırada Suriye var. Libya’da Türkiye’yi kullanan ABD , Suriye’de aynı şeyi yapmak istiyor. AKP yönetimi, hiçbir çıkarımız olmadığı halde, Libya ayaklanmasına Türkiye yi’de soktu. Libya’ya elden milyonlarca dolar gönderildi. Saldırı uçakları İzmir’den havalandı. ABD’nin dümen suyunda olan AKP yönetimi bu kez Suriye’ye soğuk savaş açtı. Siyasal ve ekonomik ilişkiler kesildi. Hiç gereği yok iken sınır kapılarının bir bölümü karşılıklı kapatıldı. Binlerce ailenin gelirleri kesildi. Suriye’nın Humus kentinde yaşanan olaylarda ölenler için Başbakan “Humus’un hesabı sorulacak” diyor. Suriye’de yaşananların hesabını sormak bize mi düşüyor. Bu düşünce ABD’nin maşası olmaktır. ABD askerleri füze kalkanı diyerek bu kez Malatya Kürecik’teler. Malatya halkı ABD askeri istemiyor. Bodrum’da ABD askerlerinin başlarına çuval geçiren gençler için savcı 16 yıl hapis cezası istiyor. Savcılar Cumhuriyet’in savcıları olmalıdırlar. ABD askerlerinin topraklarımızda ne işleri var? 2003 yılında Süleymaniye’de ABD askerlerinin subaylarımızın başlarına çuval geçirdiğini unutmadık.
‘12 yıllık eğitim aldatmacası’
Bugün Türkiye , başı dik ve onurlu tek Müslüman ülke ise bunu Mustafa Kemâl Atatürk’e borçluyuz. Biz baharı, Mustafa Kemâl ile gerçekleştirdik. 1923 Cumhuriyet Devrimi, gerçek bir ‘Türk Baharı’dır. Arapların gerçek bir demokrasiyi, özgürlüğü daha uzun yıllar yaşaması çok güç. Onların hiç Mustafa Kemâlleri olmadı. Araplar kışı yaşarken, AKP ilköğretime Arapça dersleri getiriyor. Bu girişim gelecek kuşaklara kötülüktür. Arapça çocuklarımıza ne gibi bir yarar sağlayacaktır? Dindar bir kuşak yetiştirmekten söz ediyorlar. İlköğretimde 12 yıllık bir eğitim aldatmacası ile dinci bir uygulamayı yaşama geçirmek istiyorlar.
‘Başbakan kendi sorununu ülkenin sorunu sanıyor’
Türk Baharını ‘kış’a çevirmeye çalışıyorlar. Bir karşı devrimi gerçekleştirmek için uğraşıyorlar. Göreviniz dindar kuşaklar değil, düşüncesi özgür, aklı özgür kuşaklar yetiştirmektir. Başbakan için en önemli sorun İHL’dir, sıkmabaştır. Kendi sorununu ülkenin sorunu sanıyor. Bunun için kin tutuyor. Bunu saklamıyor. Toplumu ayrıştırıyor, ülkeyi geriyor.
Mustafa Kemâl’i ve Kurtuluş Savaşımızı unutturmak için uğraşıyorlar. Kürt ayaklanmalarını bahane ederek Cumhuriyeti karalamaya çalıyorlar. Cumhuriyeti kuranları, kahramanlarımızı tartışmaya açıyorlar. Ulusal birliğimizin simgesi olan ulusal bayramlarımızı kaldırmaya çalışıyorlar. Bunlara güçleri yetmeyecektir.
Son Güncelleme: Çarşamba, 14 Mart 2012 21:50

Hiç yorum yok: