Tam bağımsızlık savaşı uğruna hayatlarını kaybeden o gençlerden sonra 30 yıl boyunca bölge halkı buraya kurulan radarın çok zararını görür. Radar üssünün doğal çevreye verdiği zararı saymakla bitiremiyor Kürecik halkı. 30 yılda tüm meyve ağaçlarının, kavakların, söğütlerin yok olduğunu, meşhur Kürecik armudunun, kayısısının da kökünün kuruduğunu anlatıyorlar örneğin, gözleri dolarak. Kanser vakalarındaki artış da işin diğer bir trajik boyutu…
Kürecik halkının sesini duymayan yetkili merciler ise bu konudaki faaliyetlerine devam ediyor. Dünyada Türkiye’yle birlikte 4 ülkede bulunan Amerikan radarı aslında NATO’nun füze savunma sisteminin bir parçası olarak konulmuş olmasına rağmen NATO henüz operasyonda yer almıyor. Radarın güvenliğinden Türkiye sorumlu, ancak radar şu anda herhangi bir füze savunma sistemiyle korunmuyor. Şu an için mümkün görünen tek formül Türkiye’den radarın Patriot’lar ile korunması. Ancak bu Patriot’lar Türkiye’nin malı ve koruması gereken kendi askeri üsleri varken neden bu radarı korusunlar? Bunun cevabını vermek güç...
Bölge halkı endişeli, füze kalkanı falan istemiyoruz, diyorlar; temiz su, temiz doğa istiyoruz. Civar köylüler çaresiz, evlerini barklarını bırakıp göç etmeyi planlamaya başlamışlar bile. Onların şimdi gerçekleşmesi çok güç olsa da tek bir isteği var:“Kürecik füze bahçesi olmasın, Malatya yeşil kalsın!”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder