Diyarbakır, Bingöl, Tunceli, Mardin, Bitlis, Muş ve Ağrı kırsalında aylardır sürdürülen operasyonları bir tarafa bırakın...
Hatta Hakkari’nin yanı başındaki Şırnak’ta haftalardır aralıksız sürdürülen askeri harekatı da unutmayın...
Yalnızca Hakkari’ye, yani 300 kadar teröristin 3. kez sınırı geçerek Dağlıca’da 8 askeri şehit edebildiği Hakkari’ye çok dikkat ediniz...
Bakınız, Haziran ayı başından itibaren Hakkari kırsalında TSK birlikleri neler yaptı:
4 Haziran: Şırnak ile Hakkari sınırları arasında bulunan Kato Dağı’nda helikopter destekli başlatılan operasyonda çatışma çıktı. Bolu Dağ Komando Tugayı’nın da katıldığı operasyonlarda silah sesleri günlerce durmadı.
8 Haziran: TSK birlikleri, Hakkari kırsalına yönelik yeniden operasyon başlattı.
10 Haziran: Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde, güvenlik güçleriyle teröristler arasında yaşanan çatışmada 1 PKK’lı öldürüldü.
11 Haziran: Hakkari’nin Çukurca ilçesi kırsalında iki gün süren hava destekli operasyonda çatışma çıktı. Helikopterler ve jandarma özel birliklerinin de katıldığı operasyonlarda 3 PKK’lı öldürüldü.
12 Haziran: Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesi ile Hakkari il sınırları içinde bulunan Kato Dağı’na yönelik yapılan operasyonda bir uzman çavuş ile bir köy korucusu şehit oldu.
13 Haziran: Kato Dağı’nda yeniden çıkan çatışmalarda 4 asker yaralandı.
16 Haziran: Şırnak’ın Uludere ilçesi ile Hakkari kırsalında şiddetli çatışmalar yaşandı. Teröristler bölgedeki iki iş makinesini de yaktı.
Peki, bunların dışındaki irili ufaklı operasyonlara, hatta tüm kuşatma, takip ve baskınlara rağmen 19 Haziran sabahı 300 kadar terörist Hakkari’nin Yüksekova ilçesinin Dağlıca bölgesine 3 ayrı noktadan nasıl sızabildi?..
Ağır silahlarla donatılmış teröristler 8 askeri nasıl şehit edebildi?...
Komplo teorisyenlerinin salt askeri yıpratma uğruna işi “ihmal” safsatasına ve “Ergenekon”a bağlama gibi densizliklerini bir tarafa bırakın!..
Birileri teröristleri helikopterle mi indirdi o bölgeye?..
Olmaz, olamaz diyenler izah etsin o zaman... 300 kadar terörist ABD ve peşmerge denetimindeki sınırdan abluka altındaki Dağlıca’ya nasıl sızdı, kimler sızdırdı?...
Ayağı yere basanlar “hava” atmadan yanıt versin!..
Çatlaktan sızan şiddet!..
Bir grup AKP milletvekilinin geçen yıl partilerinin Kızılcahamam kampında, “PKK İmralı’dan yönetiliyor, engelleyin” şeklindeki isyanının ardından Öcalan tam 11 aydır avukatlarıyla görüştürülmüyor...
“Koster bozuk” gerekçesine sığdırılan bu engelleme o kadar gizemli hale gelmişti ki, MHP lideri Bahçeli bile “Öcalan acaba İmralı’da mı diyerek” kuşkularını dile getirmişti...
Burası Türkiye her şey olur!.. Mesele “illaki çözüm” olduğuna göre, Kılıçdaroğlu bile “koltuğunu feda edeceğini” söylediğine göre her şey mübah sayılmıyor mu?..
Devlet taa Oslo’da PKK’larla bir araya gelebildiğine göre, Öcalan da bir helikoptere bindirilerek pekala her görüşmeye götürülebilir!.. Artık Ankara’ya mı dersiniz, Kuzey Irak’a mı dersiniz bilemem!..
Neyse konumuz daha farklı... CHP’nin “Kürt sorunu”nda “çözüm” iddiasıyla AKP’nin önüne getirdiği on maddelik içi boş öneriyi, “Hiç bir Kürt siyasetçisi, ne ben ve PKK ne Mesut Barzani ne Celal Talabani, ne de başka bir kimse İmralı’yı sollayarak yumuşatıcı adım atamaz” diye “diplomatik” dille yanıtlayan Murat Karayılan acaba Dağlıca saldırısıyla ne yapmaya çalıştı?..
Karayılan “tek muhatap Öcalan’dır” derken, Leyla Zana “yok efendim bu işi ancak AKP çözebilir” diye karşı çıkmışsa fazla söze gerek yok zaten!..
Dağlıca teröristleri işte bu siyasi çatlaktan sızarak eyleme gittiler...
Meselenin özeti şudur; İmralı ile Kandil’in arasına koster girince; Leyla Zana gibi BDP‘liler de Öcalan’ın devre dışı kaldığını düşündü!..
Karayılan ise Dağlıca ile iki hamle yaptı: “Çözüm” masadayken “diplomatik” dilin ardından “şiddetin” diliyle AKP’ye biraz daha baskı yapmayı denedi...
İkinci hamlenin hedefi ise çatlağın öbür tarafındakilerdi... Onlara ise bir kez daha “Biz varken konuşmayın, siz durun Öcalan konuşsun” mesajı verdi!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder