28 Tem 2012

Bahçelievler’den Bahçeli’ye Silivri’den Bahçelievler’e


Devlet Bahçeli’nin Suriye üzerine düşüncelerini bilen var mı; bildiğimiz son krize, medyanın diliyle “AKP’ye tam destekle” girdiğidir. Kılıçdaroğlu ise Kurultay öncesinde gitmediği gazete bırakmamıştı; Cumhuriyetle ve partisiyle ilgili “değişim”den başka sözü olmadığından, o kadar konuşunca, başka konularda malumat verdi ve Milliyet ziyareti özellikle verimli oldu: Zana projesinin, Zana görüşme talep etmeden önce yürürlüğe girmiş olduğunun yanı sıra, MHP’nin 2. Kürt Açılımı’na göründüğü kadar uzak olmadığını da öğreniverdik. Yeniçağ Gazetesi şimdi Bahçeli’nin Kerkük ziyaretinin Barzanistan’dan geçmeden mümkün olamayacağını haber yapmaktadır. Anlaşılan o ki, Suriye konusunda “AKP’ye tam destek” ve Barzanistan aktarmalı Kerkük ziyareti hazırlıkları, MHP’nin çok vaktini almıyor. Cezaevi kapılarında katil karşılıyorlar.
MHP’nin cezaevi açılımı
Bahçeli bu aralar AKP’ye özel bir yakınlık duyuyor. O kadar öyle ki, 4 Temmuz tarihli Yeni Mesaj Gazetesi’nin başyazısında, “Bahçeli AKP’den aday mı oluyor” sorusu sorulabiliyor. Bahçeli’nin, AKP-MHP işbirliğiyle 3. yargı paketine eklenen ve DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler’i, “Halkın Polisi” Pol-Der’li Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul’u ve Bahçelievler’de 7’i TİP’li genci katledenlerin tahliyesini sağlayan düzenlemeden pek memnun olduğunu görüyoruz. Cezaevi çıkışında, Türkler’in katili Osmanağaoğlu’nu MHP Balıkesir İl Başkanı, Yurdakul’un “hiçbir pişmanlığı olmayan” katili Kehya’yı, MHP Elbistan İlçe Başkanı karşıladı.
Bahçeli Evler Bahçeli emri
70’li yılların ikinci yarısında çok şiddetli bir iç savaş vardı. Mahalleler bölünmüştü. Sabahlara kadar nöbetler tutulurdu.
Kadınlar nöbet tuttular.
Bahçelievler, Beşevler, bugünkü Gazi Üniversitesi ve o zaman Ankara İktisadi Ticari İlimler Akademisi ülkücülerin elindeydi. Solcuların girmesine ve hele bir de, ev tutup yaşamalarına “yasak” diyorlardı.
Türkiye İşçi Partisi ve Behice Boran kabul etmedi.
Bölgenin “ülkücü komutanı” Devlet Bahçeli’ydi. Beşevler’de, Ankara İktisadi Ticari İlimler Akademisi’nde asistandı; akademideki Ülkü Ocakları’nı kurmuştu. 1978’de herkes şuna inanıyordu: Emri Bahçeli vermişti.
Katliamdan tahliyeye
Telle boğdular. Yetmedi. Boğulmadılar. Kurşunladılar. Hepsi üniversite öğrencisiydi.
Silahları yoktu, silah sayıldılar. Bağımsız bir Türkiye istiyorlardı. Eşitlikçi, insanı seven, sanatı seven... Köleliğe başkaldırıyorlardı ve silah sayıldılar. Telle boğuldular. Yetmedi. Kurşunlandılar.
Katliamda kullanılan araç, o dönemde Ülkücü Gençler Derneği 2. başkanı olan, ismiyle müsemma, Mustafa Mit’in üzerine kayıtlıydı. Devlet Bahçeli, 2007 seçimlerinde Mustafa Mit’i Sivas’ta birinci sıradan aday gösterdi.
78’de, Bahçelievler’de, bağımsızlık mücadelesini telle boğmaya çalıştılar. Boğulmadı. Şimdi Silivri ve Hasdal var. Bahçelievler’in Bahçeli’si mi, Engin Alan’ı da unuttu, paketten katliamcı topluyor.

Son Güncelleme: Cuma, 20 Temmuz 2012 17:51

Hiç yorum yok: