Hikmet, Miskinleri Kralların yerine oturtur! (Hz.Yahya)
Hazinelerinizi Gökte biriktiriniz. Çünkü kişinin kalbi hazinelerinin yanındadır.(Hz. İsa)
İnfak et ey Bilal! Ve Arzın Sahibinin malını azaltacağından korkma (Hz.Muhammed)
Ey Ademoğlu! Başını sokacak ev, üstünü örtecek bir hırka ve bir parça ekmek sana yeter (Hz. Muhammed)
Din ancak paylaşmak iledir.(Hz. Ömer)
Kur’an-ı Kerim’de geçen “hikmet” kelimesi sürekli yanlış anlatılır. Çoğu kişi hikmeti gizemli bir kavram sanırken, çoğu kimse “peygamberimize atfedilen uydurma hadisleri kuşatan bir kavrama dönüştürür.”
Hikmet kelimesi “hukm” kökünden gelen arapça bir kelimedir. Manası “hükmetmektir.” Bir konuda hüküm ortaya koymak. Makalemin başında ki cümleyi bu anlamıyla ele alalım; “Allah’ın hükmü, miskinleri kralların tahtına oturtur.”
Hz.Yahya’nın bu sözü, İslam’ın ruhunu tam manasıyla deşifre ediyor. Hikmet gerçektende bunu yapar.
Hikmet, eşitlik yaratır. Allah’ın hükmü; eşitlik üzeredir.
Yeryüzünün ezilenlerini oraya önderler yapmak için gereken fiili ürettirir. O halde bu Allah’ın dinidir.
Bir de Şeytanın dini vardır. Şeytanın dini “böler, parçalar, ayırır, koparır.”
Yani, insanlar arasında çelişkiler üretir. O halde bir yerde kral tahtına oturanlar ve miskinler varsa; orada Şeytanın dini egemen dindir.
Çünkü Allah’ın hükmü uygulandığında; krallar tahttan iner. Miskinler, ezilenler önder olur.
İşte bu büyük bir inceliktir.
Haydi eşitlenelim
Hz. İsa’nın dediği gibi; kişinin kalbi hazinelerinin yanındadır. Evet. Aynen öyledir. İnsan “insani erdemleri hazineleştirmişse kalbi o erdemler süzgecinden okur hayatı.” Lakin mal-mülk-para kenz etmişse, kalbi de o hazinelerin yanına konuşlanır. İnsan böylesine garip, böylesine karmaşık bir yaratıktır.
Ve Hz. Ömer’in dediği gibi; din ancak paylaşmak iledir. Dinin direği “paylaşmaktır.” Paylaşmadıkça yani lehulmülk demedikçe İslam dairesine girmek mümkün olmaz. Lehulmül/Mülk Allah’ındır demeden Müslüman olunamaz. O halde zamanın kenzo kapitalist münafıklarının tümü evvela “lehulmülk” demelidir. Servet, imtiyaz ve olanaklardan arınmaksızın; İslam olmak ancak bir hayaldir. Yeryüzünde ki cennet için savaşmayanlar ahirette cennet beklemesinler. Çünkü ahiretteki cennet, yeryüzündeki cenneti inşa etmek için gayret sarf edenlerin (bunlara mücahit denir) yurdudur.
Yeryüzünde barış ve adaletin yurdunu inşa etmek için çaba sarf etmeksizin, sadece bir takım ibadetler üzerinden cennet hayali düşlemek, bilinçaltına şırınga edilmiş bireysel kurtuluşçu din paradigmasının yarattığı elim bir hezeyandır.
O halde, haydi; kralları tahtından indirelim! Miskinler o kadim hikmet üzre “önder” olsunlar.
O halde, haydi eşitlenelim. Olan olmayanla bölüşsün; hiçkimse arasında imtiyaz, sınıf farkı kalmayana kadar “rüku” edelim.
Evet, namazı sokağa taşırmak gerek. Süslü tapınaklardan sokağa taşacak bir namaz; devrimci bir manifesto olarak yeryüzüne hayat saçacaktır.
Hayye alel Devrim...
Son Güncelleme: Pazar, 23 Eylül 2012 19:55
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder