16 Oca 2013

Karşılığında ne vereceksiniz


Yeni bir yıla girdik. Güzel yurdumuz 2012 yılında dünya’da tutuklu gazeteciler açısından birinci sırayı aldı. Tutuklu gazeteci sayısı bakımından dünya birincisiyiz. Çin ve İran bile bizden sonra geliyor. Kendi Ordusunu tutuklayan, kendi subaylarına darbeci yaftası yapıştırarak onlara bir düşman ordusu gibi işlem yapan başka bir ülke yoktur dünyada. Bilim adamları, milletvekilleri, yazarlar, yalnızca vatansever oldukları için, Cumhuriyete sahip çıktıkları için cezaevlerine konuldular.
Yapılan yasal değişikliklerle yargı yandaşlaştırıldı. Artık hukukun üstünlüğünden, bağımsız ve tarafsız yargıdan söz etmek olanağı yoktur. Üniversiteler, basın susturulmuştur. Geçen günlerde bir rektör, tüm rektörlerin AKP’nin rektörleri olduğunu söyledi. Bir tarikatı ve yönetimi eleştirenler, yazıları ile, eylemleri ile yönetime karşı olanlar soluğu cezaevlerinde alıyorlar. TV dizileri yasaklanıyor. Başbakan tüm bu olanlara ileri demokrasi diyor. Yönetim Ulusumuzu aldatmaya çalışıyor.
AKP’ye kredi açan CHP
Çıkarılan yasalarla, yönetmeliklerle eğitim dinselleştiriliyor. İlköğretim okulları anne babaların karşı çıkmalarına karşın imam hatip okulu yapılmak isteniliyor. Ulusal Bayramlarımız uydurma gerekçelerle yasaklanmak isteniliyor. Türk aydınlanması ve Türk Devrimi karalanmak isteniliyor. Yapılmak istenilen bir karşı devrimi gerçekleştirmektir. Tam bağımsızlıktan yana olan, ulusal çıkarlarımızı savunan, ABD çıkarlarına karşı olan onur madalyalı subaylarımız darbeci sayılarak cezaevlerine konulmuştur. Görülen davalarda terör örgütü yöneticileri gizli tanık olarak dinlenmiş, Cumhuriyetin ordusunun onurlu subayları ise sanık yapılmışlardır. Terör örgütü ile görüşmelere başlanmıştır. Karşı çıkacak vatanseverler cezaevlerine konulmuş, ordumuz tutsak alınmıştır. Artık alan boş kaldı sanarak şimdi bölücübaşı ile görüşüyorlar. Silahlar susacakmış. Terör örgütüne ne vereceksinizde silahlar susacak. Bunu söylemiyorlar. Bu konuda ki bir soruya Başbakan “Bunu söyleyemem” diyor. Kabul edilebilecek bir şeyse neden söyleyemiyor. CHP Genel Başkanı “AKP‘ye kredi açtık” diyor. Terör örgütünün istemlerine nasıl kredi açılabilir. Başbakan bu krediyi anında alaya alıyor. Terör örgütü, hem de kara para sağlayan bir suç örgütüdür. Bu örgütün görüşmelerle etkisiz kılınacağına inanmak saflıktır. Yalnızca bölücü ödünler verilir, karşılığında bir hiç alınır. Şehit haberleri ise hız kesmiyor. Türkiye kimsenin babasının çiftliği değildir. Ulusun her bireyi Mustafa Kemal’in askeridir. Mustafa Kemal’in askerleri bu ödünleri kabul edemez.
Deniz Feneri’nin ucu AKP’de
Cumhuriyet tarihinin görülmemiş yolsuzlukları bu dönemde gerçekleştirilmiştir. Deniz Feneri Derneği adında bir derneğin Almanya’da yaşayan inançlı vatandaşlarımızı aldatarak onlardan topladıkları paralarla ilgili dava bir türlü başlatılamamıştır. Davayı açan savcılar yargılanmış, onların davaları sonuçlandırılmış, yüzyılın soygunu denilen asıl dava ucu AKP ye uzandığı için bir türlü açılamamıştır.
Bu yolsuzlukları yapanlar, Ülkemizi bölünmenin eşiğine getirenler, gerici bir eğitimi çocuklarımıza dayatanlar, bir karşı devrimi gerçekleştirmeye çalışanlar hiç gitmeyeceklerini sanıyorlar. Oysa gidecekler. Kalıcı olan ulusumuzdur. Onca yolsuzlukları, hukuksuzlukları yapanlardan, ulusumuza acılar çektirenlerden bunların hesabı mutlaka sorulacaktır. 19 Mayıs 2012 günü İstanbul’da İstiklâl Caddesi’nde, 29 Ekim 2012 günü Ankara Ulus’ta, 10 Kasım 2012 günü Ankara Tandoğan alanında, Anıtkabir’de, 13 Aralık 2012 günü Silivri’de, 23 Aralık günü Menemen de milyonların katılımı ile gerçekleştirilen eylemler ile Ulusumuzun, gericiliğe, bölücülüğe, Cumhuriyetimizin ve büyük Atatürk’ün unutturulmasına susmayacağı ve sesini yükselteceği ortaya çıkmıştır.
Son Güncelleme: Çarşamba, 16 Ocak 2013 00:24

Hiç yorum yok: