Güneydoğu’da sınır bölgelerimiz CIA ajanlarıyla dolu haberine büyük basının, ertesi gün yağacak sağanak yağış kadar önem atfetmediği bir “ılımlı” ülkedeyiz; Amerikalılar’ın ülkeye girip çıkışını, verdiği öğütleri takip edemez olduk. Bu nedenle hatırlatmak gerekiyor. Haberi 30 Kasım tarihli Aydınlık’ta da bulmak mümkün, çok değil, birkaç ay önce Ricciardone’nin Karayılan’ın öldürülmesi ve Öcalan’la müzakere yapılması önerisini getirdiğini okumuştuk. Bugün Karayılan’ın nerede olduğu şüphelidir; Öcalan’la müzakere büyük basında bir festival edasıyla kutlanırken, PKK kurucularından Sakine Cansız ile 2 PKK’lı kadının Paris’in göbeğinde öldürüldüğü gerçeğiyse karşımızda duruyor.
İki ana hedeften biri
Çandar vurgusu
Şimdiye kadarkiler bir resim çiziyor, ancak son dönemde Türkiye’de en fazla ses getirmiş Çandar-TESEV raporuna da bakmak gerekiyor. Çandar’ın başından beri savunduğu “Öcalan’la çözülsün” masadayken ayrı bir anlamı var. Çandar’ın PKK içindeki çeşitli grupları anlatırken, kurucuların oluşturduğu grup hakkında söyledikleri pek şaşırtıcı: “PKK çevreleri, bu isimlerin örgüt üzerinde Öcalan’la ‘tarihi geçmişleri’ne dayanan bir nüfuzları bulunduğunu teslim etmektedirler. Bu isimlerin PKK üzerindeki nüfuzu anlatılırken, söz konusu grubun çoğunluğunun Türkiye’nin Kürt nüfusu içinde azınlık oluşturan Alevi kimliğine ve tümünün 1970’lerin sol üniversite ortamından çıkmış olmalarına özellikle vurgu yapılmaktadır.” Amerikan çözümünün en hevesli savunucularından Çandar’ın gözünde, kurucu kadronun “arazı” Alevi kimliği ve, ne ölçüdeyse o kadar, sol etkisidir.
İdeolojik repertuar AKP’ye karşı

Kimin kardeşi
Amerika’nın “lider kadronun tasfiyesi” türküsünün anahtarı olabilir mi, kuşkusuz yeni bir senaryo olmaya adaydır. Kandil’den yıllardır açıklamalarında, dergilerinde, Amerikan açılımının Kandil tasfiyesi anlamına gelebileceğine yönelik yorumlar geliyor; takip eden için yeni değildir.
Bu hafta Pazartesi’ye kadar “Paris’teki infazlar barış sürecini durdurmak için yapıldı” diyen Demirtaş’ın Pazartesi günü Vatan gazetesinde tam sayfa yayınlanan ropörtajında ağız değiştirerek “Paris’teki cinayetleri ‘Artık barışın, yoksa böyle şeyler yaparız’ diyen daha büyük bir gücün yaptığı konuşuluyor. Bu derin devlet işidir belki ama asıl derin devletin NATO Gladyosu olduğunu da söyleyeyim!” yollu açıklamasında Kandil’in etkisi var mıdır bilmiyoruz, ama Erdoğan’ın “Kürt kardeşlerini” yedeğine alarak Türkiye’ye açık faşizm anayasası getirme ve “NATO Gladyosu’na” vekaleten Kuzey Irak’a hamilik ve Suriye pazarlıkları yaptığı günlerde olduğumuza göre, Demirtaşlar’ın kimin kardeşi olduklarını açıkça söylemeleri gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder