27 Kas 2007

GLOBAL TRENDS 2015 (Murat Yetkin'in Köşesinden)


CIA, 2015 yılına dek dünyanın alacağı şekle hangi unsurların yön vereceğini saptadı
24/03/2002 (649 kişi okudu)
Amerikan İstihbarat Örgütü CIA'e bağlı bir düşünce üretim merkezi sayılan Ulusal İstihbarat Konseyi'nin (NIC) 'Küresel Eğilimler 2015' başlıklı çalışmasında Türkiye'yi de ilgilendiren ilginç saptamalar var. Önce, CIA'in ABD yönetimine sunduğu bu 85 sayfalık çalışmada, 2015 yılına dek dünyanın alacağı şekle hangi unsurların yön vereceği saptamalarına bakalım:
NÜFUS HAREKETLERİ: NIC çalışmasına göre, 2000 yılında 6.1 milyar tahmin edilen dünya nüfusu, 2015 yılına dek altıda biri kadar daha artarak 7.2 milyara ulaşacak. Bu artışın yüzde 95'i gelişmekte olan, yani çok parası olmayan ülkelerde gözlenecek. (Bunun istisnası Rusya, biraz sonra ayrıca bakacağız). Kırlardan şehirlere kontrol edilemeyen bir akın bekleniyor. Nüfusu 10 milyonun üzerindeki megaşehirlerin sayısı ikiye katlanacak ve 400 milyon kişi megaşehirlerde yaşamaya başlayacak. Zengin ülkelerin nüfusu sürekli yaşlanırken, fakir ekonomiler giderek daha çok genç işsizlerin baskısı altına girecek.
DOĞAL KAYNAKLAR VE ÇEVRE: Burada üç faktör; su, gıda ve enerji kaynakları temel alınıyor. Gıda ve enerji kaynaklarında 2015 yılıne dek ciddi bir sıkıntı görünmüyor. Buna karşın gıda ve enerjinin dağılımda ciddi sorun var. Kara Afrika'daki kronik yetersiz beslenme yüzde 20 derinleşecek. Nüfus artışı ve pazar ekonomisine açılma sonucunda Çin ve Hindistan'ın enerji tüketimi patlama yapabilecek. Basra Körfezi pertolünde Batı'nın tüketim payı yüzde 10'a düşerken, Asya'nın payı yüzde 75'e çıkacak. Su ise büyük sorun. NIC tahminleri, Fırat ve Dicle'nin Türkiye-Suriye-Irak arasında potansiyel işbirliği kaynağı; Ürdün ve Nil vadisindeki sıkıntının ise potansiyel çatışma kaynağı olabileceği iddiasında. Çevrede ise en vahim sorun ormanlık alanların tarım alanına dönüştürülmesi ve küresel ısınmada görülüyor.
BİLİM VE TEKNOLOJİ: Nüfus artışı ve doğal kaynakların tükenmesiyle mücadelede bilim ve teknoloji araç olacak. Özellikle tarımsal ürünün artırılması ve tıp alanında gelişme bekleniyor. NIC, 2015'e kadar insanoğlunun internet kadar önemli ve dönüştürücü etkisi olan bir buluş daha yapabileceğine inanıyor. Giderek devletlerüstü nitelik kazanan terörist hareketlerin, özellikle biyo-teknolojideki yenilikleri kitlesel öldürme yeteneğindeki silaha dönüştürme ihtimali ise endişe kaynağı.
KÜRESEL EKONOMİ VE KÜRESELLEŞME: Ülkelerin içinde ve ülkeler arasındaki gelir dengesizliğinin giderilmesi en büyük hedef. Ama sıkıntı büyük. ABD'ye göre dünya 2015'e dek Çin başta olmak üzere Asya'nın ekonomik yükselişine sahne olacak. Avrupa Birliği, şu anda 8 trilyon dolar olan gelirini, bu süre içinde ABD'nin 10 trilyon dolarına yaklaştırabilir. Japon ekonomisi yerinde sayıyor. Buna karşın Latin Amerika, Rusya ve özellikle kara Afrika'nın ekonomik potansiyeli geriliyor.
ULUSAL VE ULUSLARARASI YÖNETİŞİM: Daha önceki tahminlerin aksine, ulus-devletin rolü azalmıyor, tersine artıyor. Buna karşın, hükümet dışı kuruluşların ve özellikle kâr gütmeyen vakıfların ulusal idarelerdeki ve uluslararası ilişkilerdeki rolü de artıyor. Hükümetlerin sivil toplumla iç içe geliştireceği bir yönetişim modelinin ortaya çıkması bekleniyor. Ekonomileri kemiren yolsuzluklar ve uluslararası niteliği öne çıkan suç örgütleriyle ortak mücadele de iyi yönetişimin bir parçası sayılıyor. Etnik ve dinsel gerilimlerin işbirliği alanlarına dönüştürülmesi konusunda hükümet dışı kuruluşlara ve vakıflara özellikle iş düşüyor.
ÇATIŞMA NOKTALARI: Hükümetlerin yeterince güçlü olmadığı kara Afrika, Latin Amerika, Güneydoğu Asya, Orta Asya ve Kafkaslar'da, hem iç çatışmalar hem de sınır çatışmalarından endişe ediliryor. Uluslarüstü nitelik kazanan terörist hareketler, bunlara yardımcı olan devletler (ABD-Kuzey Kore, Irak ve İran'ın kitle imha silahları edinme ve geliştirme çabasının devam edeceğini düşünüyor), kitle imha silahlarının, özellikle biyolojik silahların intihar eylemi kültürünü geliştiren grupların eline geçmesi ciddi endişe kaynakları. Çin'in askeri gücü artmakla birlikte, askeri teknolojide Batı'yı yakalaması beklenmiyor. Hindistan ve Pakistan arasındaki gerilim bir başka endişe kaynağı.
ABD'NİN ROLÜ: Amerikan istihbaratçıları, bu tablo içinde ABD'nin dünya liderliği rolünün güçlenerek süreceği öngörüsünde: ABD 2015'e dek ekonomisi, askeri ve teknolojik gücü ve diplomasisiyle dünyayı yönlendirme çabasında olacak. Amerikan diplomasisi, sivil toplumu da içerecek bir şekilde tamamen yeniden örgütlenebilir. Washington'ın dikkati ise, Avrupa'dan Asya ve Ortadoğu'ya kayıyor. AB, ABD'nin gelir durumuna ulaştığında, Washington, Brüksel'e 'Artık kendi savunmanız için elinizi cebinize atın, ben çekiliyorum' diyebilir. Bu tabloda iki ülkenin durumu daha dikkat çekiyor: Rusya ve Türkiye. Rusya, NIC çalışmasına göre bir kara delik. Giderek azalan nüfusu ve doğal kaynakları, eskiyen teknolojisi ve yönetim zafiyetiyle, nükleer silahlarına karşın artık bir dünya gücü olmaktan uzak. Putin'in gayretleriyle belki yeniden bir Avrupa gücü olabileceği öngörülüyor. Türkiye, NIC çalışmasında, iç yapısı ve jeopolitik özelliğiyle ABD ve genel olarak Batı çıkarları açısından bölgedeki en belirleyici unsur olarak anılıyor. Ankara siyasetinin Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu'nun istikrarı için önemini sürdüreceği öngörülüyor. 2015'e dek olan dönem Türkiye'nin dönüşüm geçireceği bir dönem olarak saptanıyor ve Türkiye'nin zorlu AB üyelik hedefinin de bu dönüşümdeki başarısına bağlı olduğu vurgulanıyor. Türkiye, Rusya ve AB konusuna daha sonra daha yakından bakacağız.

Hiç yorum yok: