16 Ara 2009

EMRE KONGAR - AÇILIM


Açılım, Terör ve Obamadan Dersler
Kırk defa yazdık, bin defa söyledik:
Silahların konuştuğu, küçük ya da büyük, iktidarda ya da muhalefette, bir grubun terör yöntemleri kullandığı ortamda ne barış olur, ne müzakere, ne açılım, ne çözüm.
Daha doğrusu bir çözüm olabilir tabii:
Ama bu çözüm, silahların, terörün dayattığı bir çözüm olur ve asla ama asla barış ve huzur getirmez.
***
İktidarın Kürt Açılımıdiye başlatıp, Demokratik Açılımve Milli Birlik Projesidiye sürdürdüğü proje, dört nedenle sakat olarak doğmuştu:
Birinci neden, Açılım projesinin PKK terörü sürerken, silahların gölgesinde başlamasıydı.
Silahlar susmadan başlanan her müzakerenin, her barış projesinin, sonunda silahlı grupların etkisine girdiği ve barışı gerçekleştirmek yerine, çatışmaları derinleştirdiği, tarihin bize öğrettiği en önemli derslerden biriydi.
Bu nokta hiç dikkate alınmadı.
İkinci neden, Açılıma konulan isimden kaynaklanıyordu:
Kürtadı, bir ırka, bir milliyete gönderme yaptığı için, kaçınılmaz olarak, başta Türk milliyetçiliği olmak üzere öteki milliyetçilikleri ateşleyecek ve demokrasiyi zorlayacak bir yanlışı gösteriyordu.
Nitekim derhal, hem demokrasi adına hem de Türk milliyetçiliği adına gösterilen siyasal tepkiler ortaya çıktı.
Üçüncü neden, Açılım projesinin kamuoyuna açıklanışında ve yürütülmesinde yapılan yanlışlardı.
Açılım bir siyasal proje olmasına karşın, siyasal platformda, muhalefet partileriyle temas edilerek başlatılmadı.
Polis Akademisi’ndeki bir toplantıda, birçoğu iktidara yakın köşe yazarlarından oluşan kişilere yapılan Açılımtakdimi, projenin daha baştan muhatabı ve hedefi konusunda kuşkular yarattı ve kamuoyu tarafından hem anlaşılmasını hem de benimsenmesini engelledi.
Yurda dönüş projesikapsamında ise Habur’da yaşanan olayların gösterdiği biçimde, terör örgütüne taviz veren bir devlet resmi çizildi.
Dördüncü neden, Açılımın dışardan (ABD tarafından) empoze edilen, bölgemizdeki uluslararası gelişmelerin (Amerikanın Iraktan çekilmesinin) dayattığı bir proje olduğu konusundaki yaygın iddialar ve inançtı.
Açılım Türkiye’nin demokrasi sorununu çözmekten çok, dış sorunların ve dış güçlerin dayattığı bir proje olarak algılandı ve bu nedenle de yeterli biçimde destek bulamadı.
***
Aslında her siyasal projede olduğu gibi bu Açılım’da da çok çeşitli iç ve dış faktör var.
Projeyi başlatan iktidarın bu faktörleri yeterince irdeleyemediği ve dikkate alamadığı anlaşılıyor.
Bu eksikliğin, devlet yönetimindeki bilgisizlik ve beceriksizlikten mi kaynaklandığını…
Yaklaşan seçimlere ilişkin telaştan mı ortaya çıktığını…
Gerçekten dışardan yapılan bir dayatmanın empoze ettiği bir programı uygulamaktan mı doğduğunu bilmek olanağı şimdilik yok.
Ama en azından alınan bir ders olduğunu umut ediyorum:
Silahların gölgesinde Açılım filan olmuyor!
***
Bana inanmıyorsanız Obama’nın dediklerine bakın:
ABD Başkanı Obama Nobel Barış Ödülü’nü alırken terörle mücadele konusunda şöyle konuşmuş:
Ülkelerin, bireysel olarak ya da birlikte, güç kullanımını sadece gerekli değil, ahlaken de meşru bulacağı zamanlar olacaktır.
Şiddet yanlısı olmayan bir hareket Hitlerin ordularını yenemezdi.
Müzakereler El Kaide liderlerini silahlarını bırakmaya ikna edemez.
Obama’nın sözlerini Türkiye’ye uyarlarsak, terör ile mücadelede güç kullanılmasının sadecegerekli değil aynı zamanda ahlaki de olduğunu söylüyor.
Bu konuda ülkeler arasındaki dayanışmaya işaret ediyor.
Müzakereler yoluyla teröristlerin silah bırakmaya ikna edilemeyeceğini belirtiyor.
Açılım ister yerli bir proje olsun ister bir ABD projesi, AKP iktidarı Amerikalı muhataplarına Obama’nın bu sözlerini anımsatmalı ve hem içte hem de dışta terör ile mücadeleye önem vererek önce silahların susmasını sağlamalıdır.

Hiç yorum yok: