18 Kas 2011

İslamı Ham Yapmak


Cumhuriyet 17.11.2011
BILIM VE SIYASET
Orhan Bursalı


İslam dünyasının neden Batı’nın güdümünde, yoksul kitleler yığını olduğunu anlıyor musunuz? İslam dünyası birbirini yiyen ülkelerden oluşuyor.
Mezhepler/din kavgası, liderlik-minik hegemonya yarışı...
Kendi aralarında ticareti, kültürü, çağdaşlığı, demokrasiyi, insan hak ve özgürlüklerini, yardımlaşmayı, dayanışmayı, bilim -teknoloji ile iyi ve güzel politikalar geliştirmekten aciz ülkeler topluluğu!
İsrail yanı başlarında, onu bile örnek alabilecek bir tarihsel, politik, ülke inşa bilincinden yoksunlar.
Ama sıra birbirlerini yemeye gelince, dünyada ellerine su döken yoktur. Bu yarışta da hep Batılı güçlere dayanırlar.
Irak’ı kaptırdılar, 1 milyon kurban! Ama sapına kadar da “Müslüman”dırlar! İşteLibya, kaç bin kişi öldürüldü orada? Batı’nın umurunda mı, kadınların erkeklere peşkeş çekilmesi!Müslümanlar ne kadar geri kalırsa, o kadar iyi! Yeter ki zenginliklerini Batı’ya açsınlar!
Şimdi sırada Suriye ve İran var! Bu iki ülkede “Müslüman halkın” kökünün kazınması acaba Suudi kralının ve diğerlerinin umurunda olur mu?
Dün Bahreyn’deki Şii direnişini tanklarıyla kanla bastıran Suudi Arabistan, bugün Suriye yönetimini kınıyor. Çünkü Suriye’de de yönetim Şii ve üstelik ABD ve Batı’nın yıkacağıİslam ülkeleri arasında! Katliam yapmayın, diyor Bay Kral! Peki Irak’ta 1 milyon Müslüman öldürülürken ABD’ye de bu çağrıyı yaptın mı?
Suriye’den büyükelçiliklerini geri çektiler! Ekonomik yaptırım uygulayacaklar. Ayrıca, Suriye’ye müdahale için Birleşmiş Milletler’e de başvuracaklar, ileride!
Yani işi NATO’ya falan havale edecekler: Gidin Suriye’ye bombalayın!
İçine düştükleri çukurun dibi yok!

Barışçı siyasetçiden savaşçı siyasetçiliğe soyunan Davutoğlu, Suriye üzerinde savaş ağlarını dokuyan kişi olarak ön planda! “Stratejik Derinlik” analizine, reel politikacı olunca, “savaş derinliği” kattı!
İktidar, “Ulusal Konsey” adı altında birleştirdiği Suriye muhaliflerini, Esadrejimine karşı silahlı savaşa teşvik ediyor.
Bunun bir zamanlar Suriye’nin bağrında PKK liderini ve arkadaşlarını barındırmasından ve Türkiye’ye karşı kullanmasından bir farkı yok!
Muhalif unvanlı kaçaklardan Ammar Quarabi: “Türkiye olmadan Suriye’de iktidar yıkılmaz.” (Sabah, 1 Kasım) Başka biri, Albay Riyad el Asaad, “70 kişilik karargâhı ile Türk askerinin koruduğu kampta konuşlanmış”, Aslı Aydıntaşbaş’a konuşuyor. (7 Kasım)

Suriye’ye karşı “en savaşçı” rolü üstlenen Davutoğlu ve Erdoğan’a alkış var: Obama’nın Ulusal Güvenlik adamıBen Rhodes, bizimkilere diyor ki “sert tavrınızdan memnunuz”. “Bu tavır, Suriye yönetimini yalnızlaştıracak!”(Hürriyet, 15 Kasım)
Muhafazakâr Senatör John McCain:“Kaddafi tamam, Sıra Esad’da”, “Suriye muhaliflerinden gelen yabancı askeri müdahale isteği giderek artıyor.” (25 Ekim, Habertürk)
Wall Street Journal: “Türkiye’nin Beşşar Esad’a karşı tavır değişikliği, ABD’ye, Şam’da rejim değişikliği için, Birleşmiş Milletler dışında bir koalisyon örgütleme fırsatı sunuyor. İran’ın Şam’daki müttefikini devirmek konusunda, Türklere yardımcı olma fırsatını kullanmalı.” (31 Ekim)
ABD, Irak savaşında geri zekâlılık yaptığını, iflas ettikten, 5 bin askerini yitirdikten, 3 trilyon dolar kaybettikten sonra anladı!

Ama akıllandılar: “Bize gerek yok, Müslümanları birbirine kırdırmaktan daha iyi ve ucuz bir yol olabilir mi?”
Suriye’yi yıkmak için koalisyonu oluşturdular. Suudiler ve Davutoğulları başrolü aldı! Her gün demeç, açıklama, savaş çağrışımları!
ABD için, bugün Suriye ve İran... Yarın aynı yöntemle Suudileri halledebilirler!
Sıra Türkiye’ye ve iktidara da gelebilir! Hele kendi eksenlerinden şöyle bir çıkma teşebbüsünde bulunsunlar! İktidarımız, İsrail’i bombardımana tuttuğu dönemde “Türkiye eksen değiştirdi” kampanyaları ile sonunda hizaya getirilmişti: “Suriye (ve İran) dost değil ancak düşmanın olabilir!!!”
İslam dünyası, Batı’ca sömürülecek, hegemonya altında tutulacak ve birbirine kırdırılacak insanlar yığını..
Bahane her zaman vardır, bulunur!

Hiç yorum yok: