4 Kas 2011

Sağlıkta Dönüşüme Doktorların İsyanı


Cumhuriyet 04.11.2011
ANALİZ
Utku Çakırözer

Kendilerine ‘Hacettepe Tıp Sivil İnisiyatifi’adını veren ve alanlarında Türkiye’nin en iyi doktorları olan 40’a yakın Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi (HÜTF) öğretim görevlisi, önceki akşam gazetecilerle bir araya gelerek AKP hükümetinin sağlıkta dönüşüm projesine ilişkin kaygılarını aktardı.
HÜTF mensupları, sağlıkta dönüşüm projesinin ‘başarılı’ olduğu yönünde iç ve dış kamuoyunda ortaya çıkan genel algının doğru olmadığı inancında. Bu konuda bizlere çarpıcı bilgiler de verdiler. Örneğin, AKP’nin sağlık programının başarısına kanıt olarak gösterilen‘bebek ölüm hızındaki azalma’ konusunda, Hacettepeli doktorlar şöyle düşünüyor:“Bebek ölüm hızını azaltan annenin okuryazarlığı ile kişi başı milli gelirdeki artıştır. Nitekim sadece Türkiye’de değil tüm dünyada bu oran 1993’ten bu yana azalma trendindedir.”
Nitelik yerine nicelik önde
Sağlıkta Dönüşüm Projesi’nin en tartışmalı ayaklarından biri doktorların ücretlerinin belirlenmesinde ‘performans’ kriteri getirmesi. Önce Sağlık Bakanlığı hastaneleri, ardından da üniversite hastanelerinde zorunlu hale getirilen uygulamaya göre, doktor maaşları baktıkları hasta sayısı ile yaptıkları ameliyatların çokluğu ölçüsünde artıyor. HÜTF mensupları “hasta bakımında niteliği değil niceliği öne çıkardığı” gerekçesiyle performans kriterine karşı. Bu uygulamanın sağlık sistemimizde yaratmakta olduğu sonuçlar konusunda da son derece kaygılı ve karamsarlar. Verdikleri bilgilere göre;

Apandisit ameliyatları 4 kat arttı
4 Daha fazla hasta görmeyi teşvik eden bu sistemde en az 15 dakika olması gereken hasta muayene süresi 2 dakikaya düşmüş durumda.
  • Daha fazla ameliyat teşvik edildiği için operasyon sayısında patlama var. 2010 yılında her 1000 kişiden 116’sı ameliyat oldu.
  • En fazla operasyon ‘E sınıfı’nda (alçı, ben alınması, sünnet vs) yaşanmış. Örneğin, apandisit ameliyatları (apandektromi) 4 katına çıkmış durumda. Safrakesesi bitmiş hastalar gereksiz yere ameliyat ediliyor.
  • Muayenelerin niteliği kalktığı için hasta memnuniyetsizliği ve mükerrer muayenelerde artış var. Bu yüzden kişi başına muayene sayısı 2’den 7’ye çıkmış durumda.
  • Performans kaygısı nedeniyle tıp fakültelerindeki öğretim görevlilerinin akademik yayın sayısı azalmış durumda. Basılan makalelerin büyük çoğunluğu da‘düşük etkili’ yayından ibaret.

Sağlık hizmeti özelleştiriliyor
  • Yapılmaması gereken tetkikler arttığı için sağlık harcamaları artmış durumda. Bundan kârlı çıkan özel tetkik kurumları ve laboratuvarlar.
  • Sistemin başarısızlığı şeker, tansiyon gibi kronik hastalıklarla mücadelede kendini gösteriyor. Göstergeler ortalama değerlerin altında.
  • Sağlık Bakanlığı hastanelerinde ağırlıklı olarak küçük ameliyatlar yapılırken ‘A sınıfı denen’ ağır ameliyatların (Transplantasyon, kalp ameliyatları vs) önemli bölümünün özel hastanelerde gerçekleştirilmesi, sistemin özel sektörü destekler niteliğini ortaya koyuyor. Nitekim Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan özel hastanelere ödenen fatura tutarları üniversite hastanelerine aktarılan miktarın çok üzerinde.

Organ nakli merkezi kapandı
Hacettepeli doktorlardan aldığımız bilgilere göre ‘A sınıfı’ ağır ameliyatların yapıldığı bir diğer merkez, üniversite hastaneleri. Her biri saatler süren bu ameliyatları yapan doktorların, yürürlükteki performans sistemine göre çok fazla puan toplamaları mümkün değil. Tamgün yasası ile seçim yapmak zorunda bırakılan bu doktorlar, üniversite hastanelerinden özel sektöre yani muayenehanelere ya da özel hastanelere gitmek zorunda bırakılıyor. Bu trendin en trajik örneği, başındaki tek doktorun özel sektöre geçmesi nedeniyle Hacettepe Karaciğer Transplantasyon Merkezi’nin kapanmak zorunda kalması olmuş.

HÜTF sivil inisiyatifinin bir de korkusu vardı. Sağlık Bakanlığı’nın teşkilat yapısını düzenleyen KHK’ye “Lüzumu halinde üniversite hastaneleri Sağlık Bakanlığı’na devredilir” ifadesinin eklenmesi gündemdeydi. Taslakta var olan ifade dün yayımlanan KHK’nin son halinde yer almadı. Hacettepeli doktorlar bu durumdan memnun olmakla beraber, sağlıkta dönüşüm projesiyle ilgili dile getirdikleri kaygılarının, kamuoyu tarafından ve özelikle de sağlık politikalarına yön veren siyasetçiler tarafından dikkate alınması umudunu taşımaya da devam ediyor.

Hiç yorum yok: