4 Ara 2011

Hasan Attilla Uğur: APO’NUN BANA ANLATTIĞI DERSİM



Dersim yalanı; Mustafa Kemal Atatürk ve kurduğu Cumhuriyetle hesaplaşma manevrasıdır
 Gündemi yoğun bir şekilde meşgul eden Dersim tartışmalarına, Silivri’de tutuklu bulunan Emekli Albay Hasan Atilla Uğur yanıt verdi. Abdullah Öcalan’ın sorgusundan yer alan Atilla Uğur, Öcalan’ın Dersim’le ilgili ifadelerini Aydınlık için çıkardı. İşte Uğur’un Öcalan’dan aktardığı ifadeleri:
“İktidarından, ana muhalefetine kadar geniş bir yelpazede dillendirilen ve bu vesile ile M. Kemal ATATÜRK ve O’nun kurduğu Cumhuriyete saldırı için malzeme yapılan “DERSİM KATLİAMI” uydurması aynı zamanda gündemi de değiştirmeyi hedeflemektedir. TAYYİP Erdoğan ve avanesinin Cumhuriyet ve Atatürkle ilgili amaç ve düşünceleri zaten malumdur. Ancak, Atatürk’ün Partisi CHP’nin bizzat Genel Başkanı ağzı ile, Tayyip Erdoğan’ı bile sollayacak şekilde topa girmesi milyonlarca vatandaşı üzmüş ve hala kırıklığına uğratmıştır.

Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’ndan daha gerçekçi

İmralı’da bulunan PKK terör örgütünün başı Apo bile Dersim konusunda Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu’ndan daha gerçekçi değerlendirmeler yapmıştır. ‘Abdullah Öcalan’ı nasıl sorguladım’ adlı kitabımda, sorgu ve mülakat sırasında Apo’nun bu konuda neler söylediğinden bir nebze bahsetmiştim.
Ancak “Dersim” meselesi ülkemizin gündemine planlı ve yanlı bir şekilde oturunca bu açıklamayı gerekli buluyorum. Bakın Apo ne diyor:

‘Ben Dersim olayını kapsamlı şekilde inceledim. Orada meydana gelen bir Kürt kalkışması, isyanı kesinlikle değildir. Kendilerine seyit, bey, ağa yakıştırması yapan feodal liderlerin köylüyü ve marabayı sömürme konumlarının bozulmaması için başlattıkları bir çapuldur.

Orada bir çok aşiret lideri kendi menfaatlrinin devamı için önce birbirkeriyle, daha sonra da genç cumhuriyetle kavga etmişlerdri. İşin başında görünn Seyit Rıza, Alişir adındaki adamını Suriye’ye göndermiş, orada ağırlıklı olarak Fransız ve İngilizlerle görüşmüş, her türlü destek sözünü almıştır. Daha sonra Fransızların gönderdiği İzzettin asından biri de Seyit Rıuza’nın yanına gelerek kışkırtmayı yapmıştır. Başlarında yeşil sarıkla Suriye’den gelen dört Fransız elemanı da köyleri dolaşıp zavallı köylüyü, çaresiz marabayı zehirlemiştir. Neticede olan bölgenin cahil, topraksız ve fakir insanına olmuştur. Fransa bunu neden yapmıştır. Çünkü o yıllarda Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük problemi HATAY’ı kaptırmamak için bu oyun oynanmıştır. Elbette bu çapulun bastırılmasında bazen çok ileri gidilmiş ve büyük acılar yaşanmıştır. Ama genç Cumhuriyet kendi varlığını devam ettrimek için haklı mücadelede bulunmuştur. Olan yine cahil köylüye ve marabaya olmuştur.’



Namuslu ve onurlu insanlar 
İşte Apo bunları söylüyor. O yörenin insanı doğanın da etkisi ile çelik gibidir. Namuslu ve onurlu insanlardır. Buhün Tunceli ve çevresinde ağa, şıh, seyit, bey zulmü, baskısı hemen hemen yoktur. Doğu ve Güneydoğumuzun bir çok yerinde hala devam eden bu rezillik orada neden sıfıra yakın dersiniz? Boş ve faydasız konularla gündemimizi meşgul edeceğimize ülkemiz kapısına dayanmış savaş tamtamlarına kulak kabartalım.

İktidarın bilinçli olarak uyguladığı kimliksizleştirmeye, keyfi uygulama çılgınlığına odaklanalım.
Devletin ve milletin belkemiği TSK üzerindeki müthüş oyunlara bakalım.
Kapanması mümkün olmayan “CARİ AÇIK” belasını, yok bahasına satılan değerlerimizi, hor görülen, itilen kalkılan gençliğimizi görelim.
Ne kadar güçlü görünürlerse görünsünler, ne kadar pervasız olurlarsa olsunlar bu TEZGAH’ı yine hep birlikte ve kenetlenerek bozabileceğimizi unutmayalım.”

Hiç yorum yok: