ABD’nin Irak’ı işgaline bir Pentagon yetkilisi kadar destek verenlerin bugünlerde yeni bir endişesi var. Birbirlerine sorup duruyorlar: “ABD çekildikten sonra Irak’taki boşluğu kim dolduracak?”
Bu manidar soruya verdikleri yanıt daha da manidar. ABD’nin boşluğunu doldurmak için Türkiye ile İran’ın çatışacağını belirtiyorlar. Bunun bir endişeden ziyade, bir temenni olduğu ortada... Türkiye ile İran’ın çatışması, ABD’nin en büyük beklentisidir!
Boşluk kavgasını ortaya atanlar, bölgedeki cepheleşmeyi de şöyle çiziyorlar: İran, Irak’ın Şii nüfusu ve Suriye’deki Nusayriler bir tarafta; Türkiye, Irak’ın Sünni kesimi ile Kuzey Irak Kürtleri ve de Suriye’nin Nusayriler dışındaki kesimleri ise diğer tarafta.
Öncelikle şu gerçeği saptayalım: Irak’ta ABD boşluğu yoktur, olsaydı zaten ABD’nin kendisi o boşluğu doldururdu; çekilmek zorunda kalmazdı. Dolayısıyla bir başka kuvvetin ABD adına Irak’ta “boşluk” doldurması eşyanın tabiatına aykırıdır!
Peki, Türkiye ile İran’ın çatışması mümkün müdür? Bu soruya tersten yanıt arayalım:
AKP iktidarından önce, Türkiye ile İran arasında hangi bölgesel tehdit temelinde bir ittifak vardı?
Her iki ülke de ABD’nin Irak’ın kuzeyinde resmiyete kavuşturmaya çalıştığı kukla Kürt devleti tehdidine karşı konumlanıyordu, cephe oluşturuyordu.
Üstelik bölgesel çıkar temelinde oluşan bu cephe, sadece Türkiye ve İran’dan ibaret değildi; Irak ve Suriye de bu cephedeydi.
Bu olgu şu denkleme işaret ediyor: Dört ülke, cephesini ABD’ye karşı döndüklerinde ittifak oluyorlar; ama içlerinden en az biri bile ABD’den yana tutum alınca, aralarında düşmanlık oluşuyor.
Türkiye’nin daha doğrusu AKP’nin Washington’a ayarlı çıkarları, bölgesel ittifakı ortadan kaldırıp bölgenin kuvvetlerini karşı karşıya getiriyor.
O nedenle, bölgedeki cepheleşmeye neden olan konu Irak üzerinde Türkiye ve İran mücadelesi değildir.
Cepheleşmenin nedeni, ABD’nin bölgeye dair bir numaralı hedefidir: Irak’ın kuzeyindeki kukla Kürt devletinin genişlemesi, Türkiye’den, Suriye’den ve İran’dan toprak alarak büyük Kürdistan’a dönüşmesidir.
ABD, Kürdistan’ı büyüterek, Türkiye de dahil, bölgedeki devletleri küçültmeyi hesaplamaktadır.
ABD’nin AKP’ye uygulatmaya çalıştığı plana göre Türkiye, Irak’ın kuzeyindeki kukla devleti önce himaye edecek. Sonra Suriye’nin kuzeyinde, Batı destekli tampon bölge oluşturacak. Ardından da kukla Kürt devletini, bu tampon bölgeyle birleştirip, Akdeniz’e açacaktır.
Himaye edilenin daha sonra Türkiye’den de parça koparıp bağımsızlığını ilan edeceği ortadadır.
Cepheleşme ekseni
Irak Başbakanı Nuri El Maliki ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı bugün yan yana getiren de işte bu tehlikedir. Hem Maliki hem de Esad, ülkelerinin birlik ve bütünlüğünü korumaya çalışıyorlar.
Maliki ve Esad’ı Ahmedinejad’la buluşturan da mezhepleri değil ulusal çıkarlarıdır. Şii oldukları için ittifak kurmuyorlar, ittifak kurmaları gerektiği için mezhepsel yakınlıklarını değerlendiriyorlar.
Bölge kuvvetleri, mezheplerine göre değil, ulusal çıkarlarına göre yan yana geliyorlar ve cephelerini ABD ve işbirlikçilerine dönüyorlar.
Asıl boşluk Türkiye’de
ABD’nin geri çekilmesi Irak’ta değil, aslında Türkiye’de boşluk yarattı.
İktidarlarının dayanağı ABD askeri olanların telaşı bundandır.
Doldurulması gereken asıl boşluk da budur!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder