Osmanlı’dan bu yana insanımıza dinini doğru kaynaklardan öğrenmek yerine, üfürülmüş kelimeleri din addederek yaşamak öğretildi. Din, Allah’ın murad ettiği gibi, Kur’an’i ve Muhammed’i hakikatler çerçevesinde bina edilmedi. İktidarın menfi çıkarları çerçevesinde yapılandırıldı. Kur’an’ın işlerine gelen ayetlerini okudular, işlerine gelmeyenleri okumadılar...
Böyle bir hilafet ve saltanatın kaldırılışını küfür addetmek, din dilinde; raiyeleşmek (eşekleşmek) manasına gelir.
Efendim, Kur’an milletlere ne öneriyor, dikkatlice okuyunuz:
(BAKARA suresi 104. ayet) Ey iman edenler! “Râina” demeyin, “unzurna” deyin/”bizi davar gibi güt” diye konuşmayın, “bize bak” diye konuşun ve dinleyin. Kâfîrler için korkunç bir azap vardır.
Raina (bizi güt) demeyin, unzurna (haklarımızı gözet) deyin...
Bu, İslam’ın insanlığa yüklediği misyonun en belirgin kılındığı ayettir. Devamı ise daha vahim bir gerçek ile yüzleşmemizi sağlamaktadır...
“Kafirler için korkunç bir azap vardır.”
Ayetin iç bütünlüğü gereği burada geçen “kafirler”, raina diyenlerdir. Yani bizi güt, sömür, anamızı ağlat diyenler ve bu fiilleri yapanların ortak adıdır.
Daha evvelce belirtmiştim, küfür kelimesi; gerçeğin üzerini örtmek manasına gelmektedir. Küfür, hakikati örtmek, gerçek olmayanı gerçek gibi göstermek gibi türevlerde kullanılır.
Rainacıların Suriye ile imtihanı
(HUCURÂT suresi 9. ayet) Müminlerden iki zümre çarpışırlarsa, onların aralarında hemen barışı kurun! Eğer onlardan biri öteki aleyhine sınır tanımazlık edip saldırırsa, azgınlık edenle, Allah’ın emrine dönünceye kadar savaşın. Eğer vazgeçerse, yine ikisi arasını adalet ve dürüstlükle sulh edin. Kuşkusuz, Allah adalette titiz davrananları sever.
Değerli okurlar, gelin bu ayetin şeriatını uygulayalım. Ne dersiniz ?
Ve altına şu ayetleri koyalım;
(BAKARA suresi 84. ayet) Sizden şu sözü de almıştık: Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz. Bir birlerinizi yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız. Bunu kabul etmiştiniz. Hâlâ da buna tanıklarsınız.
Ve
(MÜMTEHİNE suresi 9. ayet) Allah sizi; ancak din hakkında sizinle savaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran, çıkarılmanıza yardım eden kimselerle dost olmaktan yasaklar. Böyleleriyle dost olanlar, zalimlerin ta kendileridir.
Yağlı ballı sözler doldurmayacağım. Yukarıdaki ayetleri okuyunuz ve aşağıdaki maddelere yanıt veriniz:
Değerli Müslüman kardeşlerim, Allah, bizi yurtlarımızdan çıkartan, çıkartılmamız için çabalayan kimselerle dost olmamızı yasaklamış ve onlarla dost olanlara zalimler demiş (Mümtehine 9) iken, yurdumuzdan çıkartılmamız için türlü dalavereler çeviren Amerikan Emperyalistleri ile dost olan, onlar ile kol kola giren, onların sözünden çıkmayan, onlar tarafından SEVİLEN, ÖVÜLEN kişi ve kurumlar “zalim olmuş olmaz mı ?”
Resim yazısı ekle |
Eğer Zalim olmuş olmaz diyorsanız, bu halde, Kur’an’ın bu ayetini inkar ve bu inkar yüzünden küfür cürmü işlemiş olmaz mısınız ?
Allah, müminler birbirinin kanını dökmesin diyor iken, Suriye ve İran’lı kardeşlerimizin kanını dökme planları yapan, Irak’ta bacılarımızın ırzına geçen Amerikan Askerlerinin sağ salim evlerine dönebilmeleri için dualar eden kişi ve kurumlar, bu ayetleri inkar etmiş, dolayısı ile dinden çıkmış, Allah’ın dinine isyan etmiş olmazlar mı ?
Allah, müminler birbirinin kanını dökmesin diyor iken, Suriye ve İran’lı kardeşlerimizin kanını dökme planları yapan, Irak’ta bacılarımızın ırzına geçen Amerikan Askerlerinin sağ salim evlerine dönebilmeleri için dualar eden kişi ve kurumlar, bu ayetleri inkar etmiş, dolayısı ile dinden çıkmış, Allah’ın dinine isyan etmiş olmazlar mı ?
Eğer olmazlar diyorsanız, bu ayetleri inkar etmiş olup, küfür cürmü işlemiş olmuyor musunuz ?
Kur’an’dan devam edeyim (fazla söze ne hacet?):
(MÂİDE suresi 51. ayet) Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları gönül dostları edinmeyin. Onlar birbirlerinin gönül dostlarıdır. Sizden kim onları gönül dostu edinirse o, onlardandır. Allah, zalimler toplumunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz.
Ve
(CÂSİYE suresi 19. ayet) Kuşkun olmasın ki onlar, Allah karşısında sana hiçbir yarar sağlayamazlar/Allah’tan gelecek hiçbir şeyi senden uzaklaştıramazlar. Zalimler birbirlerinin dostlarıdır; Allah ise takvaya sarılanların Velî’sidir.
Zalimler birbirinin dostudur.
Kelime’i Tevhid’den “Muhammedun Resulullah” ibaresini kaldırmak için yıllardır mücadele eden haçlı, bugün başarıya kavuşmuştur. (Bkz. 5. Sınıf Din Kültürü Ahlak Bilgisi kitapları)
Haçlı Emperyalizmi, üzerine koşan ve Allah Allah diye bağıran kılıçlar altında ezildiğinden,
Bugün üzerimize “Allah Allah” nidaları atarak hücum ediyor. Çünkü gördüler ki, bu nida; galibiyet getiriyor.
Peygamber Efendimizin mübarek isminden utanan odaklar, Allah elçisinin yüzüne nasıl bakacaklar ?
Hangi yüz ile Ümmet’i Muhammed’iz diyecekler ?
Allah Allah diyerek def ettiğimiz Haçlı tecavüzperestliğini, Allah Allah diyerek başımıza musallat edenler, hangi ar, yüz ve haysiyet ile mahşer sahasına çıkacak?
İslami hassasiyetleri yüksek olan kardeşlerim, bu hususa ne kadar sessiz kalacaksınız ?
Yarın Allah’a nasıl hesap vereceğiz ? Kur’an’a ve Allah’ın muazzez Resulü’ne savaş açmış odakların koluna giren bu tip odakların baskı ve korkutmaları karşısındaki çözülmeler, suratımıza atılacak bir tokat değil midir ?
Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır (Allah Resulü Hz.Muhammed)
(ZÜMER suresi 24. ayet) Zalimlere, “kazanmış olduğunuzu tadın!” denildiğinde, kıyamet günü o kötü azaptan yüzünü kim koruyabilir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder