18 Haz 2012

AKP’nin görevi: Bataklığa girmek


Ankara’nın Ankara’dan yönetilmediğini ortaya koyan olgulardan birini de ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton sergiledi: “Suriye Halep çevresinde yığınak yapıyor, bu Türkiye’nin kırmızıçizgisidir.“ (14 Haziran tarihli gazeteler)
Böylece Clinton, Türkiye’nin ulusal çıkarlarını ve güvenliğini(!) saptamada, AKP, TSK, MGK gibi yapılara gerek kalmadığını göstermiş oldu!
Hillary Clinton‘un Türkiye için saptadığı kırmızı çizginin, Türkiye’nin çıkarının tam karşısında bir ABD çıkarı olduğu gerçeği ise durumu Ankara açısından daha da vahim hale getirmektedir.
‘ABD bataklığa girmesin’
Hillary Clinton bu açıklamayı, kuşkusuz ABD’nin siyasi, ekonomik ve askeri durumunu göz önünde bulundurarak Asya-Pasifik merkezli bir strateji belirlediği ve Ortadoğu’daki kimi işlerini Türkiye’ye havale ettiği koşullarda yapmaktadır.
Ünlü NeoCon Daniel Pipes‘ın bile ABD’ye “Suriye bataklığına girme” dediği bir süreçteyiz. Pipes, National Review‘daki “Suriye bataklığından uzak durun” başlıklı makalesinde, ABD’ye “Suriye’ye Türkler ve Araplar müdahale etsin, siz bu bataklığa girmeyin“ diyor. (National Review, Stay Out of the Syrian Morass, 13 June 2012)
Pipes “Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar gibi Sünni hükümetler, Alevilere karşı Sünnilerin lehine müdahaleyi seçerlerse, bu onların hakkıdır ama Batılı devletlerin bu savaşla hiçbir ilgileri yok.” diyor.
CIA’nın önceki Ortadoğu Bölge Şefi Robert Bear de, ABD’ye benzer mesajı veriyordu. Bear, “Yeni Süper Güç - İran” isimli kitabında “Ön Asya ile Ortadoğu’da niye Amerikalılar ölsün ki! Müslümanları Şii - Sünni diye ayrıştıralım ve bırakalım onlar birbirini öldürsün.“ diyordu.
Bear‘ın Ortadoğu stratejisi, Başbakan Tayyip Erdoğan‘ın en ufak bir işaret dahi yokken, neden “Suriye’de Alevi Sünni çatışmasından endişe ettiğini” de açıklıyor aslında... Bunun bir endişe mi, yoksa temenni mi olduğu, AKP’nin Suriye karşıtlığından anlaşılmaktadır!
Rusya Suriyeye ordu hazırlıyor
Ezen-ezilen saflaşması
ABD’nin bölgede “Sünni - Şii eksenli bir saflaşma” üzerinden politika yapması ile AKP yandaşı basının Sünni - Şii eksenli bir ayrım ve savaştan bahsetmesi, kuşkusuz uyumludur, ancak gerçek değildir!
Zira saflaşma şöyledir: Bir tarafta ABD, İsrail, Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar; diğer tarafta ise Çin, Rusya, İran, Irak ve Suriye var.
İçinde ABD ve İsrail ile Çin ve Rusya’nın olduğu bir saflaşma haliyle Şii - Sünni eksenli değildir, fakat Doğu - Batı eksenlidir, Kuzey - Güney eksenlidir, ezen - ezilen millet eksenlidir!
Şiilik ve Sünnilik ise bir CIA taktiğidir! Bölgedeki saflaşmanın kaynağı değil, fakat aracıdır! Bölge ülkelerini karşı karşıya getirmenin yoludur.
AKP, Suriye cephesinde çözülüyor!
Batı’da “Suriye bataklığına ABD değil, Türkiye girsin” denildiği günlerde, MİT’in Suriye’ye silah sevkiyatı yaptığı şeklindeki haberlerin sıklaşması, AKP’ye verilen bataklığa girme rolüyle ilgilidir!
AKP hükümeti, deliğe süpürülmekle bataklığa girmek seçenekleri arasında sıkışmıştır. Kuşkusuz bataklığa girmenin de girmemenin de deliğe süpürülmeyle sonuçlanacağını bilmektedirler. Kendilerinin çaresizliği, destekçilerinin ise “AKP çözülüyor” demesi bundandır!
Ekonomi ve Dış Politikalar Araştırma Merkezi’nin yaptığı araştırmaya göre, Beşar Esad‘a karşı doğrudan askeri müdahalede bulunulmasını isteyenlerin oranı Türkiye’de sadece yüzde 11’dir! (Bunun bile fazla olduğu yorumları var.)
Bu sonuç, AKP’nin yalnızca deliğe süpürülmekle bataklığa girmek arasında değil, ABD ile Türk milleti arasında da sıkıştığını göstermektedir!
Son Güncelleme: Cumartesi, 16 Haziran 2012 18:50

Hiç yorum yok: