Her şey apaçık ortada!
Mehmetçiği PKK göğsünden vuruyor, AKP ise sırtından.
PKK, Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül yönetiminin kafese tıktığı Orduyu vurmaktadır. Olay budur.
Dün bu köşede, CIA uzmanlarından Henri Barkey‘in konferansına yer vermiştik. Açıkça “Türk Ordusunu AKP ile birlikte kafese tıktık” diyordu. Sebebini de belirtiyordu: Kuzey Irak ve Kürt meselesi!
PKK, yıllardan beri komutanları “kafese tıkılan” Mehmetçiği vuruyor.
Kafeste olan komutanlar, yalnız Hasdal, Maltepe, Davutpaşa ve Silivri’de kalebent olanlar değildir; dışarıdaki komuta kademesi de kafestedir; esir alınmıştır. Bu operasyonun varlığı yeter, her komutan, her subay tehdit altındadır. Hem de ne tehditler! Uyuşturucudan kadın satmaya, çocuk yuvasını bombalamaktan casusluğa uzanan düzmece kanıtlarla şerefe yönelik tehditler!
Dahası, Oslo’da Tayyip Erdoğan ile PKK arasında, “barıştan sonra komutanların, uluslararası Harp Divanında yargılanacakları” konusunda bir anlaşma yapıldığını bizzat AKP iktidarının adamları yazdı (Emre Uslu, Taraf, 10 Haziran 2012). Bu haberin kasetleri de yakında piyasaya dökülür. Zaten Tayyip Erdoğan’ın temsilcisi, ‘Bize yanlış davranan kamu görevlilerinin isimlerini bildirin, biz onların icabına bakalım’ gibi açıklamalarda bulunuyordu.
İş birliği, paçalardan akıyor!
Kara gözlüklerin arkasına saklanan ikiyüzlülük
Bu koşullarda hangi komutan, teröre karşı savaşabilecektir?
TSK, bir ABD-AKP operasyonuyla kuşatılmıştır. Türkiye’yi bölmeye karar verenler, Orduyu etkisiz hale getirmişlerdir.
O nedenle bugün kara gözlüklerle şehit cenazelerine katılan devlet ricali, ikiyüzlüdür. Gözyaşları yalandır. Arkadan vurdukları Mehmetçiğin cenazesine katılmaktadırlar.
“Darbeciler hapse atılsın” diyen Kılıçdaroğlu‘nun AKCHP’si, Devlet Bahçeli’nin “milliyetçileri”, Avrupa güdümlü “solcular” bu büyük operasyona şu veya bu ölçüde ortak olmuşlardır.
Öncelikli mesele
Mesele bölünmenin ötesinde Kemalist Devrimin yıkılması, Türkiye üzerindeki küresel kapitalist diktanın faşistleştirilmesidir.
Türkiye’nin kendine gelmesi, Cumhuriyetini savunması ve yeniden Atatürk Devrimi rotasına girebilmesi için, öncelikli mesele Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kafesten kurtarılmasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder