23 Haz 2012

Şantaj ve tehdit dosyalarının gölgesinde PKK!


Türkiye’de değil dolaylı, doğrudan demokrasiyi topyekün tesis etseniz bile PKK dağdan inmez!
Talep edilen bütün kültürel hakları verseniz, mesela Kürtçe’yi değil seçmeli ders, Türkçe’nin yanına ikinci eğitim dili yapsanız da PKK dağdan inmez!
Güneydoğu insanını fert başına milli gelir de on binlerce dolara yükseltseniz ve bölgeyi mamur hale getirseniz dahi PKK dağdan yine inmez!
Aynı şekilde Öcala’ı ev hapsine çıkarsanız bile PKK ininden çıkmaz!
Öyle çünkü PKK bugün Güneydoğu’daki Kürt kardeşlerimizin haklarını arıyor değil tersine Küresel gücün yani Emperyalizmin taşerön örgütüdür!
Başka bir anlatımla PKK Paxamericana’nın Türkiye, Irak, Suriye ve İran’la ilgili hedefleri ile bölge haritalarının yeniden tanziminde öncü milis kuvvettir!
Öyle olmasaydı ABD 30 yıldır NATO’daki müttefiki Türkiye’ye karşı PKK’yı destekler ve Kandil’de muhafaza ettirir miydi?
Hatırlayın o ABD değil midir Silahlı Kuvvetlerimizin K.Irak’a yaptığı kara operasyonunun 5. gününde, Bush’un ağzıyla “Harekatı bitirin ve derhal Irak’tan çıkın” diye tehdit savuran?
Hikayeyi bırakın, PKK müzakereler, Oslo- Kandil-İmralı görüşmeleri ya da Kılıçdaroğlu’nun teklif ettiği Akil Adamlar Heyeti gibi fantezilerle dağdan inmez zira açıktan görülüyor PKK’nın Küresel bir sahibi yani efendisi var ve ona rağmen sonuç alınamaz!
Yapılması gereken Washington ile masaya oturmak ve ya Türkiye ya PKK demektir!
Peki Türkiye’yi yönetenler bunu yapabilir mi?
Libyalı isyancıya para var, karakola yok!
Hatırlayın tam 5 yıl önce yine bir sınır karakoluna PKK saldırmış ve verilen çok sayıdaki şehit sonrasında kamuoyunda yükselen infial ile bütün sınır hattına kale benzeri karakolların yapılacağı söylenmişti.
Söyleyen bizzat Başbakan Erdoğan’dı!
Üstelik Tayyip bey bu işi TOKİ’nin üstleneceğini ve ona talimat verdiğini açıklamıştı.
Aradan 1800 gün geçti!
İşine geldiği yerlere birkaç aya devasa gökdelen dikebilen TOKİ karakol işinde bir arpa boyu yol alamadı.
Dün bu konuyu TOKİ yetkililerine sordum.
Aldığım cevap para yok şeklindeydi!
Heyhaaat bu ülke Libya’nın Haçlı işbirlikçisi isyancısına bile 400 milyon dolar yardıma kaynak bulabiliyor iken kendi vatan savunması için o paranın çok altında olan bir rakamı bulamıyor öyle mi?
Yoksa Müslümana kan kusan Haçlı işbirlikçisi isyancı AKP’nin gözünde Mehmetcik’den ve de ülkenin bölünmezliğinden daha mı değerli?
Yoksa sınırda güvenli karakol yapma işini ABD, bölge haritası nasılsa yeniden çizilecek diye istemedi de mi yapılmıyor?
Değil ne, cevap istiyoruz!
Fethullah Gülen’in acayip kolyesi ve Nazlı hanım!
Nazlı Ilıcak önceki akşam CNN-Türk’de boynundaki dualı kolyeyi göstererek Fethullah Gülen’in hediyesidir dedi.
Dahası, Gülen tarafından aynı kolyeden bir tane de Patrik Bartolomeos’a hediye edildiğini ve onun da bu kolyeyi taşıdığını açıkladı!
Bu açıklamaya biraz kafam karıştı çünkü Fethullah Gülen ile Bartelemeos benim bildiğim kadarı ile aynı dine mensup değil. Peki Patrik, Gülen’in dua kolyesini niye taşır?
Yoksa Patrik Bartolomeos ile Fethullah Gülen, İbrahimi dinler hikayesi ile uydurulan yeni Amerikan islamında mı buluştular?
İkinci husus Nazlı’nın durumudur!
Nazlı Ilıcak öyle dindar biri değil. Namaz-oruç bilmez ve içki de içer. Dolayısı ile onun Fethullah Gülen’e olan yakınlığı inancı gereği değil, çıkarı adına olsa gerektir.
Bazıları unutabilir, Ilıcak bir dönem oğlu Mehmet Ali’nin Adnan Hoca ile yakınlaşması sonrasında, oğlumu mürteci yapıyorlar diye bu kesimi açıktan hedef almış ve haftalarca aleyhlerinde kampanya yapmıştı.
Şimdi böyle bir Ilıcak portresi, F tipinin lehinde mücahit pozlarını takınıyorsa burada bir acayiplik yok mudur?
Efendim hadise şudur:
Nazlı Ilıcak’ın son dönemlerde F tipi militanlığa soyunması oğlu Mehmet Ali Ilıcak’ın Akşam Gazetesi günlerinde Veli Küçük’le çok yakın dostluğu ve bu sebeple tutuklanabilir endişesi ve de Tayyip Erdoğan’ın kendine yüz vermemesidir!
Bahçeli’nin son günleri!
Yazacaklarım temennim değil, kesin bilgidir.
Devlet Bahçeli kendine verilen MHP Müdürlüğü görevinde son günlerini yaşıyor!
Bahçeli, Efendilerinin taktik ve stratejisi doğrultusunda kendi liderliğine karşı çıkanlara karşı bel altı hücumlara geçse de sonuç alamaz zira milli olan ülkücü taban infial halinde!
Bel altı hücumlardan kastım ne midir?
Bizim gibi Bahçeli’nin görevli(!) olduğunu söyleyenleri mesnetsizce hedef almak!
Ulusal Kanal’daki progamımda gösterdim, Bahçeli bir gazete çıkarttı ve 20 yaşlardaki çocuklara köşe yazıları yazdırarak güya beni korkutmaya çalıştı!
Behey Bahçeli ben CIA’den korkmadım, Mossad’dan korkmadım, PKK’dan korkmadım, Tayyip’den korkmadım, F Tipi’nden korkmadım senden korkar mıyım hiç !
Dramatik olan husus o sözde gazete de Bahçeli için, “Çirkin ve rezil kasetini iğrenerek seyrettim” diyen Zaman Gazetesi yazarı için tek bir eleştiri dahi olmamasıydı!
Demek ki şahsını hiçbir zaman hedef almayan ve sadece siyasi misyonunu eleştiren bendeniz kişiliğine hücum eden o Cemaat yazarından daha tehlikeli bulundum. Zira koltuğunu bıraksın diyorum!
İyi ama bir insanın koltuğu mu, kişiliğine yapılan rezil saldırı mı hangisi daha önemli?
Ve sonuç: üç vakte kadar Bahçeli’yi tarihe havale edecek adaylar geliyor ki bir tanesi daha bugünden 1200 delegenin 750’sinin desteğini aldı.
CIA’nın önceki Başkanı şimdinin Pentagon patronu Leon Panetta’nın 5 günlük Ankara ziyareti sonrasında yapılamayacağı kesinleşti zira iddiaya göre Panetta Wikileaks’e sızan İsviçre’deki 8 ayrı hesaptan diğer konulara pek çok şantaj ve tehdit dosyalarını muhataplarının önüne sermişmiş!
Öyle olduğu içindir ki AKP iktidarı var oldukça Türkiye her geçen gün ayrışmaya ve tükenişe dolu dizgindir!
Son Güncelleme: Cuma, 22 Haziran 2012 18:52

Hiç yorum yok: