21 Oca 2013

Kadın ve sonsuzluk

Allah aşkından söz eden ünlü sûfîi en-Nuri’yi (ölm. 295/907) zındıklıkla suçlayıp yargılayan  fıkıh mollaları; aşkı, insan hayatının iğrenç bir yanı olarak görüyorlardı. Bu tutumlarıyla onlar, aşkı, bir ‘psikoz prototipi’ sayan Freud’a ne kadar benzerler! Bu yaklaşımın, “Âşık olup aşkını lekelemeden içinde tutarak ölen, şehit olur” diyen bir Peygamber’in ruh dünyasına ne kadar uzak olduğunu söylemeye gerek var mı?

Tasavvuf, mecazî aşk dediği kadın-erkek ilişkisini evrenselliğin en mükemmel belirişi ve Allah’a gidişin erdirici yollarından biri sayar.

İslam mistik edebiyatı içinde kadının sonsuzluğa götürücü rolünü ve gücünü en güzel anlatan sözlerden biri de Hintli sûfî Ahmet Faruk Serhendî’nin (ölm. 1621) ünlü Mektûbât’ının ilk mektubundaki şu tespittir: “Tanrısal güzelliğin kadın güzelliği halindeki belirişi, başka hiçbir varlıkta yoktur. Emir âleminin (ideler âleminin) güzellikleri, kadında belirginleştiği ölçüde başka hiçbir varlıkta ortaya çıkmaz.”

Kur’an, kadını hayatın sıcaklık, sevgi, huzur ve rahmet unsuru olarak göstermektedir. (Rum, 21) Ona göre, kadının şeref burcu olan annelik, tanrılıktan sonra, saygıya en layık olan mertebedir. Annelik, tartışmasız gerçektir. Bir çocuğun annesi, insanlık tarihinin bütün hukuk sistemlerinde, onu doğuran kadındır. Yaradılış düzeni, babanınkinin aksine, annenin durumunda kuşku ve tartışmaya imkân vermemiştir.

Kur’an’ın bu verilerine dayanan sûfî düşünürler, yaratıcı sıcaklığın motor gücü olarak, kadını görmüşlerdir. Ali el-Havvâs (ölm. 1532) bu gerçeğe değinirken şöyle diyor: “Varlık ve oluşta esas olan dişiliktir, erkeklik değil. Bu yüzden tüm ruhlara kadın sevdirilmiştir.”

İslam düşüncesinin en büyük temsilcilerinden biri olan Muhyiddin İbn Arabî (ölm. 1240), kadın konusunda şu sonuçlara varıyor: Üstün insan gözünde yaratıcı güzellik ve gücün en mükemmel beliriş alanı, kadındır. Kadın, mükemmel varlıktır. Erkek, yalnız aktivite taşır. Kadınsa, aktivite ve pasiviteyi benliğinde aynı anda barındırdığı için, yaratıcılığa kaynaklık etme özelliği erkekten fazladır. Yollarını, “Son Peygamber’in hayatını yaşama kurumu” olarak tanıtan sûfîlerin, “evlenmemiş kişiyi ruhsal eğiticiliğe yetkili görmemeleri,” işte bu yüzdendir.

Sûfîlerin kadına bakışı, zındıklık, hatta dinsizlik olarak görülebilmiştir. İslam bilim ve düşünce disiplinleri içinde yalnız tasavvuf, prototipleri arasına bir Râbia el-Adevî (ölm. 752) ve yalnız Bektaşilik, bir Kadıncık Ana koymuştur.

PEYGAMBER’DEN SONRAKİ DÖNEMDE KADIN

Hz. Peygamber devrinden sonra, büyük yozlaşmalardan biri de kadına bakışta ortaya çıktı. Hayatı boyunca, oyunu her zaman kadın lehine kullanmış olan ve ölümüne yakın günlerde kadın ve yetimlerin haklarını korumada muhtemel eksiklikleri için Allah’tan af dileyen İslam Peygamberi’nin, bir eşya olmaktan kurtardığı kadın, sonraki devirlerde tekrar ezildi, itildi. Belirgin özelliği, İslam’ı Araplaştırmak olan Emevî yönetimi, Hz. Peygamber’in ölümünden sonra, eski Araplığından beslenen şuuraltını hortlattı ve kadına bakışı da, diri diri kadın gömen bu şuuraltı tarafından belirlendi. İslam tarihinin ‘en büyük melun’ diye damgaladığı Yezid’in, Kerbela’da Peygamber torunu kadın ve çocuklara reva gördüğü vahşet bu şuuraltının bir boşalışı sayılabilir. Onca masum kadın ve çocuğun kimi doğrandı, kimi de paryalar gibi uzak diyarlara sürüldü.

Kadına bakışta bu yozlaştırma ve geriye götürmenin düşüş çizgisi, Osmanlı döneminde çok daha aşağılara indi. Batılı İslamolog Goldziher, Muslim Studies (İslam Araştırmaları) adlı eserinde, ilk devir İslam’ının kadınıyla sonraki zamanların hareme kapatılmış kadını arasındaki farkı, yine İslam açısından, ilginç bir şekilde ortaya koyar. Vardığı sonuç şudur: Hareme tıkılan kadın, Kur’an ve Peygamber’in getirdiği haklar elinden alınan kadındır.

Hayat ve sonsuzlaşma coşkusu duyanlar, yürüyüş ve uçuşun iki kanatla (kadın, erkek) gerçekleştiğini bilmek ve birbirlerini daha güçlü yapmanın yollarını aramak zorundadırlar. Ve kırılan kanat; güzellik, ahenk ve enginliği temsil eden kadınsa, sadece yürüyüşümüz durmaz, hayatımız da cehenneme döner.

Hiç yorum yok: