Hadi hep birlikte, Hakan Fidan-Abdullah Öcalan görüşmelerine sınıf penceresinden bakalım.
Hangi sınıfların uygulaması
İmralı sürecini hangi sınıflar yürütüyor ve destekliyor?
- Başta TÜSİAD ve TUSKON olmak üzere büyük sermayenin en kodamanları, sıcak para komisyoncuları, borsa vurguncuları, holding medyasının patronları, tarikat rantçıları.
- Onlardan önce sürecin büyük patronları: ABD ve AB emperyalistleri, İsrail’in Siyonist büyük sermayesi.
Peki, başında emperyalist ve işbirlikçi sınıfların bulunduğu bu girişimin şimdiden düşman ilan ettiği sınıflar ve ülkeler hangileri?
- Komşumuz olan mazlum ülkeler ve halklar: Irak, Suriye ve İran.
- Ve elbette işçisinden köylüsüne, esnaf ve zenaatkârından millî sermayesine kadar Türkiye halkı. Yaptıkları işin hukuk düzlemindeki adını da açıkça belirtiyorlar, “Türk milleti”ni anayasanın dışına süreceğiz diyorlar.
- Bu emperyalist planın küresel çapta hedef aldığı ülkeler de her gün gazete sayfalarında sıralanıyor: Rusya, Çin, Hindistan, Asya’nın mazlumları ve onlarla birlikte Afrika, Latin Amerika, bütün insanlık.
Emperyalizmin enternasyonalistleri
Peki, bu cepheleşmede, bir takım “solcu” ve “sosyalist”, şu İmralı sürecini destekleyerek kimin enternasyonalisti oluyorlar?
- Dünyanın emperyalist ağalarının ve işbirlikçi büyük burjuvazinin ve Ortaçağ tarikatlarının.
Beyler, kusura bakmayın sizin yaptığınız işe enternasyonalizm değil ama enstrümantalizm denebilir.
Emperyalizm ve işbirlikçi sınıfların enstrümanı, aleti durumundasınız.
Türkiye’nin “sosyalistim” diyen partileri de bu sürecin neresinde olduklarına bakmalıdırlar. EMEP, ÖDP, “TKP” ve diğerleri, hepsi için böyle bir sorumluluk vardır.
PKK’nın rüzgârına kapılarak varılacak yerin sonuna gelinmiştir.
Barışseverlik değil savaşperestlik
İmralı süreci bir barış ve kardeşlik eylemi değildir. Bu süreci yürütenler, Irak’ı fiilen böldüklerini ve resmen de böleceklerini her gün ilan ediyorlar. Dünyanın çapulcusunu Suriye’nin üzerine sürdüler ve orada kanlı bir savaş kundakladılar, Irak’a petrol seferi için savaş borularını öttürmeye başladılar, Haçlının İran savaşının piyonu olacaklarını göğüslerini gererek belirtiyorlar.
İmralı sürecini desteklemek, Kürecik’te emperyalizme kalkan olmaktır.
AKP-PKK ittifakına omuz vermek, Patriot füzesi olmaktır.
Mehmetçiğin ve Memo’nun sıcak kanıyla sıcak para seferine hazırlananlara destek olmak, barışseverlik değil, savaşperestliktir.
Enternasyonalizm nedir
Bugün enternasyonalizm,
- En başta Türk milletinin kendi öz yurdunda aşağılanmasına başkaldırmaktır;
- Kürtlerin Ortadoğu’da piyonlaştırılmasına isyan etmektir;
- Emperyalizme karşı savaşan kardeş Suriye’nin yanında olmaktır;
- Irak’ın emperyalistler tarafından bölünmesine karşı koymaktır;
- Filistin halkının acılarını ve direnişini paylaşmaktır;
- İran’a karşı savaş kundaklanmasını önlemektir.
Yeryüzü vatanseverliği
Çağımızda enternasyonalizm, EMEP, ÖDP ve “TKP” gibi partilerin söylediği gibi, “Avrupa işçisi ve sendikalarıyla dayanışma” değildir. O Avrupa işçilerinin örgütleri, Sovyet devrimine karşı kendi emperyalistlerini desteklediler; Mustafa Kemal Türkiyesinin İstiklâl Savaşına karşı işgalcilerin yanında yer aldılar; Çin devrimine, Küba devrimine, Cezayir ve Vietnam’ın kurtuluş savaşına, mazlum Arabın İsrail işgaline direnişine, Afrika’nın isyanına, Latin Amerika’nın bağımsızlık mücadelesine karşı dünyanın parababalarının kanlı bastırma seferlerine omuz verdiler.
Emperyalizm, 20. yüzyılda kendi emekçilerini yemleyerek Mazlumlar Dünyasına karşı yedeğine aldı; bu gerçeği görmüyorsanız, Lenin’in, Mao’nun ve çağdaş sosyalistlerin ve vatanseverlerin kitaplarından da okumuyor musunuz?
Enternasyonalizm, çağımızda tutarlı vatanseverliktir; kendi vatanımızda ve dünyanın her yerinde emperyalizme karşı cephe tutmaktır.
Zaten bu savaşın patronları da, ateşe sürecekleri piyonların adını koymuşlardır. Onlarla ilişkilerini bütün açıklığıyla tanımlıyorlar, “enstrüman” olarak kullanacağız diyorlar.
Emperyalizmin ve işbirlikçilerinin petrol savaşına piyonluğun adı, enternasyonalizm değil, fakat enstrümantalizmdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder