9 Mar 2013

Müslüman maskeli müşrikliğin deşifresi!


Şirk’i anlamanın “klavuzu” Kur’an’ın temel itirazlarını dikkate almaktan geçer. Kur’an’da şirk ortaklık manasında kullanıldığına göre, “Kur’an her neyin Allah’a ait olduğunu ısrarla vurguluyorsa, şirk; onları Allah dışında bir takım kişi ya da güçlere ait kılıyor demektir.”
Bu nedenle “Lehu“ ile başlayan ifadeleri alt alta dizdiğimizde resim kendisini bariz biçimde gösterecektir.
Lehu, “bir şeyin Allah’a ait olduğunu” vurgulayan bir ifadedir. Şimdi birlikte göz atalım;
Lehul “mülk”(Mülk O’nundur) : Bakara 247, Enam 73, Tegabun 1, Fatır 13, Zümer 6
Lehul “hamd”(Övgü O’nundur): Kasas 70, Rum 18, Sebe 1, Tegabun 1
Lehul “hüda” (Hidayet/Doğru yola iletme O’nundur) : Nisa 115
Lehul “hükmü” (Hüküm O’nundur) : Enam 62, Kasas 70, Kasas 88
Lehul “halku” (Yaratma O’na aittir): Araf 54
Lehul “esma’ül hüsna” (Güzel isimler O’na aittir) : İsra 110, Taha 8
Lehul “emsal” (Örneklemeler O’na aittir): Furkan 39, Rum 27
Lehul “azab” (Azab O’na aittir) : Furkan 69
Görüldüğü üzere 8 temel olgu “ısrarla vurgulanmaktadır.” Israrla bunların Allah’a ait olduğu söylendiğine göre “Kur’an’ın şirk dediği şey” temelde bir teolojik yani inançsal olgu olmaktan ziyade, bu 8 temel olguya sahip olma iddiasına yöneliktir.
Mülk, mertebe(hamd), hidayet etme, hükmetme, yaratma, güzel sıfatlar, tarihsel perspektif inşa etme (mesel/emsal) ve azap etme/kaderleri tayin etme iddiası, şirkin Kur’an’sal içeriğini oluşturan yegane olgulardır.
Dolayısı ile müşrikler Allah’ı reddetmekten ziyade, bu olguların “sadece Allah’a ait olduğunu” reddeden aklı temsil etmektedirler. Dün de öyleydi, bugün de durum aynen böyledir.
Hatta, Bedir savaşında “müşriklerin öncülerinden Ebu Cehil’in” ellerini açarak Allah’a hitaben şu duayı yapmış olması çok ilginçtir;
Ey Allah’ım! Bizimle akrabalık ilişkilerini kesen, bize bilmediğimiz (senin dinine aykırı) şeyleri getiren bu kafirleri, bu mal mülk düşmanlarını helak et. Bugün burada haklıyı galip, haksızı perişan kıl. (Bkz.Esbab’ı Nüzul kaynakları, Enfal Suresi 19. Ayet iniş sebepleri)
Hatta Ebu Cehil’in bu duası Müslümanlar tarafından da işitilmiştir. Ve nihayetinde şu ayetler nazil olmuştur;
Fetih istiyorsanız, fetih size geldi. Eğer vazgeçerseniz hakkınızda daha hayırlı olur. Eğer dönerseniz biz de döneriz. Cemaatiniz çok da olsa size zerre kadar yarar sağlayamaz. Allah, inananlarla beraberdir (Enfal suresi 19. Ayet)
Ebu Cehil’in Allah’a yakararak dua etmesine karşılık olarak okunan bu ayetler, o gün Bedir harbinde olan tüm Müslümanların, bahsettiğimiz realiteyi biliyor olduğunu gösterir.
Bedir’de “Allah’a inanan, namaz kılan, Hacc yapan iki topluluk savaşmıştır.”
Hatta öylesine ilginçtir ki, İslam tarihi ile ilgili eserlerin büyük çoğunluğunda yer alan şu hakikatlerden bahseden kitaplar bulmanız gayet güçtür;
İbnu Abbâs anlatıyor: “Müşrikler (haccederken şu şekilde telbiyede bulunurlardı): “Lebbeyke lâ şerî-ke leke: ‘ Resûlullah da: “Yazık size, yeter, yeter” buyururdu. Müşrikler (telbiyelerinin devamında): “Yalnız bir şerik müstesna, o senin şerikindir, sen ona da, onun mâlik olduğu şeylere de mâliksin” derlerdi. Onlar, bunu, Kâbe’yi tavaf ederken söylerlerdi.” (Müslim, Hacc 22, (1185).
Bu hususta önemli bir İslam mütefekkiri olan Fahreddin Razi şu hayati tespiti bizlere armağan etmiştir;
Onların derdi, peygamberin, ‘’adetlerine aykırı işler yapmasıdır.’’ (Fahreddin Razi, 24/92)
Evet. Kavganın temel nedeni “onların adetlerine aykırı bir önerinin yapılması idi.” Şimdi şirkin cinnetine sebep olan bu adeti açmak adına yukarıda izah ettiğimiz “lehul” ile başlayan vurguları teker teker açalım...
Eğer bir beldede; mülk, hükmetme, övgü-bağımlılık, azap, hidayete iletme bilgisi, tarihsel perspektif inşası, güzel sıfatlar ve yaratma iddiası “birilerine ait ise” orada şirk var demektir.
Bu tespite kulak verin, çünkü bu; örtünün kalkışıdır...
Bugün Türkiye; mümin maskeli şirk bataklığında çırpınmaktadır!
Teşhis ortada, fazla söze ne hacet!

Hiç yorum yok: