19 Ara 2011

AB isteği üzere yeni Cuma Hutbesi ...


Ali İmran Suresi 19.Sure:

Allah katında din İslam'dır/barış ve esenlik için Allah'a teslim olmaktır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki kıskançlık/doymazlık/azgınlık/denge noktasından sapma/yalancılık/zulüm/kibir/zinakârlık yüzünden ihtilafa düştü. Kim Allah'ın ayetlerine nankörlük/Allah'ın ayetlerini inkâr ederse, Allah, hesabı çabucak görecektir.


Bozdağ doğruyu söylemiyor


AB’nin cuma hutbelerinden bir ayetin çıkarılması için hiçbir talepte bulunmadığını savunan Bakan’ı kaynak gösterdiği Diyanet’in belgeleri yalanlıyor!..
2005’ten beri süren olay...
BaŞbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, YENİÇAĞ’ın 2005’ten beri birçok kez manşet yaptığı “AB’nin isteğiyle hutbelerde Al-i İmran Suresi 19. ayetin yasaklanması”nı yalanlarken, tam tersi açıklama yapıp baskıları doğrulayan Diyanet’le de ters düştü.
“Allah katında hak din...”
BOZDAĞ, Al-i İmran Suresi’nin “Allah katında gerçek din İslam’dır” diyen 19. ayetinin hutbeden çıkarıldığını yalanlamak için Diyanet’e sığındı. Oysa belgede “yurt dışı heyetlerle görüşmelerde bu konu gündeme geldiğinde...” ifadesi yer alıyor.
Yeni dualar gönderildi
DİYANET’in 17 Şubat 2006 tarihli genelgesi de hutbelerin mayıstan itibaren il müftülüklerince hazırlanarak camilere gönderileceğini “standart hutbe duaları yerine yeni hutbe dualarının uygulamaya konulacağı”nı hükme bağlıyor.


AB ve ABD isteyince...
AB yetkilisi Hans Jörg Kretschmer bizzat, dönemin ABD elçisi Edelman mektupla rahatsızlığını bildirmiş, Al-İ İmran 19. ayet kaldırılmış, skandal “Hutbe Kılavuzu” nda ortaya çıkmıştı. 
Eski Bakan Aydın tepki göstermişti!
Diyanet’ten sorumlu eski Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Al-i İmran Suresi’nin 19. ayetinin kaldırılması isteğiyle gelinmesine tepki göstermiş, “Her gün kilisede ’İsa’ya teslim olmadan kurtuluş yoktur’diye dua ediyorlar. Onlar öyle diyor diye İslam yok mu? Keyifleri bilir” demişti.
AKP cami kapısından hangi ayeti kaldırmıştı!
Hürriyet’in eski yöneticisi Ertuğrul Özkök, bir camiye yazılan Maide Suresi’nin “Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin” diyen 51. ayetinin müftülükçe kaldırılması haberini çıkardığını itiraf etmişti.
Cami imamı müftü tarafından uyarılmış, ardından Diyanet müftülüklere genelge göndermişti. YENİÇAĞ, nüfus cüzdanlarından din hanesini kaldırtan AB’nin diğer baskılarını da manşetine taşımıştı.


Bakan Bozdağ’ın sözlerini kaynağı da doğrulamıyor
Cuma hutbelerinden ayet çıkarılması konusunda AB’den talep gelmediğini öne süren Bekir Bozdağ’ın kaynak olarak gösterdiği Diyanet açıklaması AB ve ABD’den gelen baskılar doğruluyor.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, YENİÇAĞ’ın 2005’ten bu yana birçok kez manşetine taşıdığı ve CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’in yeniden gündeme getirdiği “AB’nin isteğiyle hutbelerdeki ayetin yasaklanması”nı yalanlarken Avrupa Birliği’nden böyle bir dayatma gelmediğini söyledi. Bozdağ’ın iddiayı yalanlarken atıfta bulunduğu dönemin Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nun 30 Haziran 2006 tarihli açıklamasında AB’den gelen talepler doğrulanıyor.


Bakan inkar etti
Aynı zamanda emekli müftü olan CHP’li Özkes, Meclis’teki camide AKP’li vekillere protokol seccadesi dağıtıldığıyla ilgili açıklamasında YENİÇAĞ’ın birçok kez gündeme taşıdığı hutbeden ayet çıkarılması olayına da değinerek “AB istedi diye Al-i İmran Suresi’nin 19. ayeti hutbelerden çıkarıldı” demişti. Özkes, “Allah katında gerçek din İslam’dır” ayetinin AB’nin rahatsız olması üzerine hutbelerin sonunda okutulmadığını söylemişti. Bozdağ, Özkes’in bu sözlerine verdiği cevapta, “Bunu kabul etmek mümkün değildir, böyle bir olay kesinlikle yoktur, hiçbir zaman da olmamıştır. Eski Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu da bu tartışmalara yönelik 2006 yılında bir açıklama yapmıştır. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in de Bardakoğlu’nun açıklamalarına benzer beyanları bulunuyor. AB yetkilileri de bu yönde talepte bulunmadıklarına dair açıklamalar yaptı” ifadelerini kullandı.


Diyanet ise doğruluyor
30 Nisan 2006 tarihinde dönemin Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, yayımladığı basın açıklamasında Al-i İmran Suresi 19. ayetinin hutbelerden yasaklanmasının söz konusu olmadığını öne sürmüştü. Ancak Bardakoğlu aynı açıklamada, Diyanet’ten sorumlu Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın “İslam dini son dindir ve hak dindir. Bir Müslüman’ın bunu söylemesinden doğal bir şey olamaz... Biz böyle inanıyoruz. Bunu söylemeyen Müslüman olamaz... Her gün kilisede (İsa’ya teslim olmadan kurtuluş yoktur) diye dua ediliyor. Şimdi, o öyle diyor diye İslam yok mu? Olmaz öyle şey... Keyifleri bilir...” dediğini aktararak AB ve ABD’den gelen baskıyarı da doğruluyor. “Hutbelerimize, ne siyasetçiler, ne devlet adamları, ne de Avrupa Birliği müdahale edemez” diyen Bardakoğlu, “Yurtdışı heyetlerle yapılan görüşmelerde bu konu gündeme geldiğinde, onlara her zaman, (Siz kurtuluşun İsa’da olduğunu ve dolayısıyla Hıristiyanlığın hak olduğunu söyleyebilirsiniz. Bunu anlarız. Ancak biz de İslam’ın hak din olduğunu söyleriz, bu bizim görevimizdir ve sorumluluğumuzdur) şeklinde cevap verilmiştir” ifadelerini kullanmıştı.

Görmez tartışmaya katılmadı
AKP’li Bekir Bozdağ’ın da katıldığı “Vaaz ve Vaizlik Sempozyumu” nda konuşma yapan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, gündemdeki tartışmaya girmedi. Görmez, “Vaazlarda gönül dilini kaybettik, bütün muhatapları kuşatan, bütün insanları kuşatacak dili ve üslubu kaybettik. Genç kuşaklara ulaşabilecek bir dil ve üslup arayışında olmak zorundayız. Vaazlarımızda İslam’ın en önemli konularını anlatma problemi yaşıyoruz” dedi.

İşte genelgenin belgesi
CHP İstanbul Milletvekili emekli müftü İhsan Özkes, AB isteğiyle cuma hutbesinden ayet çıkarıldığı iddiasını yalanlayan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’a belgeyle cevap verdi. Özkes, Diyanet’in 17 Şubat 2006 tarihinde müftülüklere B.02.1.DİB.0.12.00.01/230-02-230 sayılı bir yazı gönderdiğini hatırlattı.  Bu yazıda, ‘standart hutbeler yerine ilişikte gönderilen yeni hutbe duaları ortaya konulacaktır’ deniyor. Yani Diyanet İşleri Başkanlığı hutbelerde okunan ayetin yerine Pegamberimizin günahlarından tövbe eden kişi hiç günah işlememiş gibidir, hadisini koyuyorlar. 6 yıldır hutbelerde bu uygulama devam ediyor” sayılı genelgeye göndererek hutbelerde uyulacak esasları bildirmiştir” dedi. Özkes, Avrupa Birliği’nden yapılan “Söz konusu haberler tamamen gerçek dışıdır. AB dinî inançlara müdahale etmez” açıklamasına da tepki gösterdi. 

Bardakoğlu imzasıyla
Özkes, Diyanet’in 2006 yılındaki yazısının doğru olduğunu vurgulayarak “Bu durumu dönemin Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Bayraktar da bir yazısında anlatmıştır. Bayraktar açık açık, o dönem özellikle yurtdışında Âl-i İmrân suresinin 19. ayetinin okunmadığının gözlendiğini belirtiyor” şeklinde konuştu.
YENİÇAĞ’ın ulaştığı bilgilere göre, ilgili yazı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’nun imzasıyla 17 Şubat 2006’da İl Müftülüklerine gönderilen belgede 1999 yılında başlanan “Hutbelerin Merkezde Hazırlanması” uygulamasına son verilerek, hutbelerin artık müftülükler bünyesinde kurulacak komisyonlar marifetiyle hazırlanacağı ifade ediliyor. Yazının ekinde, söz konusu komisyonların teşkilinden çalışma şekline, hutbelerin hazırlanmasından değerlendirilmesine ve hutbelerde okunacak dualara kadar birçok konuya yer veriliyor. Ek: 2 olarak zikredilen “Hutbe Duaları” başlığını taşıyan iki sayfalık kısımda ise hemen hemen İmam-Hatip liselerinde öğretilen duâ ve âyetlerin aynısına yer veriliyor. Bu bölümün, son birkaç yıla kadar bütün camilerde uygulanan hutbe okuma yönteminden tek farkı ise hutbenin birinci kısmından, yani Türkçe metinden sonra okunacak hadis ve âyetlerden, âyet kısmının çıkarılması oluyor. Çıkarılan âyet ise “Allah indinde yegâne hak din İslam’dır” anlamındaki Âl-i İmran Suresi’nin 19. ayetinde geçen bölüm. 

Eski Bakan’dan sert tepki: Keyifleri bilir
Diyanet’ten sorumlu eski Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın “AB’den böyle bir baskı gelmedi sözünün aksine o günlerde ABD ve AB yetkililerinin cuma hutbelerinden Al-i İmran Suresi’nin 19. ayetinin kaldırılması isteğiyle gelinmesine sert tepki göstermişti. Aydın, ”Her gün kilisede ’İsa’ya teslim olmadan kurtuluş yoktur’diye dua ediyorlar. Öyle diyor diye İslam yok mu? Keyifleri bilir“ demişti.

Geciken itiraf
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu da, önce yalanladığı haberi, daha sonra Avrupalı parlamenterlerle bir görüşmesini aktararak itiraf etti. Bardakoğlu, Türkiye’ye gelen bazı Avrupalı parlamenterlerin kendisine, ” Bizim dinimiz hak değil mi? “ diye sorduklarını ifade ederek, ” Onlara, İsa’nın ve dolayısıyla Hıristiyanlığın da hak olduğunu, bizim dinimizin de hak olduğunu söyledik“ dedi.

AB ve ABD ayeti “tehdit” görmüştü
2005 yılında, AB ve ABD yetkilileri, Türkiye’deki hutbelerde okunan “Allah katında gerçek din İslamdır” mealindeki Al-i İmran Suresi’nin 19. ayetinin Hıristiyanlar için tehdit oluşturduğunu bu yüzden de de hutbelerden çıkarılması gerektiğini bildirmişlerdi. Din İşleri Yüksek Kurulu’nca hazırlanan yeni metinde imamların hutbede “Allah katında din İslam’dır” ayetinin yerine “Tövbe eden hiç günah işlememiş gibidir” hadisinin kullanılması direktifi yer aldı. Skandal kararın arkasında, eski ABD büyükelçisi Eric Edelman’ın mektupla ve AB temsilcisi Jörg Kretschmer’in bizzat girişimleri bulunuyor. Edelman, dönemin Diyanetten sorumlu Bakan Mehmet Aydın’a bir mektup yazmıştı. Mektupta söz konusu ayetin Hıristiyanlara tehdit olarak algılandığını belirten Edelman, Ayet-i Kerime’nin hutbeden çıkarılmasını istemişti. Aynı şekilde AB Yetkilileri de “Allah katında din İslam’dır” ayetinin diğer dinlere baskı olduğunu ve laikliğe aykırı olduğunu savunarak hutbeden çıkarılmasını istemişlerdi. Erdoğan’ın 14 Haziran’da AB büyükelçileriyle yediği yemekte de Belçika Büyükelçisi Jan Mattysen, hükümetin Türkiye’de azınlıkların din özgürlüğü konusunda sıkıntı olmadığını sık sık tekrarladığını hatırlatarak, “Eğer bu doğruysa niçin Devlet Bakanı Mehmet Aydın, TBMM’de misyonerlik konusunu tartışıyor ve 368 kişinin Hıristiyanlığa geçmesini gündemi getiriyor” sorusunu yöneltti. Erdoğan da, din özgürlüğü konusundaki asıl sıkıntıyı çoğunluğu oluşturan Müslümanların çektiğini anlatmıştı. 

Kur’an’a Avrupa Birliği operasyonu
24 Kasım 2007’de dönemin Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, köşesinde “Siz olsanız o haberi yapar mızınız” başlığıyla bir yazı yazdı. Özkök, yazısında İstanbul Eminönü’ndeki Zeynep Sultan Camii’nin girişinde bulunan ve “Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin” mealindeki Maide Suresi 51. ayetinin yer aldığını ve bundan endişelendiğini bildiriyor. Özkök, muhabirin konuyla ilgili görüştüğü Eminönü Müftüsü’nün “Her ayet her yere yazılmaz. İmam arkadaşa ihtar veririz” dediğini, İstanbul Müftüsünün ise farklı düşündüğünü, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ise Eminönü Müftüsü’ne destek verdiğini anlatıyor.  Özkök, Hürriyet’teki yazıişleri toplantısında yayımlamama kararı aldıkları konuyu, bir hafta sonra Malatya’da yayınevine yapılan saldırıdan sonra okuyucularıyla paylaşmak istediğini yazmıştı. Özkök, Zeynep Sultan gibi turistik bir camide böyle bir ayetin yazılmış olmasını yadırgadıklarını belirterek, toplantıda yaptıkları tartışmanın ardından haberi yayımlamadıklarını ifade etmişti. Özkök, kendisinin haberin yayımlanması görüşünde olduğunu ancak tersi karar aldığını belirtmişti. YENİÇAĞ, 25 Kasım 2007’de Hürriyet’in yayımlamaya cesaret edemediği haberin arkasındaki gerçeği “Müslümanların, Yahudi ve Hırıstiyanlara uymamasını ve yönetici edinmemesini emreden ayetler, gözlerden kaçırılmak isteniyor” diyerek okuyucularına aktardı. Haberde, “Dinlerarası diyalog safsatası, ılımlı İslam, Avrupa Birliği vs. aldatmacalarıyla müslümanlar üzerinde çalışma yapanlar, işi ayetleri halktan saklamaya kadar vardırdı. Hürriyet muhabirinin, Maide Suresi’nin 51. ayetinin cami kapısına asılmasıyla ilgili sorusuna Eminönü Müftüsü Muharrem Bilgiç’in verdiği, “Her ayet her yere yazılmaz” cevabı olayın vehametini ortaya koyuyor” ifadeleri yer aldı.

Hiç yorum yok: