Dünya üzerinde, radikal İslamcı unsurları entegre edebilen tek örgüt olan El Kaide, Usame Bin Ladin‘in geçtiğimiz Mayıs ayında Pakistan‘da öldürülmesinin ardından toparlanmaya çalışıyor... Örgütün Türkiye yapılanması da, İstanbul’da 15-20 Kasım 2003’teki 4 bombalı saldırının ardından yaşadığı erozyonu gidermeyi hedefliyor!.. Usame’nin son kaidesi, bir dönem Hizbullah‘ın en büyük cephaneliğinin olduğu bir Güneydoğu kentinde ısrarla direniyor!..
Suudi Arabistan’ın resmi mezhebi olan Vehhabi’liğin kökeni olan Selefi ideolojisini dünyaya hakim kılmaya çalışan El Kaide örgütü, Amerika’daki 11 Eylül saldırılarının ardından korku saçmaya başlamıştı...
Uluslararası terörizm uzmanlarının kuşkuyla baktığı 2001’deki o saldırıda 4 bine yakın ABD’linin ölmesinin ardından, El Kaide radikal dinci unsurlar için de çekim merkezi olmuştu!.. Artık dünyanın dört bir yanındaki şeriatçı örgütler, El Kaide şemsiyesinin altındaydı!..
ABD’nin Irak‘a saldırmasının gerekçelerinden biri haline de gelen örgüt, Bağdat ve çevresindeki işgalci güçlere büyük kapıplar verdirince iyice hedef tahtasına konuldu.
ABD, özellikle intihar saldırılarıyla etkili olan El Kaide güçlerini dağıtmak için 2006 yılı başlarında harekete geçti. Hedefte, örgütün Irak’taki kolunun elebaşları vardı!
7 Haziran 2006 günü ABD askerlerinin 500 kiloluk bir bombayla yerle bir ettiği bir evde 7 ceset bulundu. Öldürülenlerden birinin, El Kaide’nin Irak’taki lideri Ebu Musab El Zarkavi olduğu belirlendi.
Bu kayıp, Usame Bin Ladin’in Irak’taki kadroları arasında büyük şoka yol açtı.
Zarkavi’nin adamları!..
Peki, biz durup dururken mi El Kaide’ye, Irak’a ve Zarkavi’ye değindik?.. Hayır!..
El Kaide’nin en önemli eylem alanı olan Irak, Türkiye’den kaçan El Kaide unsurlarının da toplanma merkeziydi...
Örneğin 15-20 Kasım 2003’te, İstanbul’da İngiltere Başkonsolosluğu, HSBC Bank Genel Müdürlüğü binasıyla iki sinagoga yönelik saldırıyı gerçekleştiren Türk El Kaidesi’nin bazı önemli isimleri daha sonra Gaziantep üzerinden Irak’a kaçmıştı.
İstanbul’da 60’tan fazla kişinin ölümüne yol açan bu saldırıların talimatını veren Habip Aktaş, 2004 yılının Eylül ayında, Irak’ın El Ambar bölgesinde, ABD uçaklarından açılan ateş sonucu öldürülünce Türk El Kaideciler dağınıklık yaşamaya başladı.
Aktaş’ın, Ebu Musab El Zarkavi’nin Irak’taki direniş için oluşturduğu “Tevhid ve Cihat” örgütü adına çalıştığı belirlenmişti.
Aktaş’ın ardından bölgeye giden çok sayıda Türk militan da çatışma ve operasyonlarda yaşamını yitirdi. ABD ordusundan 23 Haziran 2006’da yapılan bir açıklamada , “Halid el Turki” kod adlı Mehmet Yılmaz ve Mehmet Reşit Işık adlı Türk El Kaide militanlarının Kerkük’ün güneyindeki Havica yakınında, ABD güçleriyle girdikleri çatışmada öldükleri duyurulmuştu.
Yılmaz’ın 2001 yılında bir grup Türk militanı Afganistan‘a götürdüğü, orada yaralanınca Pakistan’da tedavi olduğu, 2004’de yakalanarak Türkiye’ye teslim edildiği belirlendi.
2005’te serbest bırakılan Yılmaz‘ın, bir grup militanla bu kez Irak’a giderek Zarkavi güçlerine katıldığı saptanmıştı!..
Gaziantep’te neler oluyor?..
Mehmet Yılmaz ve arkadaşlarının bu kaçış sürecinde toplanma yeri olarak kullandığı kent, Irak ve İran’a ticaretin merkezi olarak bilinen Gaziantep‘ten başkası değildi!..
Türk Hizbullah’ı da bu kenti 2000 yılına kadar lojistik merkezi olarak kullanmıştı.
Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu‘nun 17 Ocak 2000’de, İstanbul Beykoz’da öldürülmesinin ardından başlatılan operasyonlar Gaziantep’te de yoğunlaşmıştı.
Polis, Urfa’nın Hilvan ilçesindeki cephanelikten sonra örgütün en büyük mühimmat deposunu 2000 yılının şubat ayında, Gaziantep’in Emek Mahallesi’ndeki iki katlı bir sığınakta ortaya çıkarmıştı.
Bu cephanelikte 120 Kalaşnikof tüfek, 28 adet roketatar, 1 adet suikast silahı, 1 adet ağır makineli tüfek, çok sayıda el bombası ve patlayıcı madde ile mermi ele geçirilmişti!
Hizbullah’ın çöküşünün ardından Gaziantep bu kez El Kaide’nin önemli bir merkezi olmuştu!.. Doğudan kaçan ve büyük kentlerden Irak’a geçmek için gelen El Kaide militanları bu kentte eski Hizbullahçılarla birlikte yeni hücreler oluşturmuştu.
Hatta El Kaide, devletle il kez Gaziantep’te uzun süreli bir çatışmaya da girmişti!..
24 Ocak 2008‘de, Gaziantep merkezinde 12 saat süren çatışmada, 4 El Kaide militanı öldürülünce örgütün bu kentteki hücrelerinin ne denli tehlikeli boyutlara ulaştığı anlaşılmıştı.
Özel harekat biriminde görevli polis memuru Ahmet Çandul’un şehit olduğu bu çatışmanın öncesi ve sonrasında Gaziantep’te örgütün hücrelerine yönelik 5 yıl içinde gerçekleştirilen operasyonlarda 150’den fazla militan yakalandı!..
Örgüt işte bu operasyonların ardından uzun süre sessizliğe gömüldü!.. Ta ki geçtiğimiz Kasım ayına kadar...
Güvenlik birimleri örgütün Gaziantep bağlantılı uyuyan hücrelerinin yeniden harekete geçtiğini ve Batı kentlerine dağılmaya başladığını saptadı!
Örneğin 10 Temmuz 2011’de, Ankara, Bursa ve Yalova’da 14; 22 Kasım’da Konya’da ise 15 militan gözaltına alındı.
İzmir ve Manisa’da 10 gün önce düzenlenen operasyonda ise El-Kaide’nin bölge sorumlusu olduğu belirtilen E.A‘nın da aralarında bulunduğu 6 kişi 2 tabanca ile birlikte ele geçirildi.
Örgüte yönelik son operasyon ise 20 Aralık’ta yine Gaziantep‘te yapıldı. 15 ayrı adrese yapılan baskınlarda silah ve mermilerle birlikte ele geçirilen 13 kişiden 12’si tutuklandı.
Tüm bu gelişmeler Hizbullah’ın çöküşünün ardından radikal İslamcı grupların merkezi olmaya çalışan El Kaide’deki hareketliliğin iyice arttığını gösteriyor!.. Bir kez daha “Gaziantep’e dikkat” demek gerekiyor!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder