19 May 2012

‘İktidar baskısı devamlı üstümüzde’


Eski şehirli Y ılmaz Büyükerş en diyor ki: AKP’nin tavrından yılgın değil bıkkınım
‘Karayolları, TOKİ ve DDY gibi kuruluşlar, şehir planlarını ve bu konuda halkın seçtiği Belediye Meclisi ve bizleri dikkate almadan kendi bildikleri gibi icraat yapıyorlar. Tabii böyle olunca da yaptıkları her iş yanlış, bir daha düzeltilemez ve fazla israflı oluyor’
Sabahın alacasında Eskişehir otogarına iniyorum. Bu kente her indiğimde Rus yazar Grigory Petrov’un çocukluğunda okuduğum Beyaz Zambaklar Ülkesi kitabını anımsıyorum. Finlandiya’nın kalkınma hamlesini anlatan bu kitap Eskişehir’in son 15 yılı ile örtüşüyor. Eskişehir Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in Belediye Başkanlığı döneminde aldı başını gitti. Kentin “Eski”sini hoca öyle bir “yeni”ledi ki görmeyene anlatmak müşkül...
Eskişehir’e günü birlik diye indim.
Hocayla konuşup döneceğim.
15 yıl öncenin tipik durağan Anadolu kenti, yaşamın bütün tonlarını barındıran dünya kenti oluvermiş.
Yaşamdan kim ne istiyorsa barındıran bir marka Eskişehir. Üstelik özgün, taklit olmayan kendi örneğini yaratan bir kent. Günü birlik gittik de iki gün eğlendik...
Varıyorum Odunpazarı’na sabahın deminden çay içeceğim. Kentin nabzını tutacağım.
Kahvede henüz 3 kişi var.
Hoş beş nereden geldin, ne yaparsından sonra Eskişehir’i övgülüyorum...
İhtiyar “dışarıdan gelenler şehrimizi pek bir beğeniyor. Hoca yapıverdi Allah razı olsun. Kent iyi de ülke karışık. Hayat pahalı. Gençler zebil. 3 oğlum var 2’si işsiz. Her gün her şeye zam. Çayı bile gönlümüzce içemiyoruz” diyor.
“Hoca bir daha aday olmayacakmış” diyorum.
İhtiyar “Öyle diyormuş da gelmek onun elinde gitmesine biz karar veririz. Hocaya Allah ömür versin yaşlı da delikanlı gibi. Çalışır durur. İnşaatlara gider tulumu giyer işçi sanırsın. Eee okumuş insan onu bize Allah gönderdi. Biz onu o bizi bırakmayız.”
Eskişehir’de kiminle konuşursanız Büyükerşen’e bir daha oy verecek. Hesapça Başkan’ı bırakmayacaklar.
Yollar temiz ötesi
Eskişehir çiçek bahçesi. Yollar temiz ötesi. Yere mendiliniz düşse kirlenmiyor temizleniyor.
Kentin parklarına bir ucundan girdiniz mi öteki ucundan başka bir insan olarak çıkıyorsunuz. Parka göl yapılmış. Göle bir gemi indirilmiş. Kristof Kolomb’un Amerika’ya ayak bastığı geminin bire bir aynısı.
Dünya tarihini simgeleyen gemiyi geziyor. Güvertesinde kahve içerek o anı fotoğraf çektirmecesine anılarınızın vitrinine katıyorsunuz.
Bir park ki içinde Pamuk Prenses’in şatosu var. Çocuklar şatoya giriyor masalın gerçeğini yaşıyorlar.
AKP Eskişehir’de topal
AKP’liler Büyükerşen’den mutsuz.
Yerel yönetim pastasına nerede dalamıyorlar orada iktidarları topal... Orada işler kesat.
AKP için Türkiye de yok. Kendilerinden sonra her şey tufan.
Ya bizimle ya düşman...
Başbakan kaybedilmiş belediyeleri kabullenemiyor. Ve talimat “alın oraları, almanız için ne gerekiyorsa isteyin.”
Başbakan’ın bu isteği tezvirata çanak tutuyor. Nerede kaybedilmiş bir belediye varsa AKP orada karşı atakta. Kazananın başarısız olması için ne gerekiyorsa yapılıyor.
Odasındaki eşyalar 15 yıllık
Hem gerekli yerlere hem sokağa ihbarları anons etmek AKP’li değilseniz canınızdan bezdirileceksiniz...
Eskişehir’de bu tavır daha bir organize.
Belediye’ye buluşma saatinden önce gidiyorum. Yılmaz Hoca özel kalemde oturmuş çalışıyor.
Eskişehir’i dipten ayağa yenilemiş. Bir tek kendi odası 15 yıl önce aldığı eşyalarla.
Belediye’de masasında oturmuyor ki. Hep sokakta, hep atölyelerde, arkasında tulum çalışıyor.
Hocamla özel kalemde sohbet ediyoruz. Yüzünden o güleç hali solmuş.
Keyifsiz. Soruyorum.
Sessiz bir çığlık atar gibi şunları söylüyor.
“Gönlüm yorgun. AKP’nin tavrından yılgın değilim ama bıkkınım” diyor. Ve seçimde yeniden aday olmak konusunda kararsız.
AKP köyleri tartıyormuş...
Köylere güvenirse Büyükşehir’in yasasını Kocaeli gibi yapacak Eskişehir’in köylerini de belediyeye bağlayarak Hoca’yı kaybettirecekmiş.
AKP’li değilseniz ötekinin de ötesinde düşmansınız.
Hoca ile sohbetimizi kendi ağzından veriyorum.
Özetlersek...
Eskişehir seçimde Hoca’yı bırakmak niyetinde değil.
İhbarlar
“Muhalefet partilerinden seçilen belediye yönetimleri ve belediye başkanları gibi, biz de iktidarın baskıcı, engelleyici ağırlığını devamlı üzerimizde hissediyoruz.”
“Rutin yasal denetimler dışında, özellikle AKP’nin yerel yönetici ve milletvekilleri ile yandaşlarının, sırf hakkımızda şaibe yaratmak amacıyla, yaptıkları asılsız ihbarlar sonucu başlatılan incelemeler, komplo hazırlıklarına ait aldığımız duyumlar, insanda huzur bırakmıyor ve halka hizmet hevesini tahrip ediyor. Bu durum bizi gönül yorgunu yapıyor.
‘Devamlı takip ve dinleme altındayız’
“Bütün bunlara ilaveten, iktidar yandaşı yerel basınla yürütülen yayınlar, merkezi hükümet bürokratlarının, belediyelerimize karşı olumsuz, ama tedirgin tutumları, Bakanlıkların kendi belediyelerine her türlü cömertliklerinin yanında, bizlere karşı reddiyetçi ve uyarıcı tutumunu da saymalıyız. Ayrıca Eskişehir’de devamlı bizimle uğraşan bir İl Özel İdaresi var ki, gündemleri ilin hizmet ihtiyacından çok bizim icraatlarımızdan oluşuyor. Ayrıca devamlı takip ve dinleme altında tutulduğumuzu düşünüyoruz. İdari yargıdaki konularda seçilen bilirkişiler konusu da dikkatimizi çekmeye başladı.
‘Dış krediyi DPT’den geçiremedik’
“Ödemesiz uzun süre ve düşük faiz için dış krediye ihtiyaç duyan raylı sistem uzatma projelerimizi, DPT’den yıllardır geçiremedik. Sonunda kendimiz iç kredi temin etmek zorunda kaldık.”
“Karayolları, TOKİ ve DDY gibi kuruluşlar, şehir planlarını ve bu konuda halkın seçtiği belediye meclisi ve bizleri dikkate almadan kendi bildikleri gibi icraat yapıyorlar. Tabii böyle olunca da yaptıkları her iş yanlış, bir daha düzeltilemez ve fazla israflı oluyor.
“AKP’nin yerel yönetimlerdeki örgütleri ve partililerinin, Sayın Başbakandan gerçekleri gizleyerek, devamlı bizlerin hizmet ve projeleri hakkında onu yanlış bilgilerle donatmalarının bu durumda payları olduğunu düşünüyoruz.
“Belediye başkanlığı yapmış bir başbakanın, seçimler sonrası yaptığı konuşmadan çok umutlanmıştık. Ama bugün o umuda sahip değiliz. Gerçekler bunu gösteriyor.”
Son Güncelleme: Salı, 15 Mayıs 2012 20:18

Hiç yorum yok: