8 Tem 2012

BAAS


Suriye ile yaşanan gerginlik sonrası başta Başbakan Erdoğan olmak üzere, bazıları kafayı iyice BAAS’a taktı.
BAAS üzerinden, Cumhuriyete ve Cumhuriyetçilere saldırmaya çalışıyorlar. Birileri de bundan alınıp, “BAAS’ÇI” olmadığını ispatlamaya çalışıyor.
Peki “BAAS’ÇILIK”  kötü bir şey mi?  
BAAS Arapça “yeniden diriliş” demek. Ortadoğu’da tek bir Arap devleti kurma amacını güden,  “Arap Sosyalizmi” olarak da adlandırılan  bir düşünce. 
Sovyet devriminden, Türk devriminden izler taşıyor. Irak ve Suriye’de BAAS Partileri iktidar oldular. Bütün Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerini birçok kez dolaşmış biri olarak, BAAS’ın iktidarda olduğu bu ülkeleri anlatayım istedim:
İşgalden önceki Irak ve Suriye Arap ülkelerinin en laik ülkeleridirler.
Kadınların özgürleşmesinde diğer Arap ülkelerine ciddi fark atarlar.
Okuma yazma oranları yüksektir. “Kitap Mısır’da yazılır, Beyrut’ta basılır, Bağdat’ta okunur” Arap atasözü çok bilinen bir sözdür. Bağdat’ta, Şam’da, Halep’te eski kitap satıcıları en çok ziyaret edilen yerler arasındadır.
Devletçidirler.
Cumhuriyet devriminin 6 Ok’unun önemli bir bölümü, belli oranlarda onlarda da vardır.
Bize çok benzerler. Hatta eğitimde, Cumhuriyet yönetimimizin sisteminden yararlandıkları da söylenebilir.
Irak işgali öncesi bir grup gazeteciyle Bağdat’taydık. O günlerin şöhretli gazetecileri de aramızdaydı. Bağdat’ta bulunan yüzlerce resim galerisinden birine girdik. Galerinin sahibi aynı zamanda bir ressamdı. Türk gazetecileriyle koyu bir sohbet başladı. O günlerin ünlü bir televizyon muhabiri, “Siz diktatör Saddam’a niye baş kaldırmıyorsunuz?” diye sordu.
Ressam, “Hanımefendi bir dakika” dedikten sonra başladı anlatmaya:
“Ben bir çoban çocuğuyum. Bu yönetim beni köyden aldı, yatılı olarak okuttu. Bende bir ışık gördü ki liseden sonra Paris’e resim eğitimine gönderdi. Paris’te üniversitede resim eğitimi aldım. Öğrenciyken Paris’te bin, iki bin dolara resim satıyordum. Şimdi ülkeme döndüm. Buradaki koşullar nedeniyle 300-400 dolara bir resim satabiliyorum. Ama benim bu ülkeye borcum var. Beni bu rejim adam etti.”
BAAS dedikleri böyle bir şey. Nasıl da bizim Cumhuriyetimizin ilk yıllarına, Köy Enstitüleri dönemine benziyor değil mi?
Zaten BAAS düşmanlığının nedeni de bu. Sovyet devriminden ve Türk devriminden esinlenmesi. Zaman zaman yaptığı hatalara rağmen sonunda anti emperyalist duruş sergilemesi.
Erdoğan’ın durmadan BAAS rejimini eleştirmesi de  aynı. Halkçılığın, devletçiliğin, cumhuriyetçiliğin, laikliğin, devrimciliğin, milliyetçiliğin izlerini gördüğü her şeye saldırıyor. BOP Eşbaşkanı da olunca tutmak da mümkün olmuyor tabi...
Kısacası BAAS korkulacak bir şey değil. 
Son Güncelleme: Perşembe, 05 Temmuz 2012 00:02

Hiç yorum yok: