12 Ara 2012

Alın yazısı/kader

“Sen fakir kalacaksın!” diyor yobaz!

“Fakir kalacaksın, çünkü Allah alnına böyle yazmış!”

“Fakir kalacaksın, ezileceksin, zulme uğrayacaksın, bu dünyada zenginlerin dünya işlerini göreceksin, çünkü senin kaderinde bu var!”

Bu kadere karşı çıkacağına, her şeyi kabullenip itaat etmen lazım!”

Kime itaat?

Kaderine, zengin olacaksın, muktedir olacaksın diye yazılanlara.

Böyle söylüyor yobaz.

Ona göre iktidara muhalif olmak, karşı çıkmak büyük günah!

Böyle yapan, kadere iman etmiyor onun gözünde…


“Güzel öldüler!”

Bunu bir Bakan söylemişti; maden kazasında ölen ve yakınları hâlâ feryat etmekte olan maden emekçilerini kastediyordu.

Üstlerine toprak çökmemiş, gazdan zehirlenerek ölmüşlerdi; bu nedenle “güzel öldüler”, diyordu.

Ona göre kaderdi bu, alın yazısıydı!

Değiştirilemezdi!

Yüzyıllar boyu mazlum kitleyi böyle kandırdılar işte!

Esas meseleleri “fakirlik”ti.

Allah, bazılarının alnına sen fakir olacaksın, zenginlerin dünya işlerini göreceksin, diye yazmıştı. (İlmihal böyle demiyor muydu: Herkes zengin olsaydı zenginlerin dünya işlerini kim görürdü!)

Ve buna karşı çıkmak günahtı!

Kuran’a karşı tezgah böyle kuruluyordu işte…

Kuran böyle devre dışı bırakılıyordu. (Furkan, 30)


Bir düşünün:

Eşbaşkanlık müessesesi mesela!

NATO Terör Örgütü ile birlikte Libya’nın perişan edilmesi sizce bir alın yazısı mıydı, bir kader miydi?

Allah, Arapların alnına, Seri Katil ve işbirlikçileri sizi mahvedecek, çoluk çocuğunuzu öldürecek, kadınlarınızın ırzına geçecek diye mi yazmıştı!

Irak’ta öldürülen 1.5 milyon Müslümanın, ırzına geçilen on binlerce kadının, ülkenin servetlerinin haçlılar tarafından yağmalanmasının sorumlusu Allah mıydı yani!

Olur muydu böyle şey!

Yobaza göre böyleydi…

Bu bir alın yazısıydı, bir kaderdi!


Bu sütunu izleyenler bilirler:

Bunları söylerken dayandığımız temel Kuran’dır; kanıtımız Kuran’ın yani Allah’ın sözlerinin kendisidir.

Bakın Allah ne diyor:

“Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başkası yoktur. Ve onun çalışıp didinmesi yakında görülecektir. Sonra karşılığı kendisine hiç eksiksiz verilecektir.” (Necm, 39-41)

Hani alın yazısı denen bir şey vardı!

“İnsan için çalışıp didindiğinden başkası yoktur” ne demek?

Kuran devam ediyor:

“İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, onlar için, altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Büyük başarı işte budur.” (Büruc, 11)

Hani alın yazısı denen bir şey vardı!

Nasıl diyor ayet:

“İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar!”

Allah kulunun alnına iman edip barışa yönelik iş yapmayacaksın diye yazsaydı, bu ayeti gönderir miydi?


Büyük bilgin bakın ne diyor:

“Kur’an’da, bugün benimsenen şekliyle bir kader kavramı olmadığı gibi, ‘kadere iman’ diye bir tâbir de yoktur. … Kader sözcüğü Kur’an’da 11 yerde geçmektedir ve tümünde de ‘ölçü’ anlamında kullanılmaktadır. Türkçe’deki ‘miktar’ sözcüğü de ölçü anlamındadır ve kader kökündendir. … Kur’an ‘kader’ kavramıyla ‘sünnetullah’ da denilen tabiat kanunlarını kastetmektedir. … Allah’ın isim-sıfatlarından olan ve Kur’an’da 39 yerde geçen Kadîr ve 7 yerde geçen kâdir sözcükleri de kaderle aynı kökten gelen kelimelerdir. İkisinin sözlük anlamı da ‘her şeyi kudretiyle belirleyen, ölçüye bağlayan’ demektir. … Biz, varlığın ve evrenin yönetimine, iş ve oluşa, ontolojik yapıya ilişkin kanunlar koyamayız; bizim böyle bir yetkimiz yoktur. Ama biz, kendi fiillerimiz, yönetimimizle ilgili kanunlar koyarız ve koymalıyız. … Allah; varlık, iş ve oluşa ilişkin yasaları hem bilir, hem belirler; ama Allah, insanın fiillerine ilişin sonuçları belirlemez, bilir. Bilmesi O’nun tanrılığının bir gereği olduğu gibi, sonuçları belirlemesi de tanrılığının bir gereğidir. Fiillerimizin sonuçlarını bilmekle kalmayıp aynı zamanda belirlerse bu bizi sorumlu tutmamasını gerektirir. Hem belirler hem sorumlu tutarsa bu zulüm olur. Oysaki Allah zulümden arınmıştır.” (Yaşar Nuri Öztürk/İslam Nasıl Yozlaştırıldı/Sayfa 325-330)

*** *** ***

Seri Katil’in ağzından çıkan bir sözle Suriye’ye saldırmaya hazırlananlar,
İsra 9’da bakın nasıl mahkûm ediliyorlar:

“Şüpheniz olmasın ki, bu Kuran en kalıcı, en doğru olana kılavuzlar ve müminlere şu yolda müjde verir: Hayra ve barışa yönelik işler yapanlar için büyük bir ödül vardır.” 

Seri Katil ve Eşbaşkan sizce hayra ve barışa yönelik bir iş mi yapıyor, yoksa Amerikan patentli özgür iradesini kullanarak zulüm üzerine zulüm mü işliyor?

Suriye’ye saldırmak, orada iç savaşı körüklemek veya Seri Katil’in kana buladığı Ortadoğu’da Eşbaşkan olmak bir alın yazısı, bir kader değil; ABD emperyalizmi ve onun işbirlikçilerinin özgür iradeleridir.

Ve “bir gün” bunun sonucuna katlanacaklardır tabii…

*** *** ***

Bakın Kuran tartışmayı nasıl kesin bir dille bitiriyor:

“Andolsun ki biz sizden önceki kuşakları(x), zulmettikleri ve resulleri kendilerine açık kanıtlar getirdiği halde inanmadıkları için helak ettik. Günaha batanlar topluluğunu biz böyle cezalandırırız. Sonra onların ardından yeryüzünde sizi hükmedenler kıldık ki, nasıl iş yapacağınızı görelim.” (Yunus, 13-14)

“Nasıl iş yapacağımız” alnımıza yazılmışsa, Allah bu işlerden bizi nasıl sorumlu tutabilir. Nasıl bitiyor ayet:

“Nasıl iş yapacağınızı görelim.”

*** *** ***

Esas meselemize gelelim:

Türkiye’de otuz milyon kişi açlık sınırında yaşıyor, milyonlarca kişi aç, bir o kadar kişi de işsiz; şerefli komutanlarımız ve namus abidesi vatanseverlerimiz bir Amerikan tertibiyle mapuslarda; ülkemiz yine bir Amerikan tertibiyle bir iç savaşa doğru sürüklenmekte…

Bunların hiçbiri alın yazısı/kader değil!

Birtakım kişilerin özgür iradesiyle vuku bulan şeyler.

Hepsi su katılmamış zulüm ve bu zulmü yapanlar “öbür taraf”a “kul hakkı” ile gidecekler!

Dünyada vuku bulan kötülükler ve fakirlik bir alın yazısı değil, birtakım kişilerin özgür iradeleriyle işledikleri zulümlerden ibaret.

O maden emekçileri, madenlerde maliyeti düşürmek için uygun olmayan koşullarda çalıştırılmasalardı bu “cinayetler” olur muydu!

Hakim sınıflar ve özellikle yeni oluşan İslami sermaye halkın rızkını gasp etmese fakirlik olur muydu!

Dünyayı kana bulayan Seri Katil emperyalist olmasaydı, bu zulümler yaşanır mıydı!

O kahrolası Amerikan tertibi olmasaydı, vatanseverler hapislerde olur muydu!

Ama bunun değişeceği günler de gelecektir inşallah.

O günler çok da uzak değildir!

Allah’a emanet olun…


(x) Kuran’ın sözünü ettiği , “bizden önceki kuşaklar” meselesi çok ilginçtir; konuya ilgi duyanların bunu araştırmalarını öneririm.

Hiç yorum yok: